
Sevginin Gücünden Yararlanılmaması
Sevgi, ekmek gibi, su gibi, oksijen gibi bir ihtiyaçtır insan için. Sevgisizlik, açlıktan ve susuzluktan daha fazla acı çektirir insana. Yaşadığımız yüzyılın teknolojik gelişmeleri yüzünden insanoğlu, insana muhtaç olmadığını düşünmeye başlamışsa da, sevgisizliğin bedelini ağır ödeyerek “sevgi” gerçeğini konuşmaya başladı. Sevgisizlik hapishaneleri çoğalttı, sokak çocuklarını artırdı.
Sevgisizlik Öldürücüdür
Hekimlerin denetimindeki bir yetimhanede çok sayıda bebeğin daha büyümeden öldüğü yönetimin dikkatini çekiyor. Gıdaları ve temizlik koşulları, varoşlarda yaşayan çocuklardan daha iyi olduğu halde yetimhanedeki bebekler, yetersiz gıda alan ve pis koşullarda yetişen çocuklardan daha fazla hastalığa yakalanıyor ve ölüyor. Durumu araştıran psikolog, yetimhanede her bir çocuk bakıcısına 15 bebek düştüğünü görüyor. Çocuk bakıcıları çocukları beslemeye ve onların altını değiştirmeye o kadar çok zaman harcıyorlar ki onları kucaklarına alacak zaman bulamıyorlar.
Araştırmacı psikolog, çocukları dört gruba ayırıyor:
Birinci grupta her bakıcıya 3, ikinci grupta 6, üçüncü grupta 9 ve dördüncü grupta 12 çocuk düşüyor.
Bakıcılar besleme ve alt değiştirme işlerini bitirdikten sonra geri kalan zamanlarını çocukları kucaklayarak, onlara dokunup onları öpüp koklayarak geçiriyorlar. Bu uygulama birkaç yıl devam ediyor. Bu sürenin sonunda araştırmacı şu sonucu buluyor:
En çok dokunulan birinci grupta en az, en az dokunulan dördüncü grupta ise en çok hastalık ve ölüm ortaya çıkıyor.
Dokunulan ve sevilen çocuk, hastalığa karşı direnç geliştirmektedir. Dokunulmayan çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmediği değişik araştırmacılar tarafından gözlenmiştir. Kucaklanan ve öpülen çocuk, kendisine hiçbir şey söylenmese dahi sevildiğini ve değer verildiğini bilmekte ve hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı gelişmektedir.
Gözlerinin İçine Bakın
Sevginin insan fizyolojisi ve psikolojisi üzerindeki etkisi yeni yapılan araştırmalarda ortaya çıkmış bir gerçek değildir. Roma İmparatoru II. Frederick, bebekleri iyi beslemeleri ama asla öpmemeleri, onlarla konuşmamaları ya da gülmemeleri hakkında kesin emir verdiği bakıcıların büyüttüğü çocuklar üzerinde deneyler yapmıştır.
İmparator, çocukları konuşma modelinden yoksun bırakarak bir süre sonra insanlığın en eski dilini konuşmaya başlayacaklarını umuyordu.
Deney başarısız oldu, tüm çocuklar öldü. Bakıcıların sadece fiziksel varlıkları çocukları hayatta tutmaya yetmemişti. Duygusal sıcaklık yoksunluğu yalnızca normal zihinsel gelişimi engellemekle kalmamış, aynı zamanda fiziksel olarak hayatta kalmayı da engellemişti.
Televizyon karşısında maç ve dizilerle vakit geçiren anne babalar! Çocuklarınızdan neyi eksik ettiğinizin farkında mısınız? Yaşam için gerekli olan oksijeni, suyu çocuğunuzdan eksik etmeye hakkınız yok. Onlara gözünüz gibi bakmanız yetmiyor. Onların gözlerinin içine bakmalısınız.
Mevlana İçin Sevgisiz İnsan Kanatsız Kuş Gibidir
Sevgi, insanı insan yapan, hırstan, kibirden, bencillikten kurtarabilen biricik ilaçtır. Annelik, çocuğu doğurmak değildir; çocuğu sevgiyle doyurmaktır. Babalık, çocuğun cebini doldurmak, karnını doyurmak olamaz. Bir kedi yavrusu da anne ve babasından bu kadar ilgi görüyor. Hatta birçok ailede çocukların bu kadar bile ilgi görmediğini öğrencilerimizden aldığımız tepkilerden görüyoruz.
Sevgi
Öylesine Bir Güçtür ki Sadece Çocuğunuzu
Tedavi Etmez
Sizi de rahatlatır. Modern psikiyatrinin öncülerinden Dr. Karl Menninger; “Sevgi, insanları tedavi eder. Hem verenleri hem de alanları.” diyor.
Devamı Gönül Dergisi 1.Sayımızda
Gönül Dergisi | Kültür ve Medeniyet Dergisi Gönül Dergisi

