Sevgi Gücünün Kaynağı Nedir? / Sait Çamlıca


Sevginin Gücünden Yararlanılmaması
Sevgi, ekmek gibi, su gibi, oksijen gibi bir ihtiyaçtır insan için. Sevgisizlik, açlıktan ve susuzluktan daha fazla acı çektirir insana. Yaşadığımız yüzyılın teknolojik gelişmeleri yüzünden insanoğlu, insana muhtaç olma­dığını düşünmeye başlamışsa da, sevgisizli­ğin bedelini ağır ödeyerek “sevgi” gerçeğini konuşmaya başladı. Sevgisizlik hapishanele­ri çoğalttı, sokak çocuklarını artırdı.
Sevgisizlik Öldürücüdür
Hekimlerin denetimindeki bir yetimhane­de çok sayıda bebeğin daha büyümeden öldüğü yönetimin dikkatini çekiyor. Gıdaları ve temizlik koşulları, varoşlarda yaşayan çocuklardan daha iyi olduğu halde yetim­hanedeki bebekler, yetersiz gıda alan ve pis koşullarda yetişen çocuklardan daha fazla hastalığa yakalanıyor ve ölüyor. Durumu araştıran psikolog, yetimhanede her bir çocuk bakıcısına 15 bebek düştüğünü görü­yor. Çocuk bakıcıları çocukları beslemeye ve onların altını değiştirmeye o kadar çok zaman harcıyorlar ki onları kucaklarına ala­cak zaman bulamıyorlar.
Araştırmacı psikolog, çocukları dört gruba ayırıyor:
Birinci grupta her bakıcıya 3, ikinci grupta 6, üçüncü grup­ta 9 ve dördüncü grupta 12 çocuk düşüyor.
Bakıcılar besleme ve alt değiştirme işlerini bitirdikten sonra geri kalan zamanlarını çocukları kucaklayarak, onla­ra dokunup onları öpüp kok­layarak geçiriyorlar. Bu uygu­lama birkaç yıl devam ediyor. Bu sürenin sonunda araştır­macı şu sonucu buluyor:
En çok dokunulan birinci grupta en az, en az dokunu­lan dördüncü grupta ise en çok hastalık ve ölüm ortaya çıkıyor.
Dokunulan ve sevilen çocuk, hastalığa karşı direnç geliş­tirmektedir. Dokunulmayan çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmediği değişik araştırmacılar tarafın­dan gözlenmiştir. Kucaklanan ve öpülen çocuk, kendisine hiçbir şey söylenmese dahi sevildiğini ve değer verildiğini bilmekte ve hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı gelişmektedir.
Gözlerinin İçine Bakın
Sevginin insan fizyolojisi ve psikolojisi üze­rindeki etkisi yeni yapılan araştırmalarda ortaya çıkmış bir gerçek değildir. Roma İmparatoru II. Frederick, bebekleri iyi besle­meleri ama asla öpmemeleri, onlarla konuş­mamaları ya da gülmemeleri hakkında kesin emir verdiği bakıcıların büyüttüğü çocuklar üzerinde deneyler yapmıştır.
İmparator, çocukları konuşma modelinden yoksun bırakarak bir süre sonra insanlığın en eski dilini konuşmaya başlayacaklarını umuyordu.
Deney başarısız oldu, tüm çocuklar öldü. Bakıcıların sadece fiziksel varlıkları çocuk­ları hayatta tutmaya yetmemişti. Duygusal sıcaklık yoksunluğu yalnızca normal zihin­sel gelişimi engellemekle kalmamış, aynı zamanda fiziksel olarak hayatta kalmayı da engellemişti.
Televizyon karşısında maç ve dizilerle vakit geçiren anne babalar! Çocuklarınızdan neyi eksik ettiğinizin farkında mısınız? Yaşam için gerekli olan oksijeni, suyu çocuğunuzdan eksik etmeye hakkınız yok. Onlara gözünüz gibi bakmanız yetmiyor. Onların gözlerinin içine bakmalısınız.
Mevlana İçin Sevgisiz İnsan Kanatsız Kuş Gibidir
Sevgi, insanı insan yapan, hırstan, kibir­den, bencillikten kurtarabilen biricik ilaçtır. Annelik, çocuğu doğurmak değildir; çocu­ğu sevgiyle doyurmaktır. Babalık, çocuğun cebini doldurmak, karnını doyurmak ola­maz. Bir kedi yavrusu da anne ve baba­sından bu kadar ilgi görüyor. Hatta birçok ailede çocukların bu kadar bile ilgi görmedi­ğini öğrencilerimizden aldığımız tepkilerden görüyoruz.
Sevgi
Öylesine Bir Güçtür ki Sadece Çocuğunuzu
Tedavi Etmez
Sizi de rahatlatır. Modern psikiyatrinin öncülerinden Dr. Karl Menninger; “Sevgi, insanları tedavi eder. Hem verenleri hem de alanları.” diyor.

Devamı Gönül Dergisi 1.Sayımızda