Bir Tarih ve Kültür Şehri Kocaeli / Kocaeli Valisi Ercan Topaca

29-ercan-topacaBir Tarih ve Kültür Şehri Kocaeli
Kuruluşu milattan önceki dönemlere kadar uzanan Kocaeli, bir liman şehri olma özelliği de taşımaktadır. Tarihte büyük olayların şahitliğini ve geçiş güzergâhlığını yapan Kocaeli’nin tarihi olarak öneminden bahseder misiniz?
Kocaeli, geçmişi milattan önce 12. yüzyıla kadar uzanan çok köklü bir şehirdir. Köklü bir tarih olunca her medeniyetin, her kültürün ve her inancın eserleri, izleri ve kalıntıları bulunmaktadır. Bu kentte Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların, Osmanlıların eserlerini aynı mahallede, aynı sokakta görme imkânı var. Kocaeli bünyesindeki tarihi eserlerle daha zengin hale geliyor. Etrafımıza baktığımız zaman hemen yanı başımızda Mimar Sinan’ın Yeni Cuma Camii’ni, onun az ilerisinde ilk defa Mimar Sinan tarafından yapılmış ve daha önce bulunduğu yerde mabetler bulunan Fevziye Camii’ni, biraz yukarı doğru gittiğiniz zaman tarihi Orhan Camii’ni, Akçakoca Camii’ni, Romalılardan kalan hamamları, son dönem Osmanlı kültürünü yansıtan tarihi evleri, Kapanca Sokağı’nı ve bunlarla iç içe Bizans döneminden kalma surları, yer altı tünellerini görmek mümkün. Biraz daha yakın çağa geldiğimiz zaman Redif Müzesi’ni, Kasr-ı Humayun’u, Saat Kulesi’ni görmek mümkün. Gebze’ye doğru gittiğiniz zaman Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ni ve Kervansarayı’nı, yine Gebze’deki Orhan Camii’ni görmek mümkün. Tavşancıl bölgesindeki tarihi konaklar, Başiskele’deki Roma Hamamı, Gölcük’teki Kazıklı Kervansaray da önemli tarihi eserlerdir. Hepsini birlikte düşündüğümüz zaman aslında bu kent, bir tarih ve kültür şehri… Birçok ülkede bu kadar tarihi eser yoktur. Tarihî derinliği ve kökü olmayan ülkeler bu eserlere sahip değildir, sadece Kocaeli’ndekileri saymaya çalışıyoruz ki sayamadığımız daha çok eser var.
Bunun temelinde yatan sebep, coğrafî konumu itibari ile Kocaeli, bir geçiş güzergâhı, bütün medeniyetler bu güzergâhtan geçmişler ve geçtikleri yerlerde de eserler bırakmışlardır. Bunların kıymetini bilmemiz, bu eserleri korumamız, onarmamız ve geleceğe taşımamız gerekiyor. Bunları yok ettiğimiz ve tahrip ettiğimiz zaman geleceğe bizim bırakacağımız eserlerin aslında kültürel anlamda çok da fazla bir değer taşımadığını düşünüyorum. Bu tarihi eserler bizim zenginliğimizi ve kültürümüzün büyüklüğünü gösteren değerler. Bu eserleri, yeni nesillere koruyarak, sağlamlaştırarak ve eksiklerini tamamlayarak devretmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kocaeli olarak bunu yapıyoruz. Tarihte çok önemli misyonları ve fonksiyonları olan bu şehrin elbette gelecekte de benzer fonksiyonları olacaktır. Kocaeli’yi ülkemize önemli katkıları olacak bir şehir olarak görüyorum. Burada hepimize çok görev düşüyor. Sadece kamu görevlileri olarak devletin bunları korumasını, geleceğe taşımasını beklemememiz gerekiyor. Burada yaşayan her ferdin, hepimizin, bu eserlerin korunması konusunda, çocuklarımıza tanıtılması konusunda görevleri vardır. Bu görevleri, önümüzdeki dönemde bugünkünden daha iyi yapacağımızı tahmin etmek zor değil.

Tarihî Yapıların Restorasyonları Hızla Tamamlanıyor
Bu eserleri yeterli derecede tanıttığınızı düşünüyor musunuz?
Çok iyi tanıttığımızı söyleyemeyiz ancak son dönemde koruma, yaşatma, rehabilite etme, restore etme ve tanıtma konusunda çok ciddi gayretlerin, çalışmaların olduğunu memnuniyetle söyleyebiliriz. Bu eserler geleceğe bugünkünden daha sağlam ve daha iyi taşınacaktır. Örneğin Sırrı Paşa Konağı yıkılmış bir vaziyetteydi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi,  konağı en güzel şekilde onardı. Kasr-ı Humayun zaman içerisinde yıpranmış tahrip olmuştu. İl Özel İdaresi tarafından 2006 yılında başlatılan restorasyonla daha sağlam hale getirildi ve müze olarak kullanılmaya başlandı. Redif Müzesi’nin de restorasyonu tamamlandı. Orhan Camii, Dere Camii, Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi dâhil olmak üzere birçok tarihî yapının restorasyonları hızla devam ediyor. Restorasyon işleri pahalı ve zor işlerdir ama Allah’a şükür ki devletimiz artık bu değerlerimizi yaşatacak restorasyonları yapacak güce sahip.
Şu anda her birini tek tek restore ediyoruz ve onarıyoruz. Önümüzdeki dönemde üzerinde çalıştığımız Orhan Camii’ni ve Yeni Cuma Camii’ni restore edip gelecek nesillere daha sağlam bir şekilde bırakmayı ve tanıtmayı arzu ediyoruz. Şu anda devam eden en önemli restorasyon çalışmamız da Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin restorasyonudur. İnşallah 2014 yılında tamamlanıp halkımızın hizmetine sunulacaktır. Gebze’deki tarihî kervansarayla ilgili kamulaştırma çalışmalarımızın önemli bir kısmı bitti, onu da halkımızın hizmetine açacağız ve tanıtacağız. Kocaeli sadece sanayi kenti değil aynı zamanda bir tarih, kültür ve sanat şehridir. Birçok güzelliğin bir arada bulunduğu bir şehirdir. Bunu sadece bizim bilmemiz yetmiyor, ülkemizin insanlarının, dünyanın bilip bunları tanıması yararlanması, gezmesi görmesi kültürümüze yapacağımız önemli katkılardandır diye değerlendiriyorum.

Sanayi Deyince Akla Kocaeli Gelir
Türkiye ekonomisine büyük katkısı olan Kocaeli, sanayileşmenin öncüsü ve örneği olan bir kent durumunda. Sanayi ve ekonomi denildiğinde Kocaeli için neler söylenebilir?
Türkiye’de sanayi ve ekonomi denildiği zaman insanlar sanayi kelimesinden sonra Kocaeli kentini telaffuz ederler. Kocaeli, 3500 kilometrekarelik bir alana sahip küçük bir kent. Ancak, dar bir alana Türkiye’deki toplam sanayinin %10’undan fazlasını sığdırmış bir kent. Türkiye’deki en büyük beş yüz sanayi kuruluşunun 92 tanesi Kocaeli’de faaliyet göstermektedir.
Kentimiz aynı zamanda önemli bir liman kentidir, ürettiğiniz malları dünyanın değişik yerlerine ihraç etme anlamında limanlara ihtiyacınız var. İrili ufaklı 35 tane limanımız var, artık bunların hepsine Kocaeli limanı diyoruz. Bu limanların hepsini bir liman olarak düşündüğümüz zaman, Türkiye’nin en büyük limanı haline geliyor. Avrupa’da sayılı limanlar arasına girebilecek bir kapasiteye sahip. Kocaeli üretim ve sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu bir kent. Sanayi kenti olmanın bir faturası var; çevre sorunları, alt yapı sorunları, sanayiye bağlı olarak çok göç almanın oluşturduğu sorunlar. Bütün bu sorunların göğüslenmesi gerekiyor. Ulaşım sorunları da var. D-100 yolu, demir yolu, hızlı tren, ikinci otoyol, İstanbul-İzmir Otoyolu ilimiz sınırlarından geçmektedir. Bunların hepsi yeni iş, yeni nüfus, yeni yoğunluk ve yeni sorunlar demektir. Ancak, bu kent bunların hepsini taşıyacak ve çözebilecek kapasitededir.
Sanayi şehri denildiği zaman bütün dünyada hava ve çevre kirliliği olan şehirler akla gelir. Kocaeli’deki ilk sanayileşme faaliyetleri çevre ile ilgili hassasiyetler dikkate alınmadan yürütülmüştür. Bu kent bunun faturasını çok ağır ödemiş, İzmit Körfezi yakınından geçilemez hale gelmiştir. Eskiden D-100 yolundan geçtiğiniz zaman deniz ile bir kilometre uzaklık olmasına rağmen kirliliğin getirdiği kokuyu hissetmeden geçemezdiniz. Son dönemde yapılan arıtma tesisleri ile evsel ve endüstriyel atıklar %98 oranında arıtılmaktadır. Bu çalışmalar ile çevre sorunlarını yavaş yavaş yendiğimizi, daha temiz bir hava ve daha temiz bir çevre hedefine hızla yaklaştığımızı söyleyebiliriz. Devlet olarak çevre konusundaki hassasiyetimizi her ortamda gösteriyoruz. Yanlış yapan olduğu zaman gerekli işlemleri yapıyoruz. Kimsenin çevreyi kirletmesine müsamaha göstermiyoruz. Bir faaliyetiniz varsa ve üretim yapıyorsanız çevreyi kirletecek etkileri de ortadan kaldırmak zorundasınız. Bunu açık açık söylüyoruz.
Kocaeli bir sanayi kenti olmasına rağmen Türkiye’de çevre sorunlarını en erken çözen kentlerden birisi olmuştur. Bizim kadar yoğun sanayi bulunan bir kent yok. Ancak, yoğunluk olarak bize benzeyen kentlere bakıldığı zaman oralarda çevre sorunları yoğun olarak hissedilmektedir. Kocaeli bunları aşmış durumdadır. Bacaları ve fabrikaları online izliyoruz. Atık su deşarjlarını saniye saniye izliyoruz ve kontrollerini yapıyoruz.
Bu gelişmeler olurken Kocaeli’nin sanayisinde de bir dönüşüm yaşanıyor. Artık çevreye karşı hassasiyeti olmayan teknolojileri kullandırtmıyoruz. Bu dönüşüm neticesinde sanayide çevreye, suya ve havaya daha duyarlı ileri teknoloji kullanılıyor. Nasıl ki kentler dönüşüyor, güzelleşiyor ise aynı dönüşümü sanayide de yaşıyoruz. Üretim faaliyetleri sırasında kirlilik üreterek insana zarar veren eski teknolojiler yerine çevre hassasiyeti yüksek, uluslararası standartlara uygun bir teknolojik dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm bir anlamda daha fazla katma değer, daha fazla üretim ve daha fazla refah demektir. Kocaeli olarak sadece çevre noktasında değil sanayinin dönüşümünde de Türkiye’ye örnek bir şehir hüviyetini taşımaktadır. Bunun kanıtı da on sene önce tartıştığımız bazı çevre sorunlarını bugün tartışmıyor olmamızdır. İnşallah bu dönüşüm diğer sanayi şehirlerimize de örnek olur. Çevre ile sanayiyi, hava ve su ile sanayiyi buluşturup bunların hepsinin aynı anda korunarak, sanayi üretiminin olabileceğini göstermiş oluyoruz.

Kocaeli Gelecekte de Cazibe Merkezi Olacak
Anlatmış olduğunuz düzenlemelerle Kocaeli’yi bir cazibe merkezi haline getirdiniz. Gerek hızlı trenin gelişi, gerek yeni otobanların olması, ileri sanayiye dönüşüm noktasında bir cazibe merkezi haline gelmesi söz konusu. Kocaeli, konut sayısı bakımından alacağı göçe hazır mı?
Bizim kentimiz aslında sadece bugün değil, geçmişte de çok cazip bir kentti, gelecekte de cazip bir kent olacak. Nasıl 1950’lerde denizyolu, demiryolu ve karayolu ulaşımı dolayısıyla bu kent, sanayi açısından cazipse gelecekte de cazip olacaktır. Çünkü coğrafya değişmiyor. Kocaeli, yatırım açısından her dönem çok avantajlı bir il. Dünya ölçeğinde bir sıralama yapılsa veya yatırım yapmak için en cazip noktalar neresidir diye tasnif yapılsa, en cazip yatırım alanları içinde Kocaeli ilk sıralarda olacaktır.
Yeni sanayi yatırımı demek yeni üretim demek, göç demek, çevre illerdeki insanların gelip yerleştiği yeni yerleşim yerleri demek, yeni araç demek, yeni çocuk demek… Bunların bir getirisi ve aynı zamanda bir faturası var. Kocaeli hem bu getiriyi alıyor hem de faturayı ödeyebilecek kapasitede bir şehirdir. Gerek alt yapı gerekse üst yapı bakımından Kocaeli’nin yeterli olduğunu düşünüyorum.
Son dönemde Türkiye’de çok hızlı bir konut üretimi olmuştur. Kentimizde de konut üretiminin önümüzdeki dönemde daha da artacağını tahmin ediyoruz. Çünkü yeni sanayi tesisleri yapılıyor veya kapasite artışına gidiliyor ya da teknolojisini değiştirerek üretim kapasitesini arttırıyor. Bunun neticesinde nüfus artış trendi de devam edecektir. İhtiyacı karşılamak üzere bu kentte yeni alt yapı yatırımları, konut yatırımları, ulaşım yatırımları, kentsel alt yapı yatırımları önümüzdeki dönemde de yapılmaya devam edecektir. Gerek merkezi idare kuruluşları gerekse yerel yönetimler bu yatırımları çok rahat bir şekilde yapıyor.
Kocaeli deprem bölgesi olduğu için yeni yapılan konutların incelenmesi, depreme yönelik zemin etütlerinin yapılması konusunda da gerek yatırımcılara, gerek yerleşmek için buraya gelen vatandaşlara neler söylemek istersiniz? Bu konuda hassasiyetler neler?
Vatandaşlarımızdan ben özellikle şunu rica ediyorum: Bizim kentimiz bulunduğu coğrafî alan itibariyle zemini her yapının rahatlıkla yapılabileceği bir özellikte değil. Mutlaka sağlam zeminin bulunarak inşaat yapılması gerekiyor. Yeni yapılarda sıkıntı yok. Mevzuat değiştirildi. İsteseniz de yapıyı çürük yapamazsınız. Ancak, eskiden kalan evlerde oturma, kiralama ve eski evleri satın alma konusunda vatandaşlarımızın hassasiyet göstermesini özellikle rica ediyorum. Bütün vatandaşlarımızın canı ve malı devletimiz için çok kıymetlidir. Üzülerek ifade ediyorum ki hâlâ orta hasarlı binalarda yaşayan ciddi sayıda vatandaşımız var. Bu yapılar kentsel dönüşüm içinde yıkılıp yeniden yapılacak.
Aslında kent kendisini hızla yeniliyor, fakat hâlâ yorgun yapılar var. Vatandaşlarımızın bu yapılar konusunda dikkatli olmasını istiyoruz. Nasıl ki araba alırken modelini, yaşını, daha önceden bir kazası var mı diye araştırıyoruz, servisine soruyoruz; ev alırken de mutlaka belediyeye, evlerle ilgili testleri yapan lisanslı şirketlere kontrol yaptırılmalılar. Özellikle 2000 öncesi yapılmış evlerden almayı düşünen vatandaşlarımız varsa bu hususlara dikkat etmelerini özellikle rica ediyoruz. Kamu binalarıyla ilgili ciddi bir sorun yok.

500 Milyar Dolarlık İhracat Hedefi
Yerli ve yabancı sermayelerin yatırım için gelmesinden söz edebilir miyiz? Alt yapı ve istihdam alanları yatırımcıya açık mıdır?
Kocaeli’de hâlâ yatırım yapılabilecek alanlar var. Her şeyden önce sanayinin dönüşmesi gerekiyor. Dönüşümün tüm sanayi kuruluşlarında olması gerekiyor. Daha yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için mutlaka sanayinin de değişmesi gerekiyor ve her değişim yeni yatırım demektir. Bir fabrika, teknolojisini yenileyecekse yeni bir yatırım yapacak demektir. Mesela demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket yaklaşık 400 milyon dolar harcayarak teknolojisini yeniledi. Kocaeli’de teknolojisini yenilemesi gerektiğini düşündüğümüz çok tesis var. Sadece çevre kirliliği boyutuyla bakmıyorum. Teknolojik dönüşüme verimlilik, maliyetleri düşürme ve kârlılık açısından bakıyorum.
Bilişim vadisi yatırımı konusunda son noktaya geliyoruz. Bilişim vadisinde yapılacak yatırımlar aslında ileri teknoloji yatırımıdır. Önümüzdeki dönemde otomotiv sektöründe, kimya sektöründe, ilaç sanayinde yatırımlar devam etmelidir. Nüfusu artan bir ülkeyiz ve genç bir nüfusumuz var. İstihdama ihtiyacımız var.
Yatırım olmazsa insanları nerede istihdam edeceğiz ve refahımızı nasıl arttıracağız… Bu açıdan yatırımlar devam etmelidir. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. 500 milyar dolarlık ihracat hedefini, yediğimizden ve içtiğimizden tasarruf ederek gerçekleştiremeyiz. Daha çok üreterek,  daha çok çalışarak ve daha çok ihracat yaparak hedefe ulaşabiliriz. Bu hedefi yakalarken hem kendi refahımızı hem de dünyanın refahını artırmış olacağız.

Denizle Ormanın Kucaklaştığı Şehir
Kocaeli’nin Türkiye yıllık turizm gelirinde payı nedir? Yerli ve yabancı turistin dikkatini çekecek ve etkileyecek doğal ve kültürel zenginliklerinden bahseder misiniz?
Konuşmamızın başında tarihi güzelliklerinden bahsetmiştik. Kocaeli, Marmara Denizi ve Karadeniz’e kıyısı olan çok özel bir kenttir. Deniz turizmi ve kış turizminin birlikte yürütüldüğü bir kenttir. Kerpe’de, Kefken’de, Cebeci’de, Karamürsel’de denize girin. Kartepe’ye çıkarak orada da kayağınızı yapın. Aralarındaki mesafe 40-50 km. Kocaeli, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisidir. Doğal güzellikleriyle, yeşiliyle, deniziyle, tarihi dokusuyla gerek yerli turistlerin gerekse yabancı turistlerin ilgisini çekebilecek birçok değeri bünyesinde taşımaktadır. Bu değerlerin turizme kazandırılması gerekiyor. Bu imkânlar turizm açısından değer üreten varlıklar olarak görülmüyor veya üretebileceği kapasitenin çok altında değerlendirilmektedir. Bölgenin yeşilini ve tarihi dokusunu tanıtamamışız. Yeşille mavinin birleştiği noktaları dünyanın gündemine getirememişiz. Kocaeli, orman ile denizin iç içe olduğu yerlerden bir tanesidir. Böyle bir birliktelik çok sık rastlanan bir husus değildir. Denize sıfır noktada çam ağaçları var.
Kocaeli, turizmden ne kadar pay alıyor dediğiniz zaman, bizim toplam ekonomik büyüklüğümüz içerisinde turizm bir damla gibi kalıyor. Kocaeli’de 2012 ihracat rakamları 16 milyar dolar civarında, ithalatımız 48 milyar dolar civarında, toplam dış ticaret hacmi ise 60 milyar doların üzerinde. 2012 yılında toplanan vergi 36,5 milyar liradır. Bu rakam, Türkiye’de toplanan toplam verginin yaklaşık %13,5’ine tekabül ediyor. İstanbul’dan sonra en fazla vergiyi veren ikinci şehir Kocaeli’dir. Turizm geliri bu rakamların içinde çok fazla değildir.
2012 yılında yaklaşık 50.000 civarında yabancı turist, 180 bin civarında da yerli turist ağırladık. Turizm gelirlerinin yaklaşık 200 milyon dolar civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’nin toplam turizm geliri içinde Kocaeli’nin payı çok düşük olmasına rağmen, turizm geliri artırılabilecek bir potansiyele sahiptir. Sanayi ile birlikte turizm sektörünün de desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kocaeli ile ilgili son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kocaeli, eski Kocaeli değil. Artık yepyeni bir Kocaeli var. Havası ve suyu tertemiz, teknolojisi ileri, Türkiye’ye çok ciddi katkılar yapan bir dünya kenti var. Kocaeli aynı zamanda bir tarih, kültür ve turizm kenti. Gelin bu güzellikleri keşfedin ve yaşayın diyoruz. Otoyoldan geçip gitmeyin; bir çayımızı için veya pişmaniyemizin tadına bakarak geçin diyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir