Engelleri Sevgiyle Aşan Adam / Metin Şentürk

gonul-25-metin-senturk1987’de başlayan müzikal yolculuğunuz devam etmekte. Bu kadar uzun zaman kariyerinizin hiç sekteye uğramadan sürmesi çok önemli. Bu başarı nasıl geliyor?
Başarının sırrı kendini sürekli yenilemekte ve hayatla kurduğun ilişkidedir. Benim için kurulan gönül köprüleri çok değerlidir ama o köprüleri korumak daha da değerlidir. Bunun için istikrarlı, tutkulu ve arzulu olmak gerekir, ben de bütün bunları barındırdığıma inanıyorum. Beraberinde de başarı geliyor.

YAKINDA ÜÇ YENİ ALBÜM ÇIKIYOR
Son çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Üç tane ayrı albüm çalışmasını toplamaya çalışıyorum. Bir tanesi geçmişte beni etkileyen ağladığım şarkılar, bir tanesi Türk Sanat Müziği şarkılarıyla yeni bir albüm daha çıkarma planı, diğeri de kendi bestelerimden oluşan yeni bir çalışma. Bunun yanında başkanlığını yürüttüğüm Dünya Engelliler Vakfı ve 6 kıta 74 ülkenin üyesi olduğu Dünya Engelliler Birliği ile meşgul oluyorum.

“SEVME”Yİ SEVMEK BANA ENERJİ VERİYOR
Sizi son derece yaşam dolu, esprili görüyoruz. Görme üzerine yaptığınız espriler harika. Bu yaşam enerjisi nereden geliyor?
Dünyada iki tane en önemli şey vardır: Nefes alıp vermek… Nefes alıp verdiğiniz her dakika, saniye önemlidir ve bir şeyler yapabilmeniz için yeterlidir. O iki nefes arasını iyi doldurmak lazım, bunun için de hayatı ve kendinizi seviyor olmanız lazım, ben de ikisi de var. Bir dakika sonrasını bilemediğin bir süreci çok da ciddiye almadan değerini vermek lazım, ben bunu yapıyorum. Hayatı yaşamayı, sevmeyi seviyorum ve bu da bana bu enerjiyi veriyor.

PEYGAMBERİMİZ’İN EN BÜYÜK TAVSİYESİ: GÜZEL AHLAK
Sanatçı toplumun gözü önünde rol model konumunda. Bu açıdan sanat-ahlak ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanat ve ahlak ilişkisi rol modellik vazifesini üstlenen insanlar için önemlidir. Güzel ahlak insanın özünde olmalıdır. Sanatçı olun ya da olmayın hayatın neresinde iseniz güzel ahlaklı insan olmak Peygamberimiz’in tüm insanlığa en büyük tavsiyesidir. Dolayısıyla güzel ahlak sadece sanatta değil hayatın her alanında gereklidir ama özellikle toplum önündeyseniz bu daha fazla ön plana çıkmalıdır.

METİN ŞENTÜRK’ÜN “DEV” PROJESİ
Sosyal sorumluluğu olan bir yönünüz de var. Engellilerle ilgili çeşitli çalışmalarınız var. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Öncelikle benim gibi kader arkadaşlarım için uzun senelerdir engellilerle ilgili çalışmalara, projelere her şekilde destek verdim. Dört yıl önce ise bir grup değerli gönül dostlarımızla Dünya Engelliler Vakfı DEV’i kurduk. Dünya Engelliler Vakfı engelliler adına ve yararına kurulmuş bir proje ve düşünce kuruluşudur.
Sonrasında DEV öncülüğünde devletimizin de aktif destekleri ile 6 kıta 75 ülkeden üye sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu küresel bir çatı örgüt olan Dünya Engelliler Birliği’ni merkezi İstanbul’da olmak üzere kurduk. Bu birlik merkezi İstanbul’da olan uluslararası ilk birlik statüsündedir.
Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun resmi görüşmeleri sonrasında Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçiliği unvanının şahsıma verilmesi amacıyla çalışmalar başlatılmış. Bu bağlamda Suriye’den Türkiye’ye gelmiş mültecilerle ilgili çalışmalar yapıyoruz.

DÜNYA NÜFUSUNUN %15’İ ENGELLİ
Türkiye’de ve hatta dünyada engellilerle ilgili yapılan takdire şayan çalışmalar neler? Neleri eksik buluyorsunuz. Daha neler yapılabilir?
Engellilik insanlığın en büyük sorunlarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun %15’i engellidir. Bu çaptaki bir sorunun çözümü de kolay değildir. Son yıllarda Türkiye’de bu alanda muazzam gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak sorunun hacmi göz önüne alındığında daha yapacak çok işimiz olduğu da bir gerçektir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi üç ana esasta odaklanır, bunlar: Engelliliğin önlenmesi, fırsat eşitliği ve rehabilitasyon. Biz de Vakıf ve Birlik olarak bu üç ana esas üzerinden tüm engellilerin sorunlarına çözümler getirmeye çalışıyoruz.

“ALLAH, KİMSEYE KALDIRAMAYACAĞI YÜKÜ YÜKLEMEZ”
İnsanlar çeşit çeşit; kimi daha yakışıklı, kimi daha zengin, kimi daha sağlıklı ama aynı zamanda herkesin sınavı kendi şartlarında gerçekleşiyor. “Allah, kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.” ayetinin penceresinden bu görme engelinize nasıl bakıyorsunuz?
Bunu kabullenerek, bunun bir imtihan olduğuna inanarak, “Ne gelirse Hakk’tan gelir.” düsturunu eksiksiz kabul ederek, sadece görmemek değil tüm uzuvlarını bile kaybetsen bunun da bir imtihan olduğuna inanarak yaşamak gerekli ve bu sınavdan ancak böyle geçilir.
“Allah, kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.” çok doğru. Eğer yüce Rabbim insanoğluna kaldıramayacağı yükü verseydi insanoğlu çatlardı. Bu açıdan baktığımızda derdimiz ya da sorunumuz ne olursa olsun hayıflanmadan, isyan etmeden, her ne olursa olsun bununla birlikte yaşamaya kendimizi alıştırmalıyız.

Hayatı bir ömür olarak değerlendirdiğimizde ömürlük hedefleriniz düşünceleriniz nelerdir?
Maddi hedeflerim hiç olmadı. Gönlüme ait ve benim sorumluluğumda olan ailelere -ki bunların sayısı çok fazladır- ayakta kalabilecekleri destekleri vermeye devam ettirmek; “kimseye mahcup ve muhtaç olmadan yaşayabilmek, adam gibi yaşamak” felsefesine bağlı kalarak yaşamak, hakça yaşamak benim ömürlük hedeflerimdir. Bunun dışındaki hedeflerle ilgilenmiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir