Güreşçi Yaşar Doğu’nun Memleketi SAMSUN / KAVAK

gonul_17_samsun_kavakSamsun’un değişen yüzü Kavak’ta değerli Belediye Başkanıyla hoş bir sohbet yaptık…

Sayın Ün, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Şerif ÜN: 1959 yılında Kavak-Mahmut Beyli köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Samsun’da okudum. Daha sonra Samsun İmam-Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Üniversiteyi, Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünü okuyarak tamamladım. Evliyim ve 3 çocuğum var. Şu an Kavak Belediye Başkanı olarak hizmet vermekteyim.

Halkın genel manada ihtiyaçları nelerdir? Halkımız sizden ne bekliyor?

Şerif ÜN: Problemsiz hiçbir şey olmuyor. Amacınız zoru başarmak, halka hizmet olunca mutlaka önünüz açılıyor. Belediye hizmet demekse halkın içinde olmak ve halkı dinlemeyi bilmek gerekiyor. Benim kapım halkıma sonuna kadar açıktır. Çünkü ben buraya onların teveccühü ile geldim.
Biliyorsunuz işsizlik büyük sorun. Vatandaşın tek beklentisi olur iş, aş.Hamdolsun biz bu sorunu Allah’ın yardımıyla Kavak’ta çözdük. Ben Kavak halkına 2009 yılında işsizliği çözeceğimi söyledim. Şu anda 400 kişinin çalıştığı bir firmamız var. Daha önce işsizlik nedeniyle evlerinde oturan insanlarımız, bir tekstil firmasının Kavak’ta yapmış olduğu yatırım sayesinde iş sahibi oldular. Yani üretime geçtiler. Başka firmaları da ilçemize davet ediyoruz. Umuyorum ki Kavak’ta fabrika dumanları yükseldikçe ilçemizin refahı daha da artacaktır.

Örnek belediyecilik adına neler söylemek istersiniz?

Şerif ÜN: Yerel yönetimler küçük yerlerde mutlaka küçük politikalar yapar, küçük düşünür, küçük siyaset yaparlar. Ama ben asla bu şekilde polemiğe girmiyorum. Ben Kavak halkının belediye başkanıyım. Benim siyasi bir misyonum ve görüşüm olabilir. Ama biz fanatik olamayız. Herkesin belediye başkanıyız. Her kesimi kucaklamak zorundayız. Çünkü insana hizmet ediyoruz. Bu yüzden benim kapım her zaman herkese açıktır.

Kavak ilçesinin büyüklerinden bahsedebilir misiniz?
Şerif ÜN: Kavak’ın en büyük manevi hazinesi Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin Hazretleri’dir. Bu büyük şahsiyet 1389 yılında Şam’da doğar ve 1396’da babası ile Kavak’a gelir. Burada ilim tahsili yaptığı biliniyor. O zamanlar Kavak, Amasya’ya bağlı bir nahiyedir. Bizim toprağımızda böyle bir şahsın yaşamış olması bile bizim için son derece gurur verici.

Ayrıca Kavak’ın yetiştirdiği efsanevi güreşçi Yaşar Doğu’muz var. Dünya ve olimpiyat şampiyonu olmuş ve tüm dünyaya mal olmuş ünlü bir güreşçimizdir. Ülkemizin gücünü temsil eden Yaşar Doğu imanlı, inançlı bir insandır.Şimdi onun adına her Ağustos ayında ilçemizde Yaşar Doğu festivalleri adıyla anma etkinlikleri düzenliyoruz.

Bu hoş sohbetiniz için teşekkür ederiz…
Şerif ÜN: Ben de teşekkür ederim, böyle bir imkanı verdiğiniz için…

Akşemseddin Hz., Kavak İlçesinde Yaşadı

Asıl adı Şeyh Muhammed Şemseddin bin Hamza’dır. 1389-1459 yılları arasında yaşamış olup Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır.
1389 yılında Şam’da doğar (Bazı kaynaklara göre Osmancık). Daha sonra 7 yaşında Samsun ili Kavak ilçesi Mahmutbeyli köyüne yerleşir ve burada ilim tahsiline başlar. İlim tahsilini tamamladıktan sonra Osmancık’ta müderris olur.
Medrese öğrenimini zamanın büyük velisi Hacı Bayram Veli’nin yanında tamamladıktan sonra seçkin bilginler arasında yerini alır. Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini kitaplara adar. Başta İslamî bilimler olmak üzere tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olur.
Uzun yıllar Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Tıp alanında bulaşıcı hastalıklar üzerinde önemli çalışmalar yapmıştır. Araştırmaları sonucunda tıp ile ilgili Türkçe yazdığı Maddetü’l Hayat ve Arapça yazdığı Hall-i Müşkilât adlı eserleri vardır. Maddetü’l Hayat adlı eserinde geçen “Hastalıkların insanlarda teker teker peyda olduğunu zannetmek yanlıştır. Hastalıklar insandan insana gözle görülmeyecek kadar küçük tohumlar vasıtasıyla geçer.” cümlesi ile ilk mikrop teorilerinden birini ortaya atmıştır. Tarihte mikroorganizmalardan bahseden ilk kişidir ve mikrobiyolojinin babası sayılmaktadır.
Akşemseddin Hazretleri’nin asıl ünü, büyük veli Hacı Bayram Veli Hazretleri ile tanışmasından sonra başlamıştır. İlmî konulardaki önemli başarılardan sonra tasavvuf konusunda da ağırlığını göstermiş, daha sonra da II. Murat’ın emir ve isteğiyle Fatih Sultan Mehmet’in hocalığına tayin edilmiştir. II. Mehmet’e danışmanlık yaparak İstanbul’un fethine katkıda bulunmuş ve bu şekilde onun takdirini kazanmıştır. Fetih sırasında Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin kabrini keşfetmesi de önemli kerametlerinden biridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir