Pratik Beden Dili Sırları / İletişim Uzmanı Suat Aktaş

Bazı kişiler vardır ki ne konuşup anlatırlarsa anlatsınlar keyifle dinlenir ve zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. Çünkü bu kişiler, anlatımlarına duygularını, düşüncelerini kendi eşsiz bilgilerini katıp pekiştirirler. Büyük liderleri düşünün: Neredeyse hepsi bir iletişim dehasıdır.
Biraz dikkatli bakarsanız, onları güçlü kılan şeyin sözleri değil beden dili olduğunu göreceksiniz.
Beden Dili Nedir, Ne Değildir?
Beden dili, konuşulan dil dışında jestler, mimikler ya da diğer dilsel olmayan işaretler aracılığı ile bireyin kendisini ifade etme biçimidir. Beden dili için kısaca “sözsüz iletişim” diyebiliriz. Aslında hitabet sanatı da beden dilinin bir parçasıdır.
Sadece “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” özdeyişinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini, lafla peynir gemisinin pekâlâ yürütüldüğünü, artık günümüzde laf ebelerinin çok daha popüler olduğunu bilmenizi isteriz…
İnsanların giyim tarzı da beden dilinin bir parçasıdır. Bu konu da kişinin şahsi seçimidir. İnsanların nasıl giyineceğine karışmak doğru olmaz. Fakat burada da “Dış görünüş değil, asıl iç güzelliği önemli” lafına inanan Nasrettin Hoca’nın “Ye kürküm ye” özdeyişi ile ne kadar haklı olduğunu da belirtmeliyim. Zira ilk dakikalarda hakkınızda hüküm veren insanlar sizi sadece dış görünüşünüz ile değerlendirmek zorunda kalacaktır. Atasözlerine dikkat!..
Neden Beden Dili…
Başkalarının gerçekte ne demek istediğini anlamak, kendi vücut hareketlerimizi denetleyerek sosyal ortamlara daha hızlı uyum sağlamak beden dilinin en önemli konularından birisidir. Duygusal dünyamızın bir aynası olan beden dili; heyecan, korku, stres, neşe gibi tüm içgüdüsel hislerin dış dünyamıza yansıması ile kişinin karakterini belirler.
Tabi ki doğal olarak da herkesin aynı olması, aynı hisleri yansıtması mümkün değildir. Zira her insanın hislerini, aynı şekilde ifade etmesi mümkün değildir. Konuşma ve beden dilinin birleşmesi sonucunda, ortaya tam bir bütünlük çıkar.
Beden Dili Ustaları: Aslında hepimiz geçmişte iyi bir beden dili ustasıydık. Yaşımız ilerledikçe bu yeteneğimiz git-gide köreldi. Çünkü beden dilini en iyi kullanan bebekler ve çocuklardır. Bunun iki sebebi var. Birincisi mesajlarını en etkin ve hızlı bu şekilde gönderebileceklerini zaten içgüdüsel olarak biliyorlar, ikincisi kelime hazneleri çok dar.
Hatırlayın çocukken söylediğiniz yalanlara büyüklerin nasıl inandığını. Burada bayanların hakkını yememek gerek. Zira annelik içgüdüsü ile bu işte erkeklerden her zaman bir adım önde olmuşlardır.
Beden Dili ve İnsanların PIN Kodu:
Günümüzün iletişim çağında; NE söylediğiniz önemli değil, NASIL söylediğiniz önemlidir. Hatta ben buna bir şey daha eklemek isterim: NE söylediğin ve NASIL söylediğin önemli değil; karşındaki birey senden ne anladı? İnsanlara doğru kanaldan yayın yapmaz iseniz, gönderdiğiniz iletişim sinyalleri boşa gidiyor demektir. Unutmayın insanların da bir PIN kodu, bir iletişim frekans aralığı vardır ve bu frekans aralığını bilmiyorsanız doğru iletişim kuramadığınız anlamına gelir. Karşınızdaki bir televizyon ise radyo sinyalleri göndererek kendinizi heder etmeyin. Unutmayın insanların uygun frekans aralığına giremezseniz belki de kalbini kırarsınız.
İletişim denilince ilk olarak kullanılan dil, kelimeler ve konuşma biçimleri anlaşılsa da sosyal psikoloji alanında yapılan araştırmalar, etkili bir iletişimde, sözsüz mesajların, sözle yapılanlardan çok daha etkili olduğunu gösteriyor. Yüz yüze ilişkilerde kelimeler yüzde 10, ses tonu yüzde 30, beden dili ise yüzde 60 önem taşıyor. Çoğu zaman fark etmeden kullandığımız beden dilinin, sandığımızdan çok daha fazla alana etki ettiği biliniyor. Örneğin, beden diliyle gönderdiğiniz mesajlar bir iş görüşmesinde işe kabul edilmenizle sonuçlanacağı gibi, aranan tüm özellikleri taşısanız da beden diliniz ile yaptığınız hareketler seçilmenizi engelleyebiliyor. Bu yüzden, doğru mesaj alıp doğru mesajlar verebilmek, doğru ilişkiler kurabilmek için, iş hayatından, özel ilişkilere kadar yaşamın her yönüne etki eden beden dilini etkili kullanmayı öğrenmek gerekiyor.
Bakışlar:
Bakışlar da bir davranış biçimidir ve karşısındakine ya da topluluğa yöneltilmesi ile bir davranış sergiler. Eğitim seminerlerinde, konferanslarda, her bir katılımcıyı etkileyen ise vücut dili ile birlikte, konuşmacının, kendisine bakışları ile ilgilendiğini göstermesidir.
Mimikler ve Jestler:
Yüz hareketlerimize mimik, vücut hareketlerimize de jest adı verilir ve insanoğlu üzerinde 7.000 adet jest-mimik hareketi belirlenmiştir. Karşımızdaki insanın jest ve mimikleri bu kimsenin duyguları ve ruhsal durumu hakkında bizleri bilgilendirir. Mimikler, bireyin karşısındaki insanları dinleyip dinlemediğini, onaylayıp onaylamadığını, güven duyup duymadığını gösteren yüze yansıma şeklidir.
Başın hareketleri:
Karşımızdakinin baş ile onaylama yapması, bizim anlattığımızı, kabul ettiğini veya dinlediğini gösterir. Tıpkı buna benzer bir durum çocuklarda görülür. Çocuk arkadaşını, oyuncağı ile oynarken başını yana eğik görmüşse elindekini verme ihtiyacı hisseder. Ayrıca, başın duruşu kimi zaman nezaket, duyarlılık, umursamazlık, selamlama ifadeleri olarak da gözlemlenebilir.
El, Kol ve Parmaklar:
Kolların hareketleri, parmakların oynatılması, ellerin duruş biçimi, hepsi birer beden dilini anlatan duygu ifadeleridir. Ellerini sıkmış bir insanın endişeli ve üzgün, parmaklarıyla oynayanın sinirli, kollarını açarak konuşan bir insanın güvenli ve enerjik ya da heyecanlı olduğunu gösterirken, kollarını kavuşturmuş bir insanın içe dönüklük yaşadığı ve kendini koruma ihtiyacı aldığı şeklinde anlamlandırılabilir. Yalan söylemeyen birinin elleri sakin dururken, sır saklayamayan kişinin avuç içleri genelde açıktır..
Bacak ve ayaklar:
Bacaklar üst üste atıldığında, her insanda farklı olduğundan çok fazla anlam taşır ve kişinin özgüven dünyasını da anlatır. Ayakların ise yan yatırılması çekingen, çocuksu; dizlerin sallanması sinirlilik, sıkıntılı; koltuk ya da iskemle altına saklanması, heyecanlı, köşeye sıkışmış; otururken parmak uçlarında topuğun havada duruşu, aceleci olması; tabanların yere tam olarak basması ise rahat, kendine güvenli tavrı sergiler.
İnsanların Yüzlerindeki İfadeler Nasıl Tespit Edilir?
Topluluk önünde konuşma ile yüz ifadelerinin, jestlerinin, davranışlarıyla ne kadar uyumlu olduğunu ancak gözlemleyerek, alıştırmalar yaparak anlayabiliriz. Ne kadar ayrıntıya dikkat edersek o kadar verim alabiliriz. Gözlemlediğinizde ne gördüğünüzü bir yere not etmenizde yarar var. Heyecanlı, neşeli, sıcakkanlı, sevgi dolu, meraklı, utangaç. Bu gözlemleri iyi yaparsanız zamanla ustalaşacaksınız.
Beden Dilinde Cinsiyet:
Kadın ve erkek bir arada olduğunda yapılan davranış biçimleri ve vücud dilleri oldukça farklıdır. Karşı cinse sergilenen tutumdaki heyecanda, kendini gösterme çabasında, konuşma, mimik ve bakışta; normal yaşamdaki davranışlardan biraz daha farklı bir tutum izlenir.
Bununla beraber yine beden dilinde, tüm yazdıklarımızı kapsayan, bireysel olarak da kadınsı ve erkeksi beden dili farklılığını da gözlemleyebilirsiniz.
Kadın, heyecanını yüzünde mimikleri ile gösterirken, erkek el ayak ve sözcükleri kullanırken, ses tonunda gösterebilir.
Beden dili ve diğer kültürler:
Anlattığım beden dili, kültür farklılığı ile birlikte değişebilir, çünkü her kültürün yetişme tarzı ayrıdır. Bir İngilizin davranışları ve beden dili, yüzündeki mimik, kendi ülkemizdekilerden çok farklı olabilir. Aynı zamanda bunu geniş anlamda ele alırsak, kırsal kesimle şehir yaşamında da değişimler gösterdiğini şahsen gözlemledim.
Konuşmak
Konuşma insan yaşamının en önemli fonksiyonudur. Kendini ifade etme, sözün gücü, anlatım vs… insan iletişiminde kimlik, duygu, duyarlılık ifadesi olarak insana şahsiyet kazandırır. Konuşmanın en önemli unsuru sakin olmaktır. Bir kişi konuşmasını anlaşılır kılmamışsa diğer özellikler de devre dışı kalabilir.
İyi bir konuşma için ilk olarak, kullandığı dili çok iyi cümleler kurarak konuşması gerekmektedir. Eğer bir konuşmacı iseniz canlı ve enerjik olmanız gereklidir
Eğer bilginiz eksikse tamamlayın. Her sorulanı bilecekmiş tavrını asla yapmayın, böyle bir zorunluluğumuz yok.
Duyguların Saklanması
Bazı duyguların kimi zaman saklanması gerekebilir. İnsan bazen sinirli, gergin ve o gün için mutsuz olabilir. Fakat pekala yüzüne bir gülümseme ekleyerek bunu kapatabilir. Dikkatli bir gözlemci bunu bazı ipuçları yardımı ile bulur. Sosyal yaşamda bunların doğal olarak karşılanması gerekir. Bir grup ya da topluluk önünde kişi tüm iniş çıkışları yaşayabilir, hatta korkuyor olabilir. Yine de yüzündeki gülümseyiş, onu ve diğerlerini rahatlatacaktır.
İnsanlar yalan söylediklerinde, kimi zaman oldukça iyi rol yapabilir ve kamufle edebilirler. Yine de bazı hareketlerinden bunları rahatça anlayabilirsiniz
Normal hâlinden daha fazla hareketlilik, ellerini çok fazla yüzüne, eşyaya değdirme, oynama vs. gibi hareketlerden anlaşılabilir. Bakışlar NLP’ye göre çok önemli ipuçları vermektedir. Ayrıca bilinen en önemli nokta, bakışları kaçırmasıdır. Yalan söyleyenin tek kontrol edebildiği ise yüz ifadesidir.
Dil yalan söylese bile
Gözlerimiz, dünyaya açılan pencereler olmaktan başka, etkili bir iletişim içinde önemli bir role sahiptir. İlişkilerin daha iyi olabilmesi için, konuşulan kişinin mutlaka gözlerine bakmak gerekir. Böylece kurulan iletişimde karşıdakinin güveni de kazanılmış olur. Dil yalan söylese de beden, gözler ve yüz yalan söyleyemiyor. Çok defa dilden sevgi sözcükleri çıksa da beden dili ile gerçek açığa çıkıyor. Dil ile karşıdaki davet edilirken beden dilinden aslında bunu istemediğiniz anlaşılabiliyor. Duygu ve düşünceler kelimelerin arkasında gizlenebilse de beden dilinde bu mümkün olmuyor.
Duruşunuz önemli
Bedenin duruşuna iletişim dilinde ‘postür’ deniyor. Etkili bir iletişim için vücudun her zaman dik olması gerekiyor. Bu, kişinin kendinden emin ve güvenli olduğunun bir göstergesi. Eğer ayakta değil oturuyorsanız, koltuğu doldurarak oturmalısınız. Koltuğun ucunda oturmak, çekingen, pasif olduğunuz izlenimini verir. Birisiyle konuşurken, ona doğru eğilmeniz o kişiye değer verdiğinizi gösterir. Bedenin duruşu ruhi durumu da etkiliyor. Üzgün ve çöküntü içindeyseniz, omuzlarınızı yükseltip başınızı dik tuttuğunuzda üzüntünüzün hafiflediğini görürsünüz.
Konumunuzu iyi seçin
İnsanlarla kurulan iletişimde yakınlık da büyük önem taşıyor. 0-25 cm mahrem alan, 45-46 cm en uygun iletişim alanıdır. Kimsenin tam karşısına oturmamaya da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü böyle oturulduğunda doğal olarak karşıdaki ile gizli bir rekabet başlıyor. Bunun için satranç gibi oyunlarda yarış hâlinde olan kişiler daima karşı karşıya otururlar. İstenilmese de bilinçaltında rekabet oluşur. Yabancı insanlarla iletişim kurulduğunda bir süre sonra beden dili ile temas kurmaya başlanır. Bu temasların farklı anlamları vardır. Örneğin iş hayatında bir üst, astının sırtını sıvazlayarak çalışanın güvenini kazanabilir.
Kıyafet ve aksesuarlar
İnsanların yüzde 70’inin ilk karşılaştıkları kişinin önce ayakkabılarına baktıkları da tespit edilmiş. Bunun için etkili bir iletişimde dış görünüş büyük önem taşıyor. Kıyafetler ve aksesuarlar hem kişiliği hem de inançları yansıttığı için, ilk defa gidilen önemli yerlerde tepki almayacak şekilde giyinmek gerekir. Unutulmaması gereken bir husus da dışarıda göreceğiniz itibar ve saygının, kendinize göstereceğiniz özen kadar olacağıdır. İnsanların beden dilleri, kültür, coğrafi koşullar ve daha pek çok nedene bağlı olarak farklılıklar gösteriyor. Örneğin Hindular, dikişsiz, bellerine doladıkları safran rengi bir bez parçası dışında başka bir şey giymeyerek hem fiziki hem de ruhi açıdan diğer insanlardan farklı olduklarını göstermek istiyorlar. Yine bu giyinişin, kendilerini doğa ve tüm diğer yaratıklarla bir kıldığı, hiç farkları olmadığının bir göstergesi olduğuna inanıyorlar.
Beden Dilinde Sık Yapılan Hatalar:

Beden dili ile ilgili temelde üç hata yapılır. 1)Tek bir harekete bakılarak kişi hakkında hüküm vermemek gerekir. Görüşmenin tamamını değerlendirmek, fotoğrafın tümünü görmek gerekir. 2)Beden dilini belirli kalıplara döküp standart sonuçlar çıkarmak yanlış olur. Bireyin yaşı, sosyal statüsü, cinsiyeti hatta şehirli mi yoksa kırsal bölgelerde mi yaşadığı; buna göre beden dili farklılık gösterir. 3)Doğru iletişim; doğal ve kendin olmaktır yanılgısına düşmeyin. Doğal ve kendin olmak çok uzun bir sürecin sonunda ancak varılabilen noktadır.
Beden dilinin aslında bir beden eğitimi olduğunu bilmelisiniz. Kullandıkça ve üzerinde çalıştığınız müddetçe beden diliniz gelişecek, sezgileriniz derinleşecektir. Size yüzmeyi öğretebiliriz ama Olimpiyat şampiyonu olup olmayacağınızı sizin çalışmalarınız belirleyecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir