Şampiyon Millî Takım Teknik Direktörlerinin Kariyer Analizi / Dr. Bahadır Bayarslan

FIFA ve UEFA Futbol Şampiyonası şampiyonu millî takımların geçmişten günümüze teknik direktörlerine genel bakış çerçevesinde neler söylenebilir? Kaç kişiyi kapsayan bir örneklem var önümüzde?
Futbol, öğrenmesi ve ustalaşması en zor oyunlardan biridir. Bununla birlikte, futbol oynamayı öğrenme sürecinin uzun ve aşamalara dayanmasının kabulüne rağmen, futbol takımının yöneticisi konumundaki teknik direktörün öğrenme süreci konusunda çok yaygın bir algı var gibi görünmektedir. Antrenörün odak noktası, oyuncuları bir maç, bir turnuva veya bir lig süresi boyunca hem etkili hem de verimli bir şekilde en üst düzeyde performans göstermeye hazırlamaktır. Etkili bir antrenör, oyuna başlangıç için, tercih ettiği oyuncu seçimiyle başlayarak, kendi oyuncularının ve rakiplerinin performanslarını değerlendirerek çeşitli kararlar vermek zorundadır. Bu kararlar galibiyeti hatta şampiyonlukları getiren kararlar olabilir. Bu kararlarda isabetli olmak belirli bir deneyim, teknik bilgi ve yönetim becerilerinin gelişimi ile mümkündür. Antrenörün deneyimi birçok yazar tarafından antrenörlerin etkililik algısına tesir eden yordayıcılardan biri olarak rapor edilmiştir. Antrenörlük biliminin son yıllarda küresel olarak genişlemesi, antrenör (teknik direktör) gelişiminin sistematik bir tanımını sağlamak için açık bir ihtiyaç duymuştur. Elit antrenörler eğitim ve bilgilerini uygulama becerileri ile deneyimlerinin başarıya etkisini belirleme girişiminde bulunmak üzere, birçok yazar elit antrenörler tarafından kazanılan bilginin ve başarının kökenlerine dair araştırmalar yapmıştır. Çalışmada FIFA Dünya Kupası Şampiyonu 20 teknik direktör ve UEFA Avrupa Futbol Şampiyonu 16 teknik direktörün, millî takım görevi öncesi ve millî takım görev süreçleri incelenerek, şampiyon millî takım teknik direktörleri arasındaki benzer ve farklı özellikler ayrıştırıldı.
Uyrukları, yaş ortalamaları gibi ilk bakışta dikkat çeken durumlar için neler söylenebilir?
Çalışmadaki şampiyon millî takım teknik direktörlerinin ortak özelliği, aynı millî duygularla mesleklerinde başarıya ulaşmış olmalarıdır. Millî takım – uyruk ilişkisi açısından incelendiğinde; Dünya Kupası gibi her dört yılda bir tekrarlanan ve onunla eş değer sayılabilecek prestije sahip Avrupa Futbol Şampiyonu millî takım teknik direktörlerinin neredeyse tamamının kendi vatandaşı oldukları millî takımlarda çalışmış olduğu görüldü. 1930-2021 yılları arasında gerçekleşmiş kupa finalleri sonucu toplam 36 teknik direktörün 35’i kendi vatandaşı olduğu ülke millî takımı ile şampiyon oldu.
Ayrıca yaş aralıkları açısından incelendiğinde; FIFA Dünya Kupası kazanmış 20 teknik direktörün yaş ortalaması 47 ve UEFA Avrupa Kupası kazanan 16 teknik direktörün yaş ortalamasının 56 olduğu görüldü. Ayrıca Dünya Kupasında başarılı olan 11 Avrupa takımının teknik direktörleri 52 yaş ortalaması ile Avrupa ortalamasına daha yakın bulundu. 9 Güney Amerikalı teknik direktörün ise 44 yaş ortalaması ile Dünya Kupalarında Avrupalı meslektaşlarına göre başarıyı daha erken yaşta elde ettikleri saptandı. İki farklı kupada iki farklı yaş aralığı ortalamasına sahip teknik direktörler bulunsa da Avrupalı teknik direktörler başarı yaşı ortalamasında, Güney Amerikalı meslektaşlarına göre daha dezavantajlı durumdadır.
FIFA Dünya Kupası ve UEFA Avrupa Futbol Şampiyonu Millî Takım Teknik Direktörlerinin hedef başarıya ulaşmadan önce profesyonel futbolculuk hayatlarında oynadıkları mevkilerin başarılarına katkısı olmuş mudur? Hangi mevkiler özellik arz etmeli sizce?
Üst düzey bir oyuncu olarak deneyim, değerli bir bilgi kaynağıdır. Birçok yüksek performanslı spor antrenörü birbiriyle bağlantılı bir temayı paylaşır: Her birinin antrenör olmadan önce kendi sporunda seçkin bir sporcu olarak geçmişleri vardır ve Dünya Kupası kazanan 20 millî takım teknik direktörü arasında %86’sı futbolculuk kariyeri olan antrenörlerden oluşmaktadır. Profesyonel futbolculuk kariyerlerinde oynadıkları mevkii açısından incelendiğinde; FIFA Dünya Kupası Şampiyonu millî takım teknik direktörleri içerisinde %35 ortalama ile orta saha oyuncularının yoğunluğu dikkat çekmektedir. UEFA Avrupa Futbol Şampiyonu millî takım teknik direktörlerinin yüzdelik dağılımında ise orta saha oyuncuları %25 ile daha geri planda, savunma ve hücum oyuncularının %30’luk dilimleri paylaşarak ön planda olduğu görüldü. FIFA Dünya Kupası finallerinde şampiyon teknik direktörlerin orta saha ağırlıklı oyunculardan, UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde başarılı olmuş millî takım teknik direktörlerinin ise ağırlıklı olarak savunma ve hücum oyuncularından yoğun olduğu görüldü. Dolayısıyla Avrupa futbolunda savunma ve hücum yönü güçlü taktiksel bir oyun ve oyuncu tercihi hâkimken, Güney Amerikalı teknik direktörlerin daha teknik ve oyun zevki yüksek oyun anlayışlarından etkilendiği bir deneyimin etkisinden söz edilebilir.
Futbolculuk mevkii ve antrenör oyun sistemi açısından incelendiğinde; FIFA Dünya Kupası ilk 12 finalini kapsayan 50 yıllık dönemde ofansif bir oyun anlayışının hâkim olduğu açıktır. 1980’lerin ortasına kadar kaleci, orta saha ve forvet menşeili antrenörler ağırlıklı olarak ofansif oyun anlayışı ile başarıya ulaşmışlar ve toplamda 21 finalin 13’ünü kazanan teknik direktörler ofansif futbolu tercih etmiştir. UEFA Avrupa Futbol Şampiyonluğu kazanan millî takım teknik direktörlerinin futbol oynadığı mevkii ile oyun sistemleri ilişkisine bakıldığında dağılımın heterojen bir yapıdadır. İlk 5 final içinde göze çarpan, oyunun daha kontrollü ve hem savunma hem de hücumda dengeli olduğu çift yönlü sistemi benimseyen orta saha menşeili antrenörlerdir. 90’lı yılların başlamasıyla kupa tarihinde en dikkat çeken detaylardan birisi de futbolcu kariyerini savunma oyuncusu olarak geçirmiş antrenörlerin Avrupa kupası kazanan millî takım teknik direktörleri arasındaki yoğunluğudur. Avrupa şampiyonu millî takım koçları içerisinde futbol kariyerini savunmacı olarak geçiren teknik direktörlerin defansif oyun oynatmadığı, aksine oyunu ofansif sisteme yakın kurguladıkları ve başarılı oldukları görülmektedir. Günümüze kadar süregelen şampiyonanın son 8 finalinin 5’inde savunma orijinli millî takım teknik direktörleri kazanan taraf olduğu görüldü. 2000 yılı sonrası modern futbolda ise orta saha menşeili antrenörlerin daha çok ofansif futbola doğru geçiş yaptığı görüldü.
Hedef başarıya ulaşmadan önce bu insanlar, profesyonel futbolculuk hayatlarında şampiyonluk yaşamış mıdır? Millî takım deneyimleri var mıdır? Antrenörlük yapmışlar mıdır?
“Bir spor faaliyeti ve etkileşim konusu olarak antrenör, belirli kişisel özelliklerin ve profesyonel imajın taşıyıcısıdır.” Dolayısıyla futbolcu kariyerindeki başarı, antrenörün hızlı kabul görmesi açısından önemlidir. FIFA Dünya Kupası kazanan millî takım teknik direktörlerinin 12 tanesinin futbolculuk kariyerinde şampiyonluk yaşamadığı, 9 tanesinin ise şampiyonluk yaşadığı ve %43 oran ile şampiyonluk yaşayan kesimin azınlıkta olduğu görüldü. UEFA Avrupa Kupası şampiyonu 16 millî takım teknik direktörü içerisinden 7’sinin futbol kariyerinde şampiyonluk yaşadığı ve 9 tanesinin ise futbolcu olarak herhangi bir şampiyonada başarılı olamadığı anlaşıldı. Şampiyon millî takım teknik direktörlerinin çoğunluğu aktif futbol yaşamlarında şampiyonluk yaşamamış olarak benzerlik göstermiştir. Teknik direktörlerin büyük oranda sporcu olarak şampiyonluk yaşamadığı anlaşılmaktadır.
“Ulusal kadroda yer almanın transfer ücretine olumlu bir etkisi vardır. Çünkü ulusal kadrolar için yalnızca o ülkenin en yetenekli oyuncuları seçilmiştir.” Profesyonel futbolculuk kariyeri için, millî takım açısından incelendiğinde; FIFA Dünya Kupası kazanan millî takım teknik direktörleri için futbolcu kariyerlerinde millî takım oyuncusu olarak görev alan antrenör sayısının fazla olduğu göze çarpmaktadır. 21 teknik direktörün 14’ü ülkesinin millî takımlarında futbolcu olarak görev almış, 7’si ise futbol kariyerinde millî takım deneyimi yaşamamış olarak görülmektedir. 14 millî futbolcu teknik direktörü içerisinden 10’u Avrupa kıtası, 4’ü ise Amerika (Güney) kıtası ülkelerinden olup, millî kariyeri sayıca en yüksek grubu da Avrupalı teknik direktörler oluşturmaktadır. Avrupalı 11 teknik direktörün 10’u millî futbolcu kariyerine sahipken, Güney Amerikalı 9 teknik direktörün sadece 4’ü millî formayı giyme başarısına sahip olduğu görüldü. UEFA Avrupa Futbol Şampiyonu millî takım teknik direktörleri için futbolcu kariyerlerinde millî takım deneyimlerini bakıldığında, kupada başarılı 16 teknik direktörün 9’u futbolculuk hayatında millî takım oyuncusu olarak görev yapma başarısı göstermiş, 7’si ise millî takım oyuncusu olma fırsatı elde edememiştir. Bu açıdan bakıldığında Avrupa ülkeleri federasyon yöneticileri için teknik direktör seçimlerinde millî oyuncu olma kriterinin daha anlamlı olduğu söylenebilir.
“Birçok çalışma koçluk bilgisinin temel kaynakları olarak geçmiş deneyimlerin önemini göstermiştir.” Antrenör deneyim yılı açısından incelendiğinde; FIFA Dünya Kupası finallerinde şampiyon millî takım teknik direktörlerin antrenörlüğe başladıkları yıl esas alınarak seçilen süreç ve millî takım koçluğu elde edene kadarki süreyi kapsayan zaman dilimine baktığımızda kazanan 20 millî takım teknik direktörleri için, Dünya Şampiyonu olmadan önceki deneyim yıllarının ortalamalarını 17 yıl olduğu görüldü. UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası kazanan millî takım teknik direktörlerin, Avrupa Şampiyonluğu öncesi antrenör olarak, deneyim yılı ortalamasının 22 olduğu görüldü. Bu açıdan bakıldığında Avrupa ülkeleri federasyon yöneticileri için teknik direktör seçimlerinde millî oyuncu olma kriterinin daha anlamlı olduğu söylenebilir. “Oyuncular ülkelerini temsil ederken görünürlüklerini ve popülerliğini arttırdıkça değerlerini de olumlu yönde artırmaktadır.”
Bu çalışmadan çıkartılacak sonuç, başarıya ulaşmak isteyen kabiliyetli insanlar için bize neler söylüyor?
Dünyanın en popüler sporu olarak kabul edilen futbolda, dünya nüfusunun büyük bölümünün takip ettiği FIFA Dünya Kupası ve UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası organizasyonları tarihinde şampiyonluk yaşamış olan millî takım teknik direktörlerinin deneyim, görev süreleri ve başarı süreçleri ile özelliklerini bir arada inceleyen bir çalışmanın literatürde bulunmaması genel olarak dünya futboluna, özel olarak dünya genelinde futbol antrenörlerinin kariyer planlaması eğitimlerine ve en önemlisi akademik olarak literatüre bu çalışma ile önemli katkıda bulunmuştur.
Futbolda başarıya susamış kabiliyetli ve çalışkan antrenörler için öneri sunulurken önemli bir soru üzerinde yoğunlaşmak etkili olacaktır. Bu soru; “Profesyonel futbolda başarıya ulaşmak isteyen teknik direktör, bir spor yöneticisi olarak kariyer ve gelişim sürecini nasıl yönetmelidir?” sorusudur.
• Çalışma sonuçlarına göre ister futbolcu kariyeri olsun ister olmasın, her teknik direktör elit seviyede antrenörlük fırsatı yakalayabilir. Bu noktada antrenörlerin kendilerini geliştirmeleri elzemdir. Fakat futbolcu kariyeri olan hatta üst düzey futbolcu olarak antrenörlüğe geçiş yapanlar çok daha avantajlı durumdadırlar.
• Antrenör deneyimleri bir teknik direktörün asistanlığını yaparak veya altyapı antrenörü olarak geliştirilebilir.
• Çalışmadan çıkarılan sonuçlara göre elit teknik direktörler meslek hayatlarını aktif çalışma ile sürekli oyun ve maç tecrübesi ile geliştirerek büyük başarılar elde etmişlerdir. Bu sebeple mesleki açıdan süreklilik önemli olarak görülmektedir.
• Hedefe yönelik planlamalar ile hedefe adım adım ilerlemek, gerekli deneyim ve başarıları sırasıyla yakalayarak sağlam temeller üzerine bina etmelidir.
• Bir antrenörün görevi yalnızca çalıştırmak ya da sporun nasıl yapıldığını göstermekten ibaret değildir. Teknik direktörlüğün bir spor yöneticiliği işi olduğu gerçeğinin bilincinde olarak, doğru teknik ekip ve oyuncu planlamasını yaparak süreci ve ekibi yönetme becerilerini kazanmalı, ayrıca uygulamada etkin rol üstlenmeye önem vermelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.