Aliya Dizisi ve Aliya’ya Dair… / Senarist Ahmet Tezcan

Ahmet Bey sizi tanıyabilir miyiz?

Kırşehir doğumluyum. İstanbul Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünden mezun oldum. Son sınıfta gazeteciliğe başladım 1981 yılı sonundan bugüne gazetecilik ile meşgul oldum. TV, radyo programcılığı ve sunuculuk yaptım. 5 yıl kamu hizmeti yaptım. Senaryo ve romanlar yazdım. Çocuklar için kaleme aldığım kitaplarım da mevcut. Dört çocuk babası bir işçi emeklisiyim.

Geçmişte yapmış olduğunuz projeleri kısaca anlatır mısınız? Senaristlik serüveninize de bu arada değinir misiniz?

Senaryo tecrübesine 80’li yıllarda yönetmen Natuk Baytan’ın asistanı olan İsmail Güneş’e dekupaj yaparken yardım ederek başladım. Bu arkadaşça yardım daha sonra profesyonel bir işe dönüştü. İlk senaryomu yine İsmail Güneş ile birlikte 1985 yılında yazdım. Ertesi yıl sinema filmi olarak gösterime girdi; “Gün Doğmadan”. Daha sonra “Kurt Kapanı”, “Şemsi Paşa Pasajı”, “Mihrali”, “Kimyacı”, “Yedi Güzel Adam” dizi filmlerini, “Bıçak Sırtı” adlı TV filmini yazdım. Son olarak merhum Aliya İzzetbegoviç’in hayatını drama olarak anlatan 6 bölümlük “Aliya” dizisinin senaryosunu kaleme aldım.

Türkiye’deki dizi senaryolarına baktığınızda neler görüyorsunuz ve neler söylemek istersiniz?

Ben senaryo yazıyorum. Dizilere bakarak senaryoları üzerinde hüküm yürütmek de sağlıklı değil. Çünkü yazılanın ne kadar çekildiğini, çekilenin ne kadarının nasıl ekrana yansıdığını bilmiyoruz. Dizi hikâyeleri olarak baktığınızda bir tıkanma olduğu görülüyor. Bu yüzden şu günlerde Güney Kore dizilerinin adaptasyonları bir hayli ön plana çıkıyor. Deli Yürek ve devamındaki Kurtlar Vadisi konsepti ise değişik kanallarda benzer dizilerle sürdürülüyor. Orada da tıkanma var. Aradan sadece TRT sıyrılabiliyor. Diriliş, Abdulhamid, Filinta gibi dizilerle tarihi dizilerde bir fark yarattı. Muhteşem Yüzyıl’ın tarihi popüler dizi kıvamındaki aktarışından farklı olarak daha doyurucu, bilgilendirici bir açılım sağladı. Bunu önemsiyorum. Çünkü tarihimizin okyanusunda denizden habersiz balıklar gibi yaşadık. Umarım bu açılım kalitenin artışıyla birlikte sürer.

Aliya dizi projesi ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?

Yapımcı Sancak Medya’dan teklif geldi. Aliya dizi projesi Hakan Sancaktutan’a ait. İlk yazım iki yıl öncesine uzanıyor. Projenin sunumu, kabulü derken bir yıl geçti ve tam bir yıl önce Ocak 2017’de senaryo yazımına başladık. Hakan Sancaktutan senaryo teklifi ile geldiğinde hem heyecanlandım hem korktum. Aliya… Bilge lider… Hayatını yazmak olağanüstü bir sorumluluk… Hakkını verememek korkusu büyüktü. Ancak ilk bölüm; yapımcı, İzzetbegoviç ailesi, TRT ve yönetmen Ahmed İmamovic tarafından beğenilince rahatladım. 7 ay Saraybosna’da yaşadım ki bu ayrı bir macera idi benim için.

Aliya gibi bir Bilge Kral’ın hayatını senaryo olarak ekranlara taşımak kolay olmasa gerek, karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

Bilge Kral yakıştırmasını artık kullanmasak iyi olacak. Çünkü merhum Aliya hayatta iken bu sıfattan hiç hoşlanmamış. Ailesi de bunu yanlış buluyor ve kullanılmasından hoşlanmıyor. Bilge Lider ifadesi daha uygun. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vefat yıldönümünde yaptığı konuşmada Aliya için Bilge Lider ifadesini kullandı. Bence de doğrusu budur. Bunun dışında herkesin bir Aliya’sı var. Türklerin, Boşnakların, yapımcının, TRT’nin, yönetmenin, rahmetli Aliya’nın çocuklarının, oyuncuların Aliya’sı. Tabii bir de benim Aliya’m var. Bunlara bir de yapım şartlarının belirlediği Aliya’yı ekleyin. Orada da bitmiyor. Bosna Hersek ve Türkiye’nin iç ve dış politikalarının da biçimlendirdiği bir Aliya var. Ve hiçbir Aliya diğerinin aynısı değil. İşte bütün bunların içinde gerçek Aliya’ya yaklaşmaya çalıştık. Tabi bunu bir belgesel çalışma için değil, drama senaryosu olarak yazınca, bir de drama koşullarının Aliya’sı da sözkonusu. Ortaya çıkacak olandan gerçek Aliya’yı beklemek, aramak mantıklı bir davranış olmaz elbette. Bunları ailesi ile de konuştuk ve onay verdiler. Ben ortaya çıkacak olandan gerçek Aliya’nın razı olmasını ümit ediyorum. Tek duam bu.

Senaryoyu yazarken yaşadığınız duyguları ve hatıratları aktarır mısınız?

Anlatması zor. Saraybosna’dayız ve şehirde yarası olmayan insan ve bina yok. Yapımcımız bize Aliya’nın çocukluğunu ve ilk gençliğini yaşadığı Alifakovac mahallesinden bir ev kiralamıştı. Duvarlarında kurşun yaraları olan bir evde ve o evlerle dolu bir şehirde 8 ay insan hangi duygular arasında gider gelir. Hüzün, öfke, isyan, kahır, rıza, sabır… Negatif ve pozitif duygular içinde bocalıyorsunuz. Bir de Aliya’nın hayatını anlatan bir dizi senaryosu yazmak durumundasınız. İlk aylarda ağlamadığımız gün yoktu diyeyim siz gerisini anlayın.

Aliya’nın ekranda hangi yönlerini ve dönemini göreceğiz?

Görebildiğimiz bütün yönlerini. İnsan, baba, sevgili, oğul, eş, mücahit, bilge, lider Aliya 6 bölümde anlayabildiğimiz ve aktarabildiğimiz kadarıyla ekrana gelecek. Hayatının çocukluk hariç bütün dönemlerini yani 17 yaşından vefatına kadar bütün hayatını, Alman işgali yıllarından komünist döneme, soykırımdan kurucu Cumhurbaşkanlığı’na ve son nefesini verdiği ana kadar bütün dönemlerini bir nebze de olsa anlatacağız.

Aliya’dan sizde kalanlar nedir diye sorsak?

Kâinat çapında bir servet derim. O servet, Aliya’nın yazdıkları ve yaptıkları. Hayatı ve hatırası ile hayatımın sonuna dek göz ve gönül ışığım olacak Aliya.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ne söylenebilir ki… Allah ondan razı olsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir