Ahlaklı Nesiller Nasıl Yetişir? / Aile Danışmanı Fatma Taş

gonul42-ahlakli-nesiller-nasil-yetisirÇocuklardaki ahlaki gelişim hangi evrelerde oluşur?
Çocuklardaki ahlaki gelişim anne karnında başlar. Anne ve babadaki ahlaki değerlerle oluşmaya devam eder. Evet, şimdi ahlaksızlık diz boyu diyoruz. Bu söz yıllardan beri söylenmektedir. Demek ki çocuklardaki ahlaki gelişimin olumsuz bir şekilde etkilenmesi, ebeveynlerin yanlış davranışları ve sosyal hayattaki olumsuz etkenlerin bir sonucudur diyebiliriz. Rabbimiz birçok medeniyetin sonunun ahlaki çöküntüler yüzünden olduğunu Kur’ân’da bildirmiştir. Ahlak eğitimi sadece ailelerin değil toplumun da üzerinde hassasiyetle durması gereken bir konudur. Bu konuda Peygamber Efendimiz (sav) bizim hayat öğretmenimizdir.
Manevi olarak baktığımızda, anne babaların kendi ebeveynlerinden aldığı eğitim maalesef yetersiz. Günümüze bakınca sade ve doğal davranışları özler olduk. Yeni nesilleri bozan sisteme baktığımızda karşımıza devasa bir dünya düzeni çıkıyor. Şiddet içerikli oyunlar, çizgi filmler ve dizilerle çocukların beynine verilen her türlü iğrençliğin normalliği, çocukların temiz dimağlarına işleniyor. Dolayısıyla aile, sağlıklı normları çocuklarına öğretmez ise bireylerin fıtratı bozuluyor. Her şeyden öte insan cinsel odaklı, bedenine odaklı olmaya başladı. Yani hazza odaklı bir dünya anlayışı… Kız çocukları çok erken ergenliğe giriyor ve küçük kadınlar olmaya başlıyorlar. Cinsel duyguların erken uyanması karşımıza büyük bir sorun olarak çıkıyor.
Bir çocuğun ahlaki değerlerini kazanması için yedi yaşına kadar temellerin sağlam atılması gerekir. Şayet bu yaşa kadar verilmez ise daha ileriki yıllarda verilmesi ‘ilave programla’ mümkündür ama çok zordur. Bu manada ahlaki değerlerin yedi yaşına kadar yerleşmesi şart. Yoksa ileriki yaşlarda işler daha da zorlaşıyor.

Sizin de söylediğiniz gibi süreç ana karnında başlıyor. Anneler hamileyken neler yapabilir?
Hamilelik döneminde anne ve babanın konuşma tarzı, annenin stresi, olumlu ve olumsuz etkiler. Duygular olduğu gibi çocuğun dünyasına aktarılıyor. Anne stresliyse stresli bir çocuk dünyaya geliyor. Anne ahlaki değerlerine sahip çıkmıyorsa çocuk da neticede o ortamda dünyaya gözlerini açıyor. Çocuğun gelişimi küçük küçük nüveler şeklinde anne karnında başlıyor. Dünyaya geldikten sonra da anne ve babası arasındaki ilişki, verilen sözlerin tutulması, dürüstlük, tutarlılık gibi değerlerle bir algı dünyası oluşuyor. Böylelikle her şey çocuğun görsel ve işitsel dünyasında kayıt altına alınıyor. Tutarsız, sözünde durmayan bir ailede yetişen çocuk da tabi ki tutarsız ve yalancı olacaktır. Burada çocukların tertemiz bir kayıt sisteminin olduğunu, ne görürse onu kaydettiğini bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla çocuğa ahlaki normları dikta etmek ahlak eğitimi değil, asıl önemli olan ahlaklı olmaktır.
0-5 yaş arasında çocukların algıları çok güçlü ve onlar temel oluyor. Eğer anne baba burada doğru davranışlar sergileyebiliyorsa çocuk da o davranış modelini alıyor. Örnek veriyorum: Anne, çocuğunun yanında arkadaşıyla konuşurken çocuğun babasını çekiştirip baba eve geldiğinde de canım cicim diyorsa çocuk bu ikilemleri görüyor. Örnek alıyor ve maske takmayı öğreniyor.
Önce kendimizin iyi ve kötü taraflarını tespit edip pozitif yönde değişimi başlatmalıyız. Böylece eşimiz de otomatik olarak değişmeye başlar ve çocuk da bizi modeller. Ahlaki değerleri paylaşma, adaleti sağlama annemizin bize verdiği eğitimle başlıyor. Bizde olan güzel değerleri bile maalesef şu an çocuklarımıza aktaramıyoruz. İyi bir ahlak kazandırmak için gösterilmesi gereken gayret ve istek ortadan kaldırıldı. Hep birlikte yavaş yavaş çökmekte olan bir sistemin parçası olmaya başladık.
Anne-baba arasında şiddet varsa ergenlikte arkadaşlarına şiddet uygulama ve kişilik bozukluğu gözlenebiliyor. Yani “kendim ettim kendim buldum” diyebiliriz. Bu davranış bozuklukları, bizim davranışlarımızın olumsuz sonuçlarıdır.
Anne, “Oğlum bana yalan söyleme, dürüst ol!” diye çocuğunu tembihliyor; ama anne dürüst değilse bu söz hiçbir işe yaramıyor maalesef.

Bu konuda tecrübelerinizden örnekler verir misiniz?
Kontrolsüz yalan söyleyen ergen bir gençle çalışmıştım. Baktım ki çocuğa babaanne bakıyor ve torununu sevdiği için her istediğini yapıyor. Örneğin dondurma alıyor, ama sakın annene söyleme diye tembih ediyor. Çocuk parkta düşüyor yine sakın annene söyleme diye tembih ediyor. Her gün bunları yaşayan çocuk kendisine iyilik yaptığını zanneden babaannenin yanında yalanı öğrenmiş ve hayatına yalanı sokmuş oluyor. Bazen aileler yaptıkları davranışların nereye varacağını kestiremiyorlar.

Bu büyük bir sorun. Ailelerin yaptığı bu yanlışlar nasıl düzelebilir?
Öğrenilen bilgiler bilinçaltına atılıyor. Fakat anne-baba değişmeye başlıyorsa çocuktaki model algısı da değişebiliyor ve güzelleşebiliyor. Bu çok önemli bir durum. Kur’ân’ı Kerim’de çocukları nasıl eğitmemiz gerektiğiyle ilgili anne babalara ikazlar var. Bunun yanında Peygamber Efendimiz’in (sav) sünnetinde inanılmaz değerler var. Bu ahlaki normları sevdirerek ve bilinçli olarak vermek gerekli.

Ahlaki gelişimde çevrenin etkisi var mıdır?
Önceden küçük alanlarda yaşıyorduk. Çevremiz, ahlaki değerler, kültürel normlar belliydi. Şimdi ise oturduğumuz apartmanda kim var onu bile bilmiyoruz. Bu anlamda çevremizdekilerin ahlaki değerlerini de bilmiyoruz. Çocuk ilk önce anne ve babayı, sonra arkadaşlarını ve çevreyi modelleyecektir.
Dış dünyadaki negatifliğe karşı aile içinde pozitif bir ahlak eğitimi vermemiz şart. Bizim için, paraya verilen değerin insana verilen değerin üstüne çıkmaması gerektiğini; ancak gece gündüz hayatımızın odak noktasına zenginliği ve para kazanmayı koymayarak anlatabiliriz.
Ailelerin vermediği ve veremediği eksik kalan ahlaki normları çocuklar ya televizyondan ya da çevrelerinden tamamlıyor. Bu durumda çocukların çevreleri de çok önem arz ediyor. Anne ve babadan sonra dede-nine, amca-dayı, teyze-hala da önemli. Şayet bu faktörlerden birisi olumsuz ise bu durumu göz önünde bulundurmalıdır. Şayet baba yakın bir akrabanın ahlaksız tavırlarına göz yumuyor ve ses çıkartmıyorsa çocuk buradan bir kıyas yapabilir. “Ben de böyle yapsam babam bir şey demez.” ya da “Bu normaldir.” duygusu oluşur. Bunlara da dikkat etmek gerekiyor.

En çok karşılaştığınız hatalardan örnek verir misiniz?
Bilhassa erkek çocuklarına, bütün hak hukuk kendisininmiş gibi davranılıyor. “Erkek çocuktur yapacak tabi…” gibi kötü bir çocuk yetiştirme modeliyle karşı karşıyayız. Bunlar kuralsız yaşayan, şımarık tiplerdir. Tabi ki böyleleri, başta anne ve babası olmak üzere zamanla kimseyi dinlemiyor. Bu çok yanlış bir yetiştirme metodu. Bunun doğrusu; “Erkek çocuk delikanlıdır, merhametlidir ve yiğittir.” şeklinde olmalıdır.
Bazı baba tipleri de var ki biz bunlara savaşçı baba modeli diyoruz. Bu baba modeli anneye ve çocuklara devamlı aptalmış gibi davranıyor. Sürekli eleştiriyor, küçük düşürüyor ve otomatik olarak çocuklarda kompleksli ve özgüvensiz bir kimlik oluşuyor. Böyle bir baba, erkek çocuklarını kendine bir düşman gibi görüyor, daha saldırgan davranıyor. O çocuklardaki sonuç ise; yalan söyleme, işten kaçma, okuldan kaçma, madde kullanımı ve babanın yapılmasını istemediği her davranışı sergileme şeklinde gerçekleşiyor.

Son olarak ilave etmek istediğiniz ve üzerinde durduğunuz bir konu var mı?
Sonuç olarak sevgi ve ilgi çok çok önemli diyebilirim.
Farkındalığımızı geliştirip nasıl daha iyi olabilirim noktasında kendimizi bir öğrenci gibi görüp iyi anne babalar olmaya çalışırsak çocuklarımıza doğru kimlik ve kişilik kazandırmamız çok daha kolay olacaktır. Kendi içimizde yaşadığımız dürüst, adaletli, değer bilme duyguları nesilden nesile böylelikle aktarılacaktır.
Şu anda bir çocuk yetiştiriyor olabiliriz. Ama şunu bilmeliyiz ki o çocuk da bu bilgileri kendi çocuğuna yani torununuza aktaracaktır. O nedenle bu sorumluluğu üzerimize alıp güzel ahlakı çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor. Bu da bizim dünya ve ahiretimiz için ev ödevimiz olsun diyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir