İnsan Hayat ve Müzik / Mozole Mirach


Şu an nerede yaşıyor, neler yapıyor­sunuz? Eğitim hayatınızdan bahse­der misiniz?

Şu anda dil eğitimim için bir seneliğine Londra’dayım. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Mü­zik Teknolojileri bölümünde okuyorum. İnşallah Eylül ayında İstanbul’a dönüp eğitimime devam edeceğim.

Müzik anlayışınızdan bahseder misiniz? Müzik, insan-hayat ilişki­sinde neye karşılık geliyor? Müzik, insan denen canlıda neye ya da nereye hitap ediyor? Akıl, ruh ya da bedende neyi harekete geçiriyor? Mesela Rap türü, insanı düşündürtür mü, duygulandırır mı? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Müzik benim için ilham demek ve ilham, insana bir çok farklı yerden gelir. Müzik de bu yüzden çok yönlü bir kavramdır. Herkes ilhamını farklı kaynaklardan alır. Mesela biri, bir gece kulübünde yaşanan olayları anlatırken, diğeri ise bir güle bakarak satırlarca söz yazabilir. Kısacası şiirlerde ve romanlarda olduğu gibi duygu ve düşünceleri paylaşmanın, onları birinci ağızdan hitab ettiğiniz kişiye bizzat söyle­menin en garanti yoludur müzik.
İnsan-hayat ilişkisinde müzik, insanın hayatta yaptığı seçimlerle doğru orantılı ilerler. Çünkü zevkler de insanın hayata olan bakış açısına göre şekilleneceğinden dolayı, insan hayatındaki müzik kavramı kişinin yaşayış biçimine göre değişir.
Söylediğim gibi müziğin insanda hitap ettiği nokta kaynağa göre değişiyor. Bir müzikte şehvet anlatılıyorsa bunun şüp­hesiz insandaki şehvet güdüsünden başka bir şeye hitap etmesinden söz edilemez. Ama insanın derinliklerine hitap eden ve dolayısıyla ondaki hüzün, aşk, sevgi, özlem, maneviyat gibi soyut duyguları harekete geçiren bir müziğin hitap ettiği yer, bence gönülden başka bir yer değildir. Rap de bu bahsettiğim kavramlar doğrultusunda değişkenlik gösterir. Sözlerin ve müziğin içeriğine göre zaman zaman duygulandıra­bilirken zaman zaman da düşündürebilir.

Kendiniz rap dışında ne tür müzik­lerden hoşlanırsınız? Sanat ve üretim tercihleriniz açısından siz niçin rap mü­ziği tercih ettiniz?

Ben gerek üretim gerek dinleme açısından her tür müziğe açık bir insanım. Bu düşün­cem özellikle konservatuardan sonra daha belirgin hale geldi. Rap’i tercih etmemin sebebi henüz çok küçük yaşlarda Hiphop kültürüne olan ilgimdi. Ama nihayetinde Rap bir müzik türü ve müziğin içine gir­dikçe ne kadar büyük bir derya olduğunu anladım. Ve aslında artık kendime bir tarz bir sınır koymak istemiyorum. Sadece müzik yapmak istiyorum, yani bunun bir adı olmak zorunda değil.

Rap müzik açısından Türkiye’yi gerek talepler gerekse üretilen değer açısından değerlendirir misiniz?

Şu anda üretici sayısı gittikçe artıyor ve üreticilerin yaş ortalaması da gittikçe büyüyor. Dinleyici yaş ortalaması da bununla birlikte büyüyor. Önceden underground diye ad­landırdığımız isimler yasal albümlere geçiş yapıyor. Bunlar tabi ki rap müzik açısından pozitif şeyler. Üniversiteler eskiden tama­men rock müzik severlerle doluyken, artık rap dinleyicileri üniversitelerde varlıklarını hissettiriyorlar. Negatif bir şey söylemem gerekirse, eskiler dediklerimizin eskiden ürettikleri gibi işler yapamamalarını kayıp olarak görüyorum.

Albümlerinizde hayata dair ne tür konuları işlemektesiniz? Bu üretim­ler esnasında ne tür bilgi ve kültürlerden yararlanıyorsunuz? Okumalarınız var mı? Yoksa sadece çalışıyor musunuz? Kendi­nizi yenileme ihtiyacınızı nasıl gideriyor­sunuz?

Dediğim gibi tamamen ilhama göre yazıyorum. O bana ne yazdırırsa onu ya­zıyorum. Bazen kendimden bahsediyor, bazen karşıma hayali birini oturtup ona hitap ediyorum. Bazen çok soyut şeyler­den bahsediyorum, bazen de çok somut. Aslına bakarsanız çok fazla kitap okuyan biri değilim. Çok fazla gözlemleyen ve düşünen biriyim. Hislerime göre yaşıyor ve onlara göre seçimler yapıyorum. Geç­mişte ve günümüzdeki büyük insanların tavsiyelerine ve öğütlerine göre kendimi şekillendirmeye, geliştirmeye çalışıyorum.

Biraz da sizden bahsedelim… Ken­dini gerçekleştirmek ya da aşmak hususunda moral değerleri önemser mi­siniz? Hayata ve kendinize dair düşün­celeriniz nelerdir? Kendinize neyi hedef­lediniz?

Kendim hususunda en ön planda gelen değerlerim, hayata bakış açım, kısacası benim için her şey bu değerler üzerine kurulu zaten. Gerçek insan olmaya çalışmak şüphesiz her insanın hayattaki tek gayesi olmalı. Ne yazık ki birçok insan sadece gölgeyi oynarken özüne inmeye çalışan­lara ne mutlu… Öncelikle yakın çevrem tarafından sevilen biri olmak istedim hep. Sonra tüm insanlar tarafından sevilmek. Her şeyden önce ise Allah’ın sevdiği biri olmak hayattaki tek ve yegâne amacımdır.

Devamı Gönül Dergisi 1.Sayımızda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir