Çocuklara cinsel eğitim hangi yaşlarda başlamalı? Bebeklikten ergenliğe kadar olan dönemde çocuklarımıza hangi cinsel eğitimler, nasıl verilmeli?
Cinsellik doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu devam eder. Bu nedenle cinsel eğitim de çocuklukta başlayıp aşamalı olarak her yaşta devam eden ömür boyu bir süreçtir. Gelişimin her aşaması, çocukların cinsel gelişimindeki belirli özelliklerle ilişkilidir. Her gelişim aşamasında ebeveyn tepkileri çok önemli olduğundan, anne babaların çocukların yeni ortaya çıkan cinselliğine en iyi nasıl cevap verileceğini bilmeleri büyük önem taşır. Cinsellik, o ailede bir tabu ise bunun konuşulması ve çocuğa doğru bir cinsel eğitim verilmesi neredeyse imkânsızdır. İşte bu yüzden öncelikli olarak ebeveynlere cinsel eğitimin nasıl verileceği öğretilmeli, cinsel mitlerden arındırılmalıdır. Çocuklara gelişim düzeyine uygun, aşamalı olarak bulunduğu yaşın gerektirdiği kadarını aktarmak, gizlilik, sınır gibi kavramları öğretmek, özel bölgelerimizden, cinsiyet farklılıklarımızdan ve hayır deme hakkının varlığından bahsetmek cinsel eğitimin temel yapı taşlarını oluşturur.
Çocuğa cinsiyet farklılıkları ne zaman anlatılmaya başlanmalıdır? Cinsiyet kavramı nasıl anlatılmalı?
Genel olarak yaşamın ilk yılında erkekler ve kızlar arasındaki cinsiyet farklılıkları minimum düzeydedir. Yaklaşık 2 yaşından 6 yaşına kadar olan yıllar, cinsel kimliğin gelişiminde çok önemli yıllardır. Bu yıllarda çocuklar cinsiyetlerinin farkına varırlar, oyun tarzları ve davranışları “Ben bir kızım” veya “Ben bir erkeğim” temel kimliği etrafında odaklanmaya başlar. Bunun yanı sıra sosyal bağlam, aile, okul, akran grubu ve medya, kalıplaşmış yollarla güçlü cinsiyet mesajları verir. Yaklaşık 2 yaşında çocuklar, kızlar ve erkekler arasındaki fiziksel farklılıkların farkındadır. Çoğu çocuk kendilerini erkek veya kız olarak tanımlayabilir. Çocuklar büyüdükçe cinsiyet beklentileri veya klişelerinin daha fazla farkına varırlar. Örneğin, belirli oyuncakların sadece kızlar veya erkekler için olduğunu düşünürler. Bazı çocuklar cinsiyetlerini çok güçlü ifade edebilirler. Örneğin, bir kız çocuk her gün elbise giymekte ısrar edebilir. 6-7 yaşlarında, başkalarının kendi cinsiyetlerini tanıdığından emin olduklarından, dışa dönük cinsiyet ifadelerini azaltmaya başlarlar.
Aileler çocuklara cinsel eğitim verirken nelere dikkat etmeliler? Ebeveynler bu konuda en çok hangi hatalara düşüyor? Hatalı eğitim çocuğun gelişimini nasıl etkiliyor? Cinsel eğitim verirken yapılması ve yapılmaması gerekenlere değinir misiniz?
Her çocuğun cinselliği bilme isteği ve hakkı vardır. Anne babaların çocuklarıyla sağlıklı bir cinsel eğitim sürecinde olabilmeleri için öncelikli olarak cevap vermekten kaçınmamaları gerekir. Anne babalar çocuklarının sorduğu bir sorunun cevabını veya cevabı nasıl vereceklerini bilmiyorlarsa, bu durumu uygun bir şekilde belirterek cevap vermeden önce biraz zaman isteyebilirler. Çocuğun yaşı ne olursa olsun sorularına verilecek cevapların gerçek bilgileri içermesi de önemlidir. Çocuğun sorusu normalleştirilmeli ve şaşırarak, gülerek ya da alay ederek karşılanmamalıdır. Cevap verirken jest ve mimiklerimizin de çok şey anlatabileceği unutulmamalı, rahat olunmalı ve aşırı bilgi vermekten kaçınılmalıdır. Çocuğun ihtiyacı olan cevapları ertelemek ya da bilgi vermekten kaçınmak, anne babaların çocuklarının cinsel gelişimlerinin daha sonraki bir noktasında, cinsel konularda bir diyalog başlatmak gibi önemli bir görevle karşı karşıya kalacakları anlamına gelir. Cinsellikle ilgili medyadan ve diğer kaynaklardan aldığı mesajlar genellikle gerçekçi değildir, sağlıksız veya kafa karıştırıcı olduğu için çocukların en güvenilir ve doğru bilgiye ulaşacakları yer ebeveynleridir.
Çocuklar anne-babalarına “Çocuk annenin karnına nasıl girer?” “Neden kadınların göğüsleri var erkeklerin yok?” gibi sorular sorabiliyorlar? Bu soruları cevaplarken nasıl bir yol izlemek lazım? Çocuklar bu tarz sorularına cevap alamazlarsa bu durumdan nasıl etkilenirler?
Çocuklar bu tarz soruları bilgi almak, neyin normal olup olmadığını anlamak, ebeveynlerinin tepkilerini ve sınırlarını test etmek için sorarlar. Onlarla ne konuşabileceklerini öğrenmeye çalışırlar. Bu sorular aynı zamanda, çocuğa cinsel organlarının mahremiyeti konusunda, ilk bilgileri vermek için doğru zamanın geldiğini de göstermektedir. Ebeveynler çocuğa sadece sorduğu kadarını değil, bununla ilgili her şeyi anlatmaları gerektiğini düşünür ve bir kaygı içerisine girerler. Oysaki bir çocuk, çocuğun anne karnına nasıl girdiğini sorduğunda, o an için ihtiyacı olan bilgi, bebeklerin anne karnında özel bir yerde oluşarak büyüdüklerinden fazlası değildir. En doğru tutum, çocuğun öğrenmesinin aşamalı bir süreç olduğunu hatırlamaktır. Tüm detaylar aynı anda sunulmamalıdır. Bilgi ve gerçeklerin birikimi sürekli olmalı ve birçok kez tekrarlanmalıdır. Çocuk, sorduğu sorulara cevap bulamadığı takdirde, bu bilgilere akranlarından, medya üzerinden yanlış ve yaşına uygun olmayan bir şekilde ulaşacaktır.
Ebeveynler taciz ve istismarı önlemek için nelere dikkat etmeliler? Nasıl bir eğitim vermeliler?
Çocukların cinsel istismardan korunması noktasında atılacak en temel adım, çocuklara cinselliği utanmadan öğretmek olacaktır. Çocukları cinsel istismar konusunda eğitmek, yangın tatbikatı gibidir. Bunun asla olmamasını istersiniz ama olması durumunda yapılması gerekenleri öğrenmiş olursunuz. Bu nedenle anne babaların, çocuklarının güvenliğini ve iyiliğini sağlamak için her gelişim aşamasına uygun bilgiler vererek, çocuklarının eğitimini yaşam boyu bir süreç olarak görmeleri gerekir. Sınır, gizlilik, mahremiyet, tehlike, güvenlik gibi kavramları, çocuğun kafasını karıştırmamak için anlama seviyesinin farkında olarak açıklamak önemlidir. Anne babalar, küçük çocuklarına bu kavramlarla neyin kastedildiğini açıklamalı ve somut örnekler sunmalıdır. İyiliğin ve kötülüğün karşılığı her birey için farklı olabileceği için iyi dokunuş-kötü dokunuş olarak değil, doğru dokunuş-yanlış dokunuşun neler olduğu hakkında konuşmak ve hayır deme hakkının varlığından bahsetmek büyük önem taşımaktadır.
Cinsel kimliklerin silikleştirilmek istendiği günümüzde ebeveynler nasıl bir yol izlemeliler? Rol modelin önemi konusunda neler söylemek istersiniz?
Anne babalar, çocuğun dünyayı anlama becerisinin gelişmesinde önemli bir rol oynarlar. Çocukların her zaman taklit ettiği ve kopyaladığı güçlü rol modelleri olarak hareket ederler. Bu nedenle, anne babaların cinselliğe karşı olumsuz tavırları varsa çocuk bunları kazanacaktır. Anne babalar da cinsellikle ilgili tutumlarını kendi çocukluklarında edinmişlerdir ve kendi ebeveynleri tarafından aktarılan tutum ve inançları yansıtırlar. Diğer bir ifadeyle, cinselliği ifade etme şekli çocuklukta öğrenilir ve hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemindeki deneyimlerle şekillenir.
Çocuğun anne babasıyla birlikte uyuması çocuğun gelişiminde olumsuz durumlar oluşturabilir mi?
Çocukların kişilik gelişimini olumsuz etkilediğini en başından söylemek istiyorum. İlk başta bebeğin ihtiyaçlarını kolay karşılamak ya da anne ve babaların empatik ve bağlanma odaklı ebeveynlik anlayışı gereğince bebekleri ile birlikte uyumaları normal olsa da en geç bir yaşına kadar bu durumun sona erdirilmesi gerekir. Çocuğun ebeveynlerinden ayrı olarak kendi yatağında uyuması bağımsız birey olma yolunda ilk adımı olacağı gibi, ebeveynleri ile aynı yatakta uyuyan çocukların, ebeveynlerinden duygusal olarak da ayrılamayacağının unutulmaması gerekir.
Ergenlik dönemi ve öncesinde cinsel bilgilendirmede nasıl bir sistem ve yol izlenmeli? Çocuklukla yetişkinlik arasında bir köprü olan ergenlik dönemini psikolojik olarak hasarsız atlatmaları için gençlere nasıl yardımcı olunabilir?
Ergenlik döneminde cinsel eğitim basit bir mesele değildir. İstenilen sonuçları elde etmek için uygun ve koordineli bir çaba gerektirir ve zorunlu bir ihtiyaç olduğu kesindir. Ergen gelişimi birçok yeni ve farklı fiziksel ve duygusal değişiklik ile birlikte gelir. Anne babalar, ergenlerin cinsel düşüncelerinin ve arzularının tamamen doğal ve normal olduğunu anlamalarına yardımcı olabilir. Ergenliğe kadar çocuklarıyla cinsellik hakkında konuşmaya başlamamış olan anne babaların, bunu bir an önce yapması gerekir. Bu süreçte adet dönemi, ereksiyon ve ıslak rüyalar, mastürbasyon, romantik ilişkiler, doğum kontrolü ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsellik ve medya, pornografi gibi temel konuların üzerinde mutlaka durulması ve konuşulması gerekmektedir.
Erkek çocuklarına “uslu, kız gibi” yakıştırmalar yapılıyor. Bu tarz yakıştırmalar çocuğu nasıl etkiler?
Günümüzde çocuklar, gerek toplum gerek eğitimciler gerekse anne ve babaları tarafından değişik sıfatlarla etiketlenebiliyorlar. Bu etiketlemeyi cinsiyet bazına indirgememek lazım diye düşünüyorum. Çünkü her iki cinsiyet üzerinde de oldukça olumsuz etkilerini görüyoruz. Etiketlenen çocuk bir süre sonra etiketlendiği gibi olmaya başlıyor. Aslında bu tutum ile anne-babalar, çocuğu istemediği tarafa doğru sürüklemiş oluyorlar. Üstüne yapıştırılan “etiket” doğrultusunda davranışlar sergilemeye başlıyor ve kendi öz benliklerini bulma yolculukları da sekteye uğruyor. Bu durum hem kişilik hem de cinsel gelişimlerinde olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor.
Cinsel eğitim konusunda okullarımıza ne gibi görevler düşüyor? Neler yapılabilir?
Ebeveynlere düşen benzer bir tutum eğitimcilere de düşüyor diyebiliriz. Ailede başlayan cinsel eğitimin devamlılığı ve pekiştirilmesi noktasında okullara büyük rol düşmektedir. Çocuğun ergenlik sürecini tamamlayana kadar ailesinden sonra en çok içinde bulunduğu ortam okullardır. Bizler biliyoruz ki sosyal öğrenmelerimizin de hayatımızdaki etkisi yadsınamayacak kadar çoktur. Okullarda gelişimsel dönemlere uygun olarak, o dönemde çocuğu nelerin beklediği anlatılmalıdır.