Kötümserlik Direncimizi Düşürür Mü? / Dr. Işıl Tekin

Savunmacı kötümserlik nedir? Duygu ve düşünüş biçimi olarak nasıl bir psikolojiye karşılık geldiği söylenebilir?
Öncelikle daha geniş kapsamda iyimserlik ve kötümserliğe bakarak başlayabiliriz. Genellikle kötümserlik negatif duygu durumu ve düşük başarı ile iyimserlik ise pozitif duygu durumu ve yüksek başarıyla ilişkilendirilir. Fakat diğer taraftan pozitif duyguların ve iyimserliğin tamamen iyi, negatif duyguların ve kötümserliğin tamamen kötü ve kaçınılması gereken duygular olmadığını belirten çalışmalar da bulunmakta. Yani aslında iyimserliğin her durumda herkes için yararlı olmadığını, kötümserliğin de her zaman uyum bozucu ve işlevsiz olmadığını belirten araştırma sonuçları mevcut. İşte kötümserliğin işlevsel kullanımı noktasında savunmacı kötümserlik kavramı karşımıza çıkar. Savunmacı kötümserlik, içerisinde değerlendirilme durumları barındıran olaylar öncesinde bireylerin gerçekçi olmayan düşük beklentiler oluşturmasını ve ortaya konulması gereken performans öncesinde muhtemel pek çok sonucu detaylı ve derinlemesine düşünmesini ifade eder. Savunmacı kötümserlik, bireyin kendi performansına ilişkin düşük beklentiler belirlemesiyle başlar ve sürece ve sonuca dair çeşitli senaryoları zihninden geçirmesiyle devam eder. Bireyler savunmacı kötümser bir yaklaşım benimseyerek yaklaşan bir olay öncesinde olası sonuçları zihinsel olarak ele alır, zihinlerinde olayların provasını yapar ve böylece bu sonuçlara karşı kendilerini hazırlar ve güçlendirirler. Olası sonuçları düşünme süreçlerinde, karşılaşma ihtimalleri olan sorunlara ve tersliklere özel dikkat gösterirler ve böylece bir kontrol hissi kazanır ve önlemler alırlar. Savunmacı kötümserlik esasında iki temel amaçla kullanılır. Bunlardan birincisi bireyin benlik değerini koruması, diğeri ise kaygı ile baş etmeye yardım etmesidir. Böylece kaygının zayıflatıcı ve güçsüzleştirici etkisi hissedilmez; hatta kaygı, motive edici hale gelmiş olur.
Yani aslında savunmacı kötümserlik, kötümser düşünmenin her koşulda zararlı, iyimser düşünmenin de her koşulda yararlı olduğu yönündeki genel kanıdan farklılaşır. Hem toplumsal hem de akademik bağlamlarda en kötüyü düşünmek, bazı insanların ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına yardımcı olur. Dolayısıyla iyimserlik ve kötümserliğin etkileri de kişiden kişiye farklılık gösterir. Bunu örnekleyebilecek bir deney Norem ve Illingworth tarafından 1993 yılında yapılmıştır. Savunmacı kötümserlerle gerçekleştirilen bu deneyde bir görev öncesinde katılımcıların bir kısmından göreve ilişkin düşüncelerini listelemeleri istenmiş ve kendi savunmacı kötümser stratejilerini kullanmalarına izin verilmiş, diğer kısmının ise kötümser düşünmeleri engellenmiş. Göreve ilişkin düşüncelerini listelediklerinde ikinci duruma oranla kendilerini daha iyi ve daha az kaygılı hissettikleri bulunmuş. Hatta savunmacı kötümserlerin kötümser düşünmeleri engellendiğinde daha başarısız performanslar sergiledikleri görülmüş. Özetle savunmacı kötümserliğin bireylerin performanslarını kısa dönemde olumsuz etkilemediğini ve temelde benlik değerlerini korumalarına ve motive olmalarına yardımcı olabildiğini söyleyebiliriz.
Savunmacı kötümserlik hangi koşullarda kimler tarafından kullanılır? Kısacası neden savunmacı kötümserlik bazı insanlarda daha büyük bir yatkınlıktır?
Savunmacı kötümserlik, başarısızlığın benlik saygısını tehdit ettiği ve başarının birey için istenilir ve önemli olduğu durumlarla karşılaşıldığında kullanılıyor. Daha açık bir ifadeyle savunmacı kötümserlik kaygı uyandıran değerlendirilme durumları öncesinde kullanılıyor. Bu stratejiyi kullanan kişiler daha çok kaygı düzeyleri yüksek olan ve başlangıçta olay üzerindeki kontrollerinin düşük olduğunu hisseden kişilerdir. Bazı bireyler iyimser bir strateji kullandıklarında, her şeyin yolunda gideceğini düşündüklerinde kendilerini hazırlıksız ve korunmasız hissedebilirler. İşte savunmacı kötümserlik daha çok bu bireyler tarafından kullanılıyor. Savunmacı kötümserlerin beklentilerini düşük tutmalarının nedeni hem başarısızlığı önlemek için kendilerini çok çalışmaya motive etmek hem de başarısızlığın ortaya çıkması durumunda kendilerini aşırı üzüntüden korumak. Yani aslında savunmacı kötümserlik, bireylerde başarısızlık korkusu yüksek ve başarma isteği güçlü olduğunda kullanılan bir stratejidir.
Şunu da belirtmekte fayda var ki hayatın herhangi bir alanında savunmacı kötümser olan bir kişinin her alanda savunmacı kötümser olduğundan bahsedemeyiz. Örneğin akademik alanda savunmacı kötümserliği kullanan bireyler, sosyal bağlamlarda savunmacı kötümser olmayabilirler. Savunmacı kötümserler stratejilerini, riskli durumlarda kullanıp, başarısızlık ihtimali olmayan durumlarda repertuarlarından farklı stratejiler seçebilirler.
Çalışmanızda bilişsel esneklik, kaygı ve kişilik unsurları üzerinden savunmacı kötümserliğin akademik başarıdaki etkisine dair değerlendirmeler yapılmış. Bu kavramlara dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Bilişsel esneklik, kaygı ve kişilik unsurları savunmacı kötümserlikte ne denli etkili olmaktadır?
İlk olarak başarıyla ilişkisini özetleyecek olursak kötümserlik ve depresyonun genel olarak performansı olumsuz etkilemesinin aksine savunmacı kötümserliğin performansı ve başarıyı olumsuz etkilemediği biliniyor. Aksine savunmacı kötümserlerin stratejilerine bir müdahalede bulunulduğunda, derinlemesine düşünmeleri ve negatif düşünmeleri engellendiğinde daha başarısız performanslar sergileyebiliyorlar. Kaygılı kişileri iyi hissettirmenin performansı olumsuz etkilemesi ilk bakışta mantıksız görünebilir. Bununla birlikte kaygılı hissetmemek, bazı bireyler tarafından hazırlıklarını durdurmak için ipucu olarak algılanabiliyor. Savunmacı kötümserler stratejilerini kullanmazlarsa hazırlıksız hissedebilirler. İyi hissetmek, kaygının olumsuz etkilerine karşı bu bireyleri daha savunmasız hissettirebilir. Ayrıca öncesinde kaygılı hissetmeleri engellense dahi görev üzerinde çalışmaya başladıklarında bu kaygı yeniden canlanmakta. Bu durumda savunmacı kötümserler kaygıyı kontrol edememiş hissedeceklerdir. Yani başarı ile ilişkisine baktığımızda kaygının etkisini kontrol etmeye ve motive olmaya yardımcı olduğu için başarı üzerinden olumsuz bir etkisinin olmadığını söyleyebiliriz.
Bilişsel esneklikle ilişkisine baktığımızda alan yazın, savunmacı kötümserlerin riskli durumlarda bu stratejiyi kullandıklarını ve başarısızlık ihtimali söz konusu olmadığında farklı bir strateji seçmelerini sağlayacak bilişsel esnekliğe sahip olduklarını söylüyor. Bizim çalışmamızda da bilişsel esnekliğin; yaşamda ortaya çıkan durumların ve insan davranışlarının, olası alternatiflerinin olabileceğini algılama becerisi ve zor durumları çözebilmek için çok sayıda çözüm üretme becerisini ifade eden alternatifler boyutu ile ilişkili olduğunu bulduk. Kişilik açısından incelendiğinde ise savunmacı kötümserlik gibi stratejiler bireylerin kişiliklerinde geniş yapıya gömülüdür ve bu yapıdan kaynağını alır. Mizaç ve kalıtım, aile çevresi, ev dışındaki çocukluk deneyimleri ve yetişkin olarak seçimlerin hepsi stratejilerin gelişmesini ve alışkanlık olarak kullanımını etkiler. Savunmacı kötümserlik, pozitif düşünmenin her zaman olumlu sonuçlara yol açacağı yönündeki varsayıma kişiliğin bir sınırlama getirdiğini ileri sürer. Yani aslında mizaç özelliklerinin de savunmacı kötümserliğin kullanımında açıklayıcı değişkenlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Kaygı ilişkisinden bir önceki soruda da bahsetmiştik. Kaygı düzeyi yüksek bireyler tarafından ve kaygı uyandıran durumlarda kullanılan bir stratejidir savunmacı kötümserlik. Bu strateji olumlu sonucu ortaya çıkaracak bir planlama sürecini başlatır. Savunmacı kötümserler gelecek olaylara dair endişelenmelerine rağmen, hareketsiz kalmaz ve çaresizlik yaşamazlar, kaygıları bu bireylerin bu olumsuz senaryoları önlemek için aktif planlar yapma çabalarını artırır. Ayrıca savunmacı kötümserlerin kaygıları performans sonrasında devam etmez.
Savunmacı kötümserliği etkileyen başka değişkenler var mı?
Bilişsel bir strateji olarak savunmacı kötümserlik yapısı Sosyal Bilişsel Yaklaşıma dayalı olarak gerçekleştirilen kişilik ve davranış çalışmalarından kaynağını alır. Bandura tarafından geliştirilen Sosyal Bilişsel Kuram, insanın ve davranışlarının içinde bulunduğu çevre ile sürekli etkileşim halinde bulunduğunu ve öğrenmenin çevreden soyutlanarak gerçekleşmeyeceğini savunur. Bandura davranışın sadece dışsal etmenlerin etkisiyle oluşmadığını bireyin atfettiği önemin de belirleyici bir faktör olduğunu söyler. Savunmacı kötümserlikte de atfedilen önem ve başarı güdüsü strateji kullanımında ve davranışların belirlenmesinde önemlidir. Savunmacı kötümserlik geçmiş yaşamdaki başarısızlıklardan ya da negatif yorumlamalardan kaynaklanmaz, gelecek kaygısından kaynaklanır. Kaygıya bir tepkidir. Bu değişkenler dışındaki değişkenler için savunmacı kötümserliğin görece yeni çalışılan bir kavram olduğunu ve araştırılmaya devam edildiğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak nasıl bir yol takip edilmeli ki, savunmacı kötümserlikle akademik başarı arasındaki ilişki, doğal durumlara örnek hale gelebilsin, başarılı bir baş etme stratejisine dönüşebilsin?
Mevcut durumda büyük oranda kötümserliğin zararlarına vurgu yapılmakta, iyimserlik ise bireye uygun olup olmadığına bakılmaksızın desteklenmekte hatta dayatılmakta. Bireylerin kaygılarını motivasyon olarak işler hale getirmelerini sağlayan ve benlik değerini koruyan bir strateji olarak savunmacı kötümserlik, karamsar düşüncelerin ve düşük beklentilerin bireylerin başarısını olumsuz etkilediği yönündeki genel inanışa ters düşen sıra dışı bir strateji olması bakımından dikkat çeken bir kavramdır. Dolayısıyla aslında öncelikle iyimserliğin ve kötümserliğin ifade ettiği anlamın, kullanımının ve bireyler üzerindeki etkilerinin bireysel farklılıklara bağlı olduğunu fark etmek gerekir.
Çalışmamızda katılımcıların bakış açısından savunmacı kötümserliğin hem kazançlarının hem de bedellerinin olduğu sonucuna ulaştık. Bu kazançlar arasında kendi hayal kırıklığını ve çevredekilerin hayal kırıklığını önleme ve dolayısıyla benliği koruma, motive olma, başarı sonucundan daha fazla tatmin olma, kaygıyla baş etme, sosyal destek, belirsizliği azaltma, temkinlilik, çevrenin beklentilerini düzenleme ve daha çok çalışma yer alıyordu. Savunmacı kötümserliğin bedelleri arasında ise olumsuz duygular ve engelleyici etkisi yer aldı. Yani aslında çeşitli bedelleri de var dolayısıyla farkında olunarak ve motive edici bir amaca hizmet edecek şekilde kullanılmasında fayda var. Aksi halde bedeli de olan bir strateji olduğu unutulmamalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.