Plastik Cerrahiyi Kimler Yaptırıyor / Opr. Dr. Cem Payaslı

Size genelde ne tür problemlerle müracaat ediyorlar? 

Bizim her kesimden hastamız var. Mutsuz ev kadınları, sanatçılar… Onun dışında vücudunun herhangi bir yerini ileri derecede problem hâline getirmiş genç kızlar, genç erkekler sporcular… Hasta grubumuz içinde yaşamın her kesiminden çeşitli insanlar mevcut durumda.

Peki en çok ne tür problemlerle müracaat ediyorlar?

Bizim en çok yaptığımız ameliyat burun estetiği ve meme estetiğidir. Türkiye’de insanları en çok mutlu eden ve en çok rahatsız eden durumların başında burun geliyor. Biz de en çok bunların ameliyatlarını yapıyoruz. Bir de yağ aldırma… İnsanlar yağ aldırma ameliyatını zayıflama ameliyatı olarak yanlış biliyorlar. Liposuction dediğimiz yağ alma ameliyatı bir zayıflama ameliyatı değildir. Zayıflara yapılan bir şekil verme ameliyatıdır. Liposuction şişmanlara yapılan bir ameliyat değildir. Bilinenin aksine liposuction ameliyatı için insanın zayıf olması lazım. Bazı bölgelerini verememiştir o bölgeleri biz liposuction’la alırız. Bu ameliyat günümüzde yanlış amaçlarla da kullanılıyor. Zayıflatma operasyonu gibi kullanılıyor. İnsanlar liposuction’dan korkar, aslında korkulacak hiçbir şey yok. Yanlış kişilere yapıldığı için yanlış sonuçlar doğuruyor. Doğru teşhislerle yapılsa doğru endikasyonlarla yapılsa gayet güvenli çok keyifli bir ameliyat.

Estetik konularında bir algı değişikliği var mı?

Kesinlikle var. Bence halkımız pozitif anlamda da negatif anlamda da birçok zinciri kırmış durumda. Maalesef plastik cerrahide de hem pozitif anlamda hem negatif anlamda zincirlerini kırmış durumdalar. Nasıl derseniz? Mesela bir kadının yüzü çok güzel ama diyelim ki kendisinin beğenmediği bir burnu var… Eskiden bunu yaptıramazdı ama artık şimdi eşi bile alıp onu buraya getirebiliyor. Biz ona özgüven kazandırabiliyoruz. Ya da çok büyük göğüsleri var, sırt ağrısı var. Eskiden bunu eşine bile açamazdı ama şimdi eşleriyle beraber gelip bunu anlatabiliyorlar. Bunlar normal halbuki, çok daha ileri derecede rahatsızlıkları olanlar var onlara da ulaşmak lazım. Bence bunlar kırılan zincirlerin pozitif tarafıdır. Negatif tarafı ise buraya gelip çok güzel bir burnu olmasına rağmen “Burnumu şöyle yap böyle yap ya da bana dev bir meme yap.” gibi sağlık dışı ve sosyal hayat dışı sadece canı sıkıldığı için lüzumsuz yere ameliyat olmak isteyenlerin gelmesidir. Bu da kırılan zincirlerin negatif tarafı. Ama biz halkımızı doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Doğru yönlendirdiğimiz zaman da zaten doğru sonuçlar elde ediyorsunuz ve sonuçlar hastalarınız tarafından seviliyor.

Zaten normal bir insan abartılı isteklerde bulunmaz ve yaptırmaz. Burada doktor devreye giriyor; doktor çok önemli. Ben mesela, isterseniz bir trilyon para verin kabullenemediğim bir burnu hastaya yapmam, örneğin çok kalkık bir burun yapmam. Kabullenmediğim ameliyatı yapmadığım için birçok insan benden keyif almayabilir ameliyat olmaya gelmeyebilir.  Birilerinin istemiş olduğu çok kalkık burun yapıldıysa eminim bir süre sonra o şahıs da çok kalkık bir burundan rahatsız olacaktır ve içinden şunu diyecektir: “Niye doktor bana bunu söylemedi ki? İlerde rahatsız olabileceğimi niye bana söylemedi?”  Ya da ben kendi içimden “Niye ben bu kişiyi uyarmadım ki?” diyebilirim. Bundan dolayı ben hiçbir ameliyatta, ister burun isterse başka bir şey istesin abartılı işlemlere karşıyım; her zaman her şeyin doğalından yanayım.

Ameliyat olanların zaman içinde psikolojik sorunları oluşuyor mu?

Biraz önce de söylediğim gibi normal psikolojideki bir insan bu ameliyatı böyle istemez. Tabii ki sadece abartılı bir ameliyatta değil beğenilmeyen bir ameliyatta da… Bizim hastalarımız çok kırılgandır hassastır. Zaten psikolojik alt yapısında bir şeyler var ki geliyorlar. Bu hastayı siz mutlu etmekle yükümlüsünüz. İster çok abartılı bir ameliyat olsun isterse kötü yapılmış bir ameliyat olsun hastada derin bir yıkım ve depresyon hâli görülebilir. Bu olmasın diye elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Birçok ameliyatı da yapmıyoruz. Bu çok ince bir çizgi…

İnsan bedeni bu, riskleri var, fazla oynamaya gelmez…

Kesinlikle öyle. Burada yine doğallık devreye giriyor. Zaten doğal yaklaşabilmek işin zor kısmıdır, abartıyı herkes yapar. Çünkü doğal tektir. Niye? Çünkü vücudun bazı teknik ölçümlerinin ortalamasıdır. Doğal olan şey budur. Bunun dışındaki her şey abartı olduğu için zor olan zaten doğalı yapmaktır. Başarılı cerrah doğalı yapan plastik cerrahtır. Ben gençleşme ameliyatlarına kesinlikle ve kesinlikle taraftarım bunun yanındayım. Bir anlamda insanın psikolojisini düzeltiyorsunuz. Yüzü çökmüş sürekli yaşlı görüntüsü olan, göz kapakları artık gözlerinin üzerine düşen… Aynaya baktığında mutlu olması iç huzurunun yerinde olması imkânsız. Böyle bir kadın sonuçta mutsuzdur çocuğuna da eşine de mutsuzluğu yansıtacaktır. Bence ailenin bireyi olan bir annenin ya da bir bayanın yüzünü gençleştirmesi inanın bana, onun ruhuna bile yansır ruhunu bile gençleştirir, dolayısıyla bunu sonuna kadar destekliyorum. Bir de şu açıdan bakın: Kadın dört tane çocuk doğurmuş yıllarca bu çocuklara bakmış okutmuş yedirmiş içirmiş ve artık görsel açıdan sorunlar var… Bu anlamda aile içi huzurun düzeltilmesinde de bence gençleştirme ameliyatlarının -çok samimi söylüyorum- hem tıbbi anlamda hem de ailelerin mutluluğu anlamında çok faydası olduğunu düşünüyorum.

Tabii yine doğallık şart. Michael Jackson (maykıl ceksın) estetik ameliyatlarla ne hâle geldi. Sonu da hazin oldu.

Kesinlikle. Bakın şu lafım çok önemli: “Bu işi bilen cerrah görüntüyü doğal yapandır.” Çünkü zor olan doğalını yapmaktır. Doğallık bir ortalamadır. Bu ortalamaya yaklaşamadığınız sürece zaten abartıya kaçmış olursunuz.  Bir insan kötü niyetli olduğu için abartılı ameliyat yapmaz; işi bilmediği için abartılı ameliyat yapar. Kesinlikle bu ince bir sınırdır. İşte burada görev plastik cerraha düşüyor. Yani hem kendisini iyi yetiştirmeli hem de hastanın abartılı bir talebi varsa hastanın önüne set koymalı. Hasta “Parasıyla değil mi kardeşim, 20 milyar 30 milyar neyse bedeli vereceğim.” dese “Hayır kardeşim o noktada biz yokuz.” demeli. Bizim bir markamız var kendi ismimizin bir markası var. Biz bunu hiçbir zaman bozmamak adına, yanlış hekimlik yapmamak adına, günah işlememek adına hastanın önüne set koyuyoruz. Bizim gibi direnebilenler direniyor; direnemeyenler ise çok çok cüzi sayıda insan ve onlar bu tür çok abartılı ameliyatları yapıyor.

Karşılaştığınız ilginç vakalar var mı?

Sayısız vaka ile karşılaşıyoruz. Çok uzun yıllar önce ihtisasa yeni başlamışken doktorum ama plastik cerrahiyi henüz bilmiyorum…  Bir tane ev hanımı dedi ki: “Doktor bey bir ameliyat yapıyormuşsunuz elleriniz manikürlü gibi kalıyormuş.” dedi. Bilmediğim için çaktırmak da istemedim “bir saniye” dedim. Koşa koşa hocanın odasına gittim  “Hocam; biz bir ameliyat yapıyormuşuz bayanın elleri hep manikürlü gibi kalıyormuş.” dedim. Hocam baktı bana şöyle alttan alttan “Hanımefendiyi kafa atmadan yollama oğlum” dedi. Çıktım “Biz bu ameliyatı yapamıyoruz kusura bakmayın.” dedim. Mahcup bir şekilde gönderdim ama zaten böyle bir ameliyat yokmuş.

Bir sanatçının resmini gösteriyorlar burnunu onun gibi istiyorlar. Her gün anlatıyoruz kişinin burnunun kendi yüzünde güzel olduğunu… Aslında onun sanatçıya hayran olduğunu, onun burnuna değil… O burnun o yüzde güzel duracağını herkesin yüz ölçülerinin farklı olduğunu herkesin yüz ölçümüne göre ihtiyacı olan burnun farklı olduğuna hastayı ikna ediyoruz. Bizim işimiz ikna…  Ameliyattan önce bizim işimiz hastayı ikna etmek. Çünkü hakikaten uçuk taleplerle geliyorlar.

Bir de şunu anlatayım. Bir hasta geldi, o zaman da bu “Ezel“ dizisi daha bir iki bölüm yayınlanmış. Dizide estetik ameliyat oluyor, yüzü değiştiriliyor falan ya… Delinin biri geldi “Doktor bey bana inanmayabilirsiniz ama ben gizli servistenim yüzümü değiştirmem lazım, bana yüz değiştirme ameliyatı yapar mısınız?” dedi. Ben de hemen pratik zekâmı kullanarak “Ben yapmıyorum.” dedim. O da kendisinden hiç hazzetmediğim bir plastik cerraha gitti. Böyle şeyleri çok yaşıyoruz.

Plastik cerrahi müdahalesi Allah’ın yarattığı bir şeye müdahale gibi algılanıp bu konuda bir tepki de var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşte bunun cevabını verebilecek kişi ben değilim. Bunun cevabı için din âliminin de desteğine htiyacımız var. Bir hekimle bir din âliminin beraber çerçevesini çizmesi gerektiği bir konu bu.

Aileler bu durumu nasıl karşılıyorlar?

Evliliğin temelinde her zaman cinsellik vardır. Evliliğin iyi bir seyirde gitmesinin temelinde de… Bir erkeğin de eşini hazırlaması lazım. Bu konuda gençleştirme ameliyatları gerçekten çok faydalı, inanın bana bu konuda katkısı oluyor. Yürümeyecek bir evliliği siz ne yaparsanız yapın yürütemezsiniz de bizim büyük katkılarımız oluyor. Bir burun ameliyatıyla bir insan çok güzel bir insan hâline dönüşebiliyor. Ama günah anlamında diyorsanız; burnu gerçekten çok güzel hakikaten güzel olduğu halde burnunu kaldırtmak istiyenler oluyor. Şımarıklıktan dolayı bu kısmın günah olduğunu düşünüyorum. Sana yaradılıştan verilmiş bir güzellik. Bu elbise değil ki istediğini alasın…

Bunun kriteri nedir, bu talebi belirleyen nedir?

Onu hastanın beyni belirliyor. Hasta çok güzel bir burnu olsa bile “Ben bunu beğenmiyorum.” diyebiliyor.  Tamamen beynin oynadığı bir oyun ya da limit diyelim…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir