Türk Sineması Türk Halkının Değerleriyle Örtüşmeli / Muhittin Kandur (Mohy Qaundour)

34-mohyKendinizden kısaca bahseder misiniz?
Film işine New York’ta reklamcılıkla başladım ve daha sonra belgesel film ile devam ettim. İlk romanımı, ‘Universal’ stüdyolarına sattıktan sonra ‘Hollywood’a kontrat imzalamaya gittim ve bu işten hoşnut olduğum için ‘Hollywood’da kaldım. Film yapımının her yönüyle ilgilendim ve sonunda Amerika Yazarlar Birliği’ne TV yazarı olarak daha sonra da Yönetmenler Birliği’ne yönetmen olarak katıldım. Birçok TV dizileri üzerinde çalıştım, bunlardan bir tanesi de Türkiye’de Bonanza adlı ünlü TV dizisiydi.
Aynı zamanda, çoğunlukla tarihi olmak üzere roman yazarlığını hiç bırakmadım. Amerika ve İngiltere’de yayınlanmış 16 adet eserim var ve bunların çoğu birçok dilde tercüme edilmiş durumda. Halen yazmaya devam ediyorum.

Türk sineması hakkında neler söylemek istersiniz?
Türk sineması, Türk izleyicileri için çok özel, kendilerine ait olmak zorunda. Seçilen hikâyeler ve konular, yerli olmalı, aksi takdirde Türk izleyicilerinin dikkatini çekmiyor. Bu nedenle, Türk filmleri dünya çapında ciddi bir dağılım göstermiyor. Ancak, Almanya gibi Türk nüfusunun bulunduğu yerlerde durum daha farklı oluyor. Bu gibi bölgelerde Türk filmleri daha etkili olmayı başarabiliyor. Ayrıca, Türk film yapımcıları dünya çapında film yapma riskini, Türkiye’deki maliyetlerini karşılayamama endişesinden dolayı göze alamıyorlar.

İyi bir yönetmen olmayı belirleyen faktörler nelerdir?
İyi bir TV oyunu ve iyi aktörler iyi bir yönetmen meydana getirir. Her şey hikâye ile başlar. Dahi bir yönetmen burada devreye girer ve hikâyenin ne söylediğini izleyiciye aktarabilmek adına senaryoyu ve olayları, aktörleri motive ederek doğal ve özgürce oynatır.

Bir filmin başarısında sinema severlerin durumu nedir?
Bir filmin başarısını izleyici katılımı belirler. Eğer, bugün dünya genelinde sinemaya gidenlerin %80’nini 16 yaş altı grubu oluşturduğu gerçeği üzerinden gidersek, başarılı film demek o yaş grubuna hitap eden film demek olur. Bu nedenle Hollywood, gişe rekorları kıran aksiyon ile bilim kurgu filmlerine devam etmekte ve bu alanda da oldukça başarılı olmaktadır.

Sinema pahalı bir sanat dalı. Sizce para, bu alanda kaliteyi belirleyen önemli bir faktör mü?
Evet, sinema bir sanat. Fakat aynı zamanda oldukça pahalı bir iş ve her iş kâr bekler. Bu nedenle sinema işi de ele alınırken yatırımcısının hedeflediği kâr hedefi de düşünülmeli. Kalite, tabi ki ağır harcamalar gerektirir. Ancak, bu düşük bütçeli sanatsal filmler nadiren başarılı oluyor anlamına gelmez. Halen günümüzde çok iş yapan sanatsal filmler bulunmaktadır.

Yeni projeleriniz var mı?
Türkiye’de üzerinde çalıştığım üç projem var. Birisi, Çerkez Ethem’i anlatan “Uçan Süvari”, diğeri Sultan Abdulhamid’i anlatan “Komplo” ve üçüncüsü, ismini “Aile” koyduğum çok özel bir Türk hikâyesi.

Türk sinemasının hangi yönde gelişmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Öncelikle Türk sinemasının Türk halkı üzerinde büyük etkisi olduğunu düşünüyorum; çok popüler bir aile eğlence aracı olarak görülüyor. Ancak, Türk sineması bir eğlence aracı olmasının yanı sıra Türk halkının değerleriyle de örtüşmeli. Türk sineması Batı sinemasını çoğaltma ya da kopyalama yoluna gitmemeli, bilakis kendine has özellikte filmler ortaya çıkarmalıdır.

Türk sinemasında kimleri beğeniyorsunuz?
Türk sinemasında birçok yönetmen ve aktörü beğeniyorum. Ancak, benim gibi bir yönetmenin isim vermesi uygun olmaz. Bu diğerlerini incitebilir.

Son olarak ne söylemek istersiniz?
Türkiye’yi çok seviyorum; onun kültürü, halkı hep ilgimi çekiyor. Gerçekten ümit ediyorum ki Türkiye’ye ait konular ve temalar üzerinde projeler geliştireceğim. Bu projelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Belki de bu çalışmalarım gelecekte dünya sineması üzerinde bir köprü oluşturacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.