
Gün gelecek tıpkı filmlerde olduğu gibi, yanımızdan geçip gidenin gerçekten bir insan mı yoksa bir android mi olduğunu anlayamayacağız. Bir zamanlar cyborglar olarak da adlandırılan ve film dünyasında hayatımıza giren insan görünümünde robotların günlük hayatımızın bir parçası olmasına az kaldı. Android kelimesi Yunanca “insan” kelimesinden türetilmiştir ve “insansı makineler” anlamında kullanılmaktadır. Androidler artık günlük hayatımızı bizlerle paylaşmaya neredeyse hazır gibiler.
Günümüzde özellikle üniversitelerde yapılan çalışmalar hayli dikkat çekicidir. Geliştirilen androidlere mimik hareketler bile kazandırılmaktadır, ancak henüz istenilen seviyeye gelinememiştir. Japonya’nın Osaka Üniversitesi’nde geliştirilen ve Nisan 2010’da basına da tanıtılan “Geminoid- TMF” adlı robot, gülümseyebilen, bazı mimik hareketlere sahip ve özellikle hasta bakıcı olarak tasarlanan bir androiddir.
Profesör Hiroshi Ishiguro da Osaka Üniversitesi’nde kendisine birebir benzeyen bir android geliştirmiştir.
Prof . Hiroshi Ishiguro ve Androidi
Japonya’da Ulusal İleri Endüstriyel Bilim ve Teknolojisi (AIST) Kawada Sanayisi ile birlikte tanıtımını yaptığı HRP-4C insansı robot, 158 cm. boyunda, 43 kg ağırlığında, yürüyebilen bir bayan leydi görünümündedir.
CB2, JST ER ATO; Asada Projesi ile Osaka Üniversitesi tarafından geliştirilen çocuksu görünüme sahip, gözlerinde kamera, kulaklarında mikrofon ve vücudunda toplam 197 adet dokunma sensörü olan bir robottur. 130 cm. boyunda ve 33 kg. ağırlığındadır.
Peki android robotların çalışma prensibi nedir ve nasıl bir teknoloji kullanıyorlar? Robot teknolojisi denilince akla ilk gelen,sensör teknolojileridir. Sensörler çevreden elde ettikleri verileri bir mikroişlemciye gönderirler ve mikroişlemcide bu sinyaller analiz edilir. Analize göre robottaki çevresel ünitelere mikroişlemci ne yapmaları gerektiğini belirten bir sinyal gönderir. Kameralar da bu sensörlerden biridir. Elde ettiği görüntü işlenir ve robot, bu kameralar sayesinde çevredeki cisimleri algılayabilir. Burada kullanılan teknoloji “görüntü işleme” olarak adlandırılır. Görüntü işleme, elde edilen analog görüntünün (gerçek yaşamdaki görüntü) sayısal işaretlere dönüştürülüp mikroişlemcide analiz edilecek hale getirilmesi ve gerekirse resim üzerinde özelliklerinin değiştirilip yeni resim elde edilmesi olayıdır. Görüntü işleme, bozuk bir resmin netleştirilmesinde de sıkça kullanılan bir işlemdir. Androidler bu kameralar ile çevredeki cisimleri tanımaktadır.Burada da eşleştirme, özellikle kullanılan bir yöntemdir. Öncelikle sizi gördüğünü varsayalım. Sizi gördüğünde ilk olarak sizin bir insan olduğunuzu algılayacak, daha sonra kim olduğunuzu bilebilmesi için veri bankasındaki kayıtlı kişilerle bir karşılaştırma yapacak. Eğer robotun veri bankasında kaydınız var ise sizi tanıyacaktır.
Androidler “yapay zekaya” sahiptir. Yapay zekayı; tıpkı insan gibi algılama, öğrenme, elde ettiği veriler arasında bağlantı kurabilme ve karar verme gibi özellikte bir yazılım olarak tanımlayabiliriz. Yine filmlere dönecek olursak yapay zekanın gelişmesi sonucu bir gün insanlarla robotlar karşı karşıya gelebileceklerdir. Bir filmde, düşünen robotlar insanların neden savaştığını bir türlü çözemez ve kendilerine zarar verdiklerini düşünür ve görevi de insanları korumaktır. Tıpkı bebek bakması ile görevlendirilen bir robotun, bebeğin evin içinde dolaşırsa bir şekilde kendisine zarar verdiğini görmesi ve zarar görmesini engellemek için beşiğin içine hapsetmesi gibi. Robotlar insanları hapsetmeye başladığında da asıl savaş başlamış olacaktır… Bir diğer tehlike de virüsler olacaktır. Sonuçta bir işletim sistemine sahip olan robotların virüslerden de korunması gerekecek. Verilen bir işi yaparken bir anda saçmalaması, ciddi tehlikelerle bizi karşı karşıya bırakabilir.
Devamı Gönül Dergisi 2.Sayımızda
Gönül Dergisi | Kültür ve Medeniyet Dergisi Gönül Dergisi

