Ahşap Hakkında Bildiklerimiz Bilmediklerimiz / Hacı İbrahim Mutlu

28-ahsapAnkara’nın tarihi mekânlarının yeniden ayağa kaldırılması konusunda pek çok çalışmaya katkınız oldu. Bu konuda duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?
Ankara Hacı Bayram’da tarihin yeniden ayağa kaldırılma çalışması herkes kadar bizi de çok heyecanlandırıyor. Tarihi yapıların yeniden ayağa kalkması, o manevi değeri yüksek mekânın yeniden yaşam bulması bizi bir kat daha mutlu ediyor. Ahşap ve tarihi yapıların yeniden hayat bulması ve insanımızın hizmetine sunulması işin başka güzel bir tarafı.
Ahşap ve taş yapılarla uğraşma konusunda hissettikleriniz neler?
Ahşap yapı, ahşaba dokunmak, onu seyretmek insanda güzel duygular uyandırıyor. Hele onun temelden itibaren tepeden tırnağa ahşapla ve tuğlayla giydirilmesi çok güzel bir duygu. Ona dokunmak, yapımıyla uğraşmak bu kadar güzel duygular uyandırırken, onun içinde yaşamanın, çalışmanın insanı fizyolojik ve psikolojik açıdan ne kadar rahatlattığını anlatamam bile.

Ahşap yapılarla ilgili bildiklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Ahşap yapılar sağlıklı olduklarının yanı sıra, Japon uzmanların tespitlerine göre tüm dünyada depreme karşı en dayanıklı yapıların ahşap karkas yapılar oldukları biliniyor. Ayrıca ABD’deki konutların yaklaşık % 90’nının ahşap olduğunu biliyoruz. Deprem sonrası hasar gören betonarme bir yapının yıkılmak zorunda olduğunu, hasar gören bir ahşap yapının ise kısa sürede onarılıp içinde yaşanabildiği de biliniyor.

Deprem sonrası ahşap yapılarda ölüm daha mı az?
Evet, hem de oldukça az. Ahşap yapıların diğer yapı malzemelerine göre daha hafif olduğunu, kolay kolay çökmediği, çökse bile insan kayıplarının çok az olduğu da biliniyor.
Bilindiği üzere bir deprem sonrası başlıca ölüm nedeni betonun ağırlığıdır. Betonarme, ahşaba göre 5 misli daha ağırdır. Marmara ve Bolu depremlerinde ahşap yapılarda yaşayanlardan hiç kimse yaşamını yitirmemiştir.

Ahşap yapıların sağlamlık ve yılların getirdiği yaşlanmaya karşı dirençleri nasıl?
Tarihten günümüze ulaşan en güzel sarayların, tapınakların ve diğer görkemli yapıların hiçbirinde beton kullanılmamıştır. Japonya’da, Çin’de ve dünyanın pek çok yerinde bunların güzel örneklerini görme imkanına sahibiz.

Peki, Anadolu’da bu konuda örnekler var mı?
Anadolu’ya baktığımızda Kastamonu / Mahmutbey, Beyşehir / Eşrefoğlu ve Afyon / Ulu camileri özel bir bakım yapılmaksızın 600-700 yıldır ayakta. Ayrıca 200 yılı ve 100 yüzyılı devirmiş yüzlerce örnek var ülkemizde. Anadolu insanı 10 bin yıldır geleneksel yöntemlerle bu topraklarda evler yapmıştır. Ahşap karkas sistemini binlerce yılda en güzel şekilde geliştirmiştir.

Yangına karşı dayanıklılık açısından baktığımızda ahşap yapıların durumu nasıl?
Ahşap yapıların yangına karşı korumasız olduğu düşünülür. Bu baştanbaşa yanlış bir algı. İkiz kuleler çelik yapılardı nasıl yandıklarını ve çöktüklerini canlı yayınlarda hepimiz gördük.
Yangın sırasında yanan ev değil, içindeki eşyalardır. Gerekli kalınlıkta malzeme kullanılmış bir ahşap yapı, yangın anında dış yüzeylerin kömürleşmesi nedeniyle kendine doğal bir koruma örtüsü meydana getirir ve bu doğal izolasyon alevlerin iç kısımlara kadar gitmesini geciktirir. Bu sayede ahşap kiriş ve kolonlar saatlerce dayanabilir. Beton yapılar ise yangınlarda içerisindeki demirin deforme olmasından ötürü taşıyıcı özelliklerini kaybederler. Bu yüzden yangın sonrası bina çökmemiş olsa bile içinde tekrar oturmak son derece tehlikelidir. Çelik yapılarda ise aşırı genleşmeden dolayı deforme oluşur. Taşıyıcılar 600 C ° sıcaklıktan sonra çökme riski taşır ve bu yüzden 15 dakika içinde çökebilmektedirler. Isıda genleşmesi sıfır olan ahşap bir çatı ise yanarak taşıyıcı gücünü kaybedene kadar ortalama 1 saat ayakta kalabilmektedir.

Tekrar ahşap yapıların daha sağlıklı oldukları konusuna dönersek…
Ahşap doğal bir malzeme. 7 cm kalınlığında ahşap bir duvar, 50 cm kalınlığında beton bir duvarın ısı ve ses yalıtımına sahiptir. Unutmayın ki bütün saunalar ahşaptır.
Ahşap duvar, doğal yapısı sayesinde nemi evin içine almayacak bir filtre sistemine sahiptir. Ahşap evde yaşayan insanlar fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissederler. Betonarme evlerdeki nem oranının yoğunluğundan dolayı romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları yaşanır. Bizimle birlikte nefes alan ahşabın ise bu hastalıklara karşı olumlu etkilerinin olduğu tıbben kanıtlanmıştır.
Tünel kalıp tekniği ile betondan imal edilen duvarlarda mevcut olan çift hasır demirin arasından mecburen geçen elektrik taşıyan teller nedeniyle manyetik alan oluşur. Zihinsel ve fiziksel sağlığımız bu nedenle tehdit altındadır. Aşırı stresin nedenlerinden birinin de evlerimizin içinden geçen bu manyetik alan olduğu biliniyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz…
Maalesef ülkemizde ahşap yapı henüz istenilen düzeye ulaşmış değil. Yüzde 80’i ormanlarla kaplı Karadeniz bölgemizde bile her yer betonarme yapı ile dolu. Oysa günümüzde Almanya’da tüm yapıların sadece %23’ü, Fransa’da ise % 17’si betondur. Buna karşı ülkemizde betonarme yapı oranı % 95’tir. Gerekli önlemler alınır ve yapılaşma oranı ahşap lehine düzelirse ülkemiz tüm deprem riskinden 20 yıl içerisinde kurtulabilir. Pek çok sağlık sorunu da bu arada düzelir.

HACI İBRAHİM MUTLU
1965 yılında Bolu- Gerede’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimimi Gerede’de yaptı. Mesleki alandaki çalışmalarına öğrencilik yıllarında, yöre evleri yapımında ustalığı ile tanınan babası Recep Usta’nın yanında başladı. Çok sayıda ahşap ve taş binanın yapımında babası ile birlikte çalıştı. 1986 yılında Ankara’da Yapı Sanat Okulu İnşaat bölümünü bitirdi. 1990 yılından bugüne yurdumuzun çeşitli bölgelerinde çeşitli şirketlerde çok sayıda futbol sahası, spor salonu, yüzme havuzu, konut ve işyeri inşaatı projelerinde görev aldı ve başarıyla tamamladı. Son yıllarda Hacı Bayram Camii ve çevresini yenileme projesi kapsamında çok sayıda tarihi yapıyı yenileme işini başarıyla bitirdi. Bu çerçevede yine aynı bölgede yapılan çalışmalara katkısı devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir