Sanal Dünyanın Gerçek Suçları / Avukat Tuğsan Yılmaz

58-bilisim-hukukuİnternette müzik, film ve dizi paylaşan, film izleyen, film indiren, müzik indiren çok sayıda kullanıcı var. Bu eylemleri hukuki olarak değerlendirir misiniz?
Bu paylaşımların kullanıcı açısından değil de daha çok paylaşan açısından bazı kanuni yaptırımları var. Fotoğraf, resim, video, şarkı, dizi vb. olabilir, bunların tamamı fikri sınaî mülkiyet haklar mevzuatı içinde; fikir ve sanat eserleri kanunu uyarınca koruma altındaki eser kategorisinde. Eser; kişinin aidiyetliğini, özgünlüğünü taşıyorsa eserin son kullanıcısı açısından engellenmesinden ziyade ticari faaliyetle kullanımı ve yayımı engelleniyor. Örneğin, bir kitap çıkartıyorsunuz ya da bir dizi çekiyorsunuz, kitabınız veya dizinizin internete sızması ve paylaşılması sonucu bir zarara uğruyor. Son kullanıcı açısından bakarsak şu aşama son kullanıcıyı etkileyen bir yaptırım yok.

Peki, lisanssız yazılım kullanmak suç mu?
Yazılımlar da eser kategorisinde olduğu için lisanssız yazılım kullanımı suç teşkil ediyor. Lisanssız bir kullanım varsa, cracklenmiş bir yazılım kullanıyorsa bunların da tespitiyle birlikte bu işin bir hukuki boyutu, bir de cezai boyutu var. Bunların hukuki boyutunda yazılım bedelinin 3 katına kadar tazminatla karşı karşıya kalma söz konusu olabiliyor. Cezai boyutun ise bu bir yargılama sebebi. İnsanların daha çok korktuğu alan, tazminat korkusu. Olayı sadece düşük bedelli, örneğin 100 dolar ya da 50 dolar yazılımla değerlendirmemek lazım. Bazı yazılımların fiyatı 15.000-16.000 avroya varabiliyor. Mimarların, tasarımcıların, mühendislerin kullandığı bazı yazılımların tek bir full lisans bedeli 16.000 avro. 5-6 makineye bu yazılım kurulduğu zaman çok yüklü bir meblağ ortaya çıkıyor. Lisansız yazılımların tespiti yapılabiliyor, tespitiyle birlikte daha sonrasında bir arama kararı doğrultusunda yazılımın olup olmadığı tespit edilebiliyor. O yüzden genellikle ticari faaliyet güden işletmelerin mutlaka ama mutlaka lisanslı ürün kullanması lazım.

Evde lisanssız yazılım kullananlar açısından değerlendirirsek…?
Ev kullanıcıları açısından çok büyük bir problem yok. Ama şunu net belirteyim: Lisanssız yazılım kullanmak hukuka aykırı, hukuka uygun değil, kesinlikle yapılmaması gerekiyor. Ama herhangi bir ticari faaliyet gütmeyen bir ev kullanıcısı açısından çok da büyük problem arz etmiyor gibi. Ama kesinlikle doğru bir hareket değil.

Suç teşkil eden sitelere girmek suç mu?
Özellikle 5651 sayılı internet hakkındaki kanunda ve bilişimle alakalı mevzuatımızda bazı katalog suçlar düzenlenmiş. İnternet üzerinde bahis oynatılması, kumar oynatılması, fuhuş, çeşitli terör örgütlerine ilişkin propagandalar yapılması, suçluların övülmesi, müstehcenliğe ilişkin paylaşımlar yapılması vb. bunların hepsi suç kapsamına girer. Zaten uluslararası arenada da hassas olan bazı noktalar var. Terör ve özellikle çocuk pornografisi, çocuk istismarı ya da bu bağlamda değerlendirilecek her şey, vahşet içerikleri vb. bunların tamamı zaten bir engellemeye tabi tutuluyor. Ama içeriklere erişen bakımından sadece o içeriğe erişmek tek başına bir isnat olarak kullanılmıyor. Kişi hakkında bir şüphe varsa bu tür delillerin bulunması sadece o kişi hakkındaki diğer delillerle desteklenen yargılama aşamasını etkiliyor.

İnternet ortamında, istenmeyen bir durumla karşılaştığımızda ne yapabiliriz, bu durumu nasıl ispatlayabiliriz?
Bu tür bir olayda web sitesi üzerinden gitmek gerekiyor. Örneğin sözlük siteleri bu tür bilgilere erişimlerde log kaydı tuttuğu için kişinin girdiği IP bilgilerini savcılıklara ya da mahkemelere verebiliyorlar. Ama bu bağlamda problem yaratan bazı sosyal medyaya ilişkin web siteleri Türkiye’nin bu konuda taleplerini çok onaylamıyor, daha doğrusu geri dönüş yapmıyor. Kişilerin şu aşamada yapması ve dikkat etmesi gereken birkaç tane husus var: Birincisi, hukuka aykırı içeriğin paylaşıldığı profilin bilgilerine bakmak; gerçek profil mi yoksa sahte bir hesap profili mi? Akabinde paylaşımın orada içeriğin silinmesinden korkuluyorsa kısa dönem içinde faydalı bir mevzuatımız yürürlüğe girdi. Noterlik kanununda bir değişiklik yapıldı ve “e-tespit” diye bir kavram uygulanmaya başlandı. E-tespit aracılığıyla, o an itibariyle ekran görüntülerini e-tespit sistemine kaydettiriyorsunuz ve onu gidip herhangi bir noterde onaylatabiliyorsunuz. Eskiden noterler, içeriğini bilmedikleri için bu tür tespitler yapmaktan imtina ediyorlardı. Ama şu aşamada e-tespit vesilesiyle bunun önü açıldı. Diğer bir yöntem ise içeriğin orada olup olmadığı, paylaşıldı mı, paylaşılmadı mı, bu adam gerçekten hakaret etti mi etmedi mi yönünde bilirkişi raporu alınması. Bu yöntem hem daha maliyetli hem daha yavaş ilerliyor.
En doğru, en mantıklı yapılması gereken şey, o an itibariyle web sitesi üzerinden noter mevzuatı uyarınca e-tespite ilişkin ekran görüntüleri almak. Görüntüleri e-tespit sistemiyle kaydedince, sistem size bir başvuru numarası veriyor. İnternetten içerik silinse dahi içerik onaylanmış oluyor. Ertesi gün herhangi bir noterden başvuru numarasıyla işlemi tamamlayabiliyorsunuz.
Kişilerin bu durumlarda suç duyurusunda bulunmuş olmaları çok önemli. Örneğin hakaret fiili, işlendiği günden itibaren 6 aylık bir şikâyet süresine tabi. Şayet şikâyet edilmezse hak düşürücü bir tedbir süre konulduğu için, süresi geçtikten sonra bir yargılama yapılamayabilir. Burada yapılması gereken en makul ve en mantıklı şey tespitin yapılması, bunun maliyeti, 1 sayfa için 70-80 TL civarındadır. Ama bu demek değil ki 2-3 sayfada her sayfa başına 70-80 TL para ödeyeceğiz. Tek sayfa ya da 15 sayfa arasında çok büyük bir fiyat farkı yok. Şu aşamada maksimum 5-6 sayfalık bir ekran görüntüsünü tespite çevirmenin maliyeti noterlere ödenen harç olarak 140 TL civarında. Yani burada da çok ciddi bir hakaret unsuru, bir problem varsa bu aşamada bir tespit yaptırılıp suç duyurusunda bulunabilir. Onun haricinde tespit yapılan mecradan savcılık aşamasında IP bilgileri ve log kayıtları istenebilir; IP bilgilerinden internete bağlanan internet hattının sahibine ulaşılabilir. Bu bağlamda hakaret eden kişiye ulaşılması mümkün.

Sosyal medyada suç teşkil eden içerikleri beğenmek, paylaşmak ya da destekler nitelikte yorum yazmak suç teşkil eder mi?
Hepimiz günlük hayatımız içerisinde sosyal medyada paylaşım yapıyoruz, bir alıntıyı paylaşıyoruz, yapılan paylaşımları beğeniyoruz ya da olumsuz bir yorum yapıyoruz. Bunlar içerisinde, o görüşe birebir katıldığınızı yahut suç teşkil eden bir görüş olduğunu varsayalım, buna birebir katıldığınızı gösteren çeşitli emareler varsa yani sizin paylaşımınızdan o içerikle alakalı görüşü, söylemi birebir onayladığınız yahut paralel yönde reklamını yaptığınız ortaya çıkıyorsa, benzeri suç sizin için de geçerli. Sizin açınızdan da suç teşkil edebilir. O yüzden paylaşım yaparken neleri alıntıladığımıza, neleri beğendiğimize dikkat etmemizde fayda var.

Sanal alışveriş mağduru olmamak için nelere dikkat etmeliyiz?
Sanal alışveriş mağduru olmamak için kullanıcıların yapması gereken en önemli şey, güvenilir firmalardan alışveriş yapmak. Telefon ve internet üzerinden alışverişlerde güvenilmeyen firmalar üzerinden alışveriş yapmak sakıncalı. Ürün kapınıza geldiği zaman istediğinizden farklı bir ürünle karşılaşabilirsiniz. Kredi kartı bilgilerinizi verip alışveriş yaptığınızda kredi kartı bilgilerinin saklanması, muhafazası istediğiniz gibi olmayabilir. Hem istenmeyen olayların önüne geçmek açısından kredi kartı bilgilerini paylaşırken dikkat etmemiz gerekli hem de yaptığımız alışverişlerin niteliği itibariyle mağdur olmamak adına dikkat etmemiz lazım.
Son kertede alışveriş yaptık, ürünümüz geldi. Ürünümüzde bir problem olabilir. Bu ihtimale karşı kargocunun yanında ürünü açmamız gerekiyor. Bir aksaklık varsa ona ilişkin bir tutanak tutturmamız gerekiyor. Tüketiciye ilişkin -tüketici kanunumuzda da- bazı şeyler öngörülmüş; bir iadede hakkımız da söz konusu. Bize teslim edilen malı -örneğin beğenmedik- onu iade edebiliyoruz, ödemesini geri alabiliyoruz. Tabi burada belli bazı kıstaslar var. Ama internet üzerinden alışverişte biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Yavaş yavaş firmalar da -özellikle güvenilir firmalar- ön bilgilendirme formlarına, mesafeli satış sözleşme hükümlerine tüketici hukuku bakımından çok fazla riayet etmeye başladı. Bazı firmalar artık size sadece tıklamayla onay vermekten ziyade üye olurken verdiğiniz mail adreslerine sözleşmeleri mail atabiliyorlar.

Ceza hukukunda, sanal alemde özel hayatın gizliliğini koruyan maddeler var mı?
Özel hayatın gizliliği, ceza hukuku açısından iki noktada önem arz ediyor. Birincisi, Türk Ceza Kanunumuzda düzenlenmiş; ikincisi de özel hayatınıza ilişkin verilerin paylaşmasını nasıl engelleyebileceğimiz açısından internet hakkındaki kanunda düzenlenmiş. İnternet üzerinde, özel hayatın gizliliğini ihlal edecek nitelikte bir veri paylaşılıyorsa 5651 sayılı kanun uyarınca erişimin engellenmesi kararını alabiliyoruz. Hatta özel hayatın gizliliğine o kadar büyük önem verilmiş ki adliyeye gitmeden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na yapacağımız bir başvuruyla -örneğin bir faks ya da bir e-mail ile- geçici engelleme kararı alabiliyoruz. O derece önem verilmiş bir durum söz konusu. Daha sonra başvuru yapıp bahsedilen özel hayatın gizliliğini ihlal eden verilerin paylaşılmasının engellenmesini sağlamak gerekiyor.
Kişilerin bu açıdan özel hayatın içerisinde olan görüntülerinin, seslerinin kayda alınması durumu, özel hayatın gizliliğin ihlali sonucunu doğuruyor. İnsanlar bunu genellikle güncel hayatta şu şekilde görüyorlar: “Konuşurken sesini kaydettim.” Ortam içerisinde sizden habersiz olarak görüntünüz ya da sesiniz kaydedilebilir. Bu tür kayıtların yapılması suç, aynı zamanda bu tür kayıtların kullanılması da suçtur.
İnsanlardaki büyük yanılgılardan bir tanesi; iki kişi karşılıklı konuşurken herhangi bir kayıt yapıldığından haber verilmeksizin o kayıtları alıp bir yargılama aşamasında kullanmak. Bu yapılan hatalardan bir tanesi. Çünkü insanlar bu konuyu şöyle değerlendiriyor: Karşı taraf itiraf etti! Örneğin karşı taraf sizinle ilgili bir suç işlemiş olabilir ve bunu inkâr ediyor olabilir. Siz onunla bireysel olarak konuşurken telefonda, yüz yüze görüntüsünü ya da sesini kaydediyorsunuz ve diyorsunuz ki: “Ben ispatladım; mahkemeye sunayım.” Hâlbuki izinsiz olarak yapılan bu eylem, suç teşkil ediyor ve bu tür verileri mahkemeye sunduğunuz zaman siz de bir yargılamanın konusu olabilirsiniz. Mağdurken bir anda şüpheli yahut sanık sıfatıyla yargılanabilirsiniz.

Gizli çekim ses ve görüntüler mahkemede delil olarak değerlendiriliyor mu?
Şu aşamada delil olarak değerlendirilip değerlendirilmediğini söylemek aile hukuku bakımından tartışmalı ama diğer konularda delil kabul edilmiyor. Tam tersi hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil, ceza kapsamında ilkelerden bir tanesi de “Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur.” kavramı; yani bir delili elde ederken o delili hukuka uygun olarak mı elde ettik yoksa illegal yollarla mı elde ettik? Aile hukuku bakımından bu biraz da esnetilmiş. Aynı evde yaşayan tarafların boşanma süreçleri içerisinde çeşitli kayıtların yapıldığı, örneğin salona bir ses kayıt cihazı konularak aldatılma şüphesi olan bir koca, orada elde ettiği verileri boşanma davası içerisinde kullanabiliyor.

Son kullanıcılar internette mağdur olmamak için nelere dikkat etmeliler, kullanıcıların karşılaşabileceği tehlikeler nelerdir?
Bizim burada mağduriyetimizi doğurabilecek önemli noktalardan bir tanesi de şu: Virüs yazılımları; zararlı yazılımlar. Bilgisayarımıza sızabilecek bir virüs, sadece bizim bilgilerimize erişmekten ziyade bizim bilgisayarımızı da bir zombiye çevirebilir. Kullanıcıdan habersiz bilgisayarınıza sızan programlarla birlikte başka web sitesine saldırılar yapabiliyor.
Bireysel olarak internet kullanıcısının bilinçli olarak yapması gereken şeylerden bir tanesi, hangi internet bağlantısından internete eriştiğidir. Bir cafede otururken, cafenin herkese açık WIFI’si üzerinden internete erişimi olabildiğince tercih etmemelisiniz. Tercih ediyorsanız da banka hesaplarınıza, fotoğraflarınıza vs. şahsî bilgilerinize erişmemelisiniz, giriş yapmamalısınız. Bunun haricinde bireysel bilgisayarınızda illegal program olup olmadığına dikkat etmeniz gerekiyor. İllegal programlar sadece internetten indirmekle bilgisayarımıza yerleşmiyor. Bilgisayarınıza bir veri atmak için flash belleği taktığınız zaman da herhangi bir illegal program bulunabilir.
Kendi internet bağlantımızı kesinlikle şifrelendirmemiz gerekiyor. Başkaca kimseler tarafından internet bağlantımız üzerinde bir suç işlendiği zaman, internet bağlantımız nedeniyle ilk ulaşılacak kişi biziz. Öncelikle şifreleme yöntemlerine dikkat etmeliyiz. Neleri kullanıp neleri kullanmayacağımız yönünden indirdiğimiz yahut kurduğumuz programlara dikkat etmeliyiz. Antivirüs programları kullanmalıyız ve alışveriş yaparken de özellikle güvenilir firmalardan, güvenilir web siteleri üzerinden alışveriş yapmalıyız. Kredi kartı bilgilerimizi paylaşmamalıyız. Mümkünse bir sanal kredi kartı oluşturmalıyız, limitini düşük tutmalıyız ya da kredi kartımızın internete ilişkin kullanımını işlem yapmadan önce açmalıyız ve işlem yaptıktan sonra bunu kapatmalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir