Çocuk Edebiyatı Okuma Kültürü İlişkisi / Dr. Melike Günyüz


1.Kitapla Tanışmak
Çocuğu edebiyat ve kitapla tanıştırmak için hiçbir zaman çok erken değildir, aksine bu süreç ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacaktır. Çocuk edebiyatında “sanat ve edebiyat iç içedir; renk, çizgi, ses ve müzik imgesi içerik kadar önem­lidir.” (1) Bundan dolayı çocuğun okutmaktan, okumaktan büyük zevk aldığı, resimlerine tekrar ve tekrar baktığı kitaplar çocukla kitap arasında bir bağ oluşmasını sağlar. Çocuk birlikte vakit geçirmekten hoşlandığı bu oyuncağını benim­ser ve sahiplenir. Bu durum, okuma sevgisinin başlangıç noktasıdır. Anne babaya ve çocukla ilgilenen yetişkinlere düşen görev, ilk andan itibaren sürekli olarak bu süreci desteklemek ve yeni kitaplarla zenginleştirmektir.
Evde kitap-dergi varsa, aile kitapla ilişkiliyse, anne baba ve çocukla ilgilenen diğer yetişkinler kitap okuyorlarsa, dahası okumaları paylaşıma dönüşüyorsa, çocuk yeri geldiğinde kitapla-kütüphaneyle oyna­yabiliyorsa, çocuk/çocuklar fırsat buldukça kitapçılara, kütüphanelere, kitap sergi ve fuarlarına götürülüyorsa yerinde bir okuma kültürü sürecinden bahsedilebilir. Okuma kültürü gelişmemiş ailelerin çocukları için ise öğretmenlerin bilinçli yaklaşımı gerekli ve etkili olacaktır. Unutulmamalıdır ki ço­cuklar her konuda olduğu gibi, bu konuda da eleştirmen ya da nasihatçi değil, model görmek isterler. Çocukla yetişkin arasındaki diyalog ve paylaşım ne kadar olumlu ve aradaki köprüler ne kadar sağlam olursa bu süreç de o denli pozitif gelişecektir.
Ünlü çocuk yazarı Astrid Lingren, ço­cukla aramızdaki diyalog kopukluğunun temel nedenini yetişkinlerin bellek yitiminde görüyor: “Birçok insan basit olanın şaşırtıcı­ya, şaşırtıcı olanın basite dönüştüğü çocuk dünyası ile kendi dünyaları arasındaki köprüleri yıkmış. Tuhaf şeylere gülündüğü, beklenilmedik durumlara ağlanıldığı çocuk dünyasını artık tanımıyorlar. Çocuklar için yazmak, bütün bunları anımsamak demektir. Çocuklar kitaplarda kendilerini bulmalılar, çocukça gülebilmeliler” (2)

2.Çocuk Edebiyatı Dil Gelişimi İlişkisi
Dil, kavramsal bir yapıdır. Çocukların anadillerini öğrenme süreçleri doğal bir süreçtir ve modelleme yolu ile yaşanılarak öğrenilir. Dil gelişim süreci, bilişsel gelişim süreciyle paralel olarak ilerler. Anadilin kav­ramsal kav­ramsal olarak geliştirilmesi ve zenginleştirilmesinin problem çözme, yorumlama, dış dünyayı algılama, bilgiyi muhakeme etme, değerlendirme ve hafızada saklama gibi becerilerin elde edilmesinde inkâr edilemez katkısı bulunmaktadır. İşte bu noktada çocuğun zengin­leştirilmiş bir dil ortamında anadilini öğrenmesi büyük önem taşır. Çocuğun doğumundan itibaren hayatında yer alması gereken edebiyat, çocuğun anlama, kavrama, gözlemleme, eleştirme, tercih etme, problem çözme yeteneklerinin ortaya çıkmasına imkân sağlayarak süreci destekler, hızlandırır ve zenginleştirir. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar, kitaplar aracılığı ile dil kullanım alanlarını zenginleştirmeye, farklı söyleyiş biçimlerini öğrenmeye başlarlar. Şiirlerin, masalların / çağdaş masalların, masalımsı hikâyelerin, hikâyelerin, bilmece ve tekerlemelerin yardımıyla dilin inceliklerini keşfederler.

3. Çocuk Edebiyatı Kişilik Gelişimi İlişkisi
Kişilik gelişimi, bireyin hayatı boyunca, karşılaştığı sorunlara uygun çözüm ürete­bilmesi, duygularını doğru biçimde ifade edebilmesi, toplumsal çevreye uyum sağ­lama gibi geçirdiği bir değişim ve gelişim sürecidir. (3) Çocuk kitabı, değişik hayat modellerini sanatçı bakış açısı ile sunar. Bu da okuyucu­ya farklı yaşantı biçimlerinin olabileceğini, değişik görüşlerin, çatışmaların, problem çözme metotlarının, değişik kültürlerin ve bakış açılarının var olduğunu sezdirir. Dünyada sayısız düşünce ve görüş ola­bileceğini hissettirerek, zengin modeller sunarak bireyin gelişim sürecinde bu model­leri bilince yerleştirir. Özellikle çocuklukta kahramanla özdeşleşmenin ne denli etkili olduğunu dikkatlerden uzak tutmamak gerekir. Bu süreçte çocuğa, çocuğun öykü­neceği, onu heyecanlandıran, ona model olabilecek, kişiliğinin gelişmesine katkıda bulanabilecek kahramanlar sunabilmek önem kazanmaktadır.
Devamı Gönül Dergisi 1.Sayımızda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir