Evlilikleri Bitiren Dört Evre / Psikolog Rabia Zenbil

Aile yaşamına ve duygulara dair uzun araştırmalar sonucunda keşfedilen; mutsuz evlilik sürdüren çiftler, belli niteliklere sahip etkileşimlerden, duygulardan ve tutumlardan oluşan kısır döngülere kapılıp birlikteliklerini boşanma ile sonuçlandırıyorlar. Bu süreç aslında 4 evre içeriyor. Her bir evre, tıpkı büyük felaketlerin habercisi gibi bir sonrakinin yolunu açar; iletişimleri ciddi biçimde yıpratarak eşlerin birbirinde eksik gördüğü noktalara odaklanmasına neden olur. Bu nedenle eksik noktalar zamanla çığ gibi büyür, çiftler birbirinin olumlu yanlarını görememeye başlar ve ayrılık kaçınılmaz olur. Bu evreler şunlardır: Eleştiri, aşağılama, savunmacılık, duvar çekme.
BİRİNCİ EVRE “ELEŞTİRİ”
Buradaki eleştiri eşinizin kişiliğiyle ilgili, çoğunlukla da suçlayıcı, olumsuz ifadelerde bulunmaktır. Eleştiriden kasıt ‘şikâyet etmek’ değildir. Çoğu kez bu iki kavram karıştırılır. Şikâyetler belli bir davranışa yöneliktir, eleştiri ise karaktere saldırır. Örnek verecek olursak;
Şikâyet: Giyecekler için bu kadar harcama yaptığında maddi konular beni kaygılandırmaya başlıyor.
Eleştiri: Ödenecek bu kadar fatura varken giysilere dünyanın parasını yatırıyorsun. İşte böyle bencil ve boş bir insansın.
Örnekte görüldüğü üzere şikâyetin geliştirici bir tarafı varken eleştirinin ise yıkıcı bir yönü vardır. Araştırmalara göre; kadınlar eleştiri yapmaya daha eğilimli olduğunu gösterir çünkü sorunların gün ışığına çıkarılmasını görev edinirler. Erkekler ise çatışmaları ve anlaşmazlıkları gidermeye, yalnızca mecbur oldukları zaman rıza gösterirler. Bu bazı durumlarda olumsuz bir birleşim olabilir çünkü kadının eleştirileri çoğu zaman duyduğu öfke ve huzursuzluğa erkeğin herhangi bir yanıt vermemesinden doğar. Yanıt alamayan kadın kızgınlıkla şikâyetini hızlıca eleştiriye dönüşebilir ve çift arasında çatışma olması kaçınılmazdır. İşin püf noktası; onun öfkesini eleştiriye dönmeden kabul etmek ve yanıt vermektir.
İKİNCİ EVRE “AŞAĞILAMA”
Eşini hor gören kişi onu kasıtlı olarak aşağılar veya psikolojik açıdan yaralamaya çalışır. Aşağılamanın altında çoğunlukla eşte iğrenti veya bıkkınlık duymak, onun davranışlarından usanmak ve ödeşmeyi istemek vardır. Eşinizi hor gördüğünüzde zihniniz eşinizi aşağılayan düşüncelerle dolar: “Eşim cahil, bencil, çirkin…” Böylesi düşüncelere uzun süreli sahip olursanız evlenmeden önce eşinizin hangi yönünü beğendiğinizi bile anımsamayacak duruma gelebilirsiniz. Çiftler sözlerini, düşüncelerini ve eylemlerini değiştirmeye rıza gösterdiği hallerde, aşağılamadan kurtulmak mümkün olabilmektedir. Öncelikle, zihninize sürekli tekrarlanıp duran aşağılayıcı ve intikamcı düşünceleri tahtadan siler gibi sildiğinizi tahayyül edin, yerlerine de daha dinginleştirici düşünceler koyun: “Şimdi kötü bir an yaşıyoruz ama yaşamımız hep böyle değil. Şu anda sinirlerim bozuk olsa da eşimin anımsamaya değer pek çok iyi özelliği var.”
ÜÇÜNCÜ EVRE “SAVUNMACILIK”
Hor gören veya aşağılayan ifadelere maruz kalan kişinin kendini savunması doğaldır. Yine de savunmacılık evlilikte başa bela olur çünkü eşler, kuşatılmış hissettikleri zamanlarda birbirlerini dinlemezler. Bunun yerine sorumluluğu reddetmeyi veya bahane bulmayı tercih ederler. Savunmaya geçmeden önce çiftler birbirini empatik duyularla anlamaya çalışmalı ve anladığının doğru olup olmadığını karşı taraftan teyitini almalıdır. Böyle bir durumda eş anlaşıldığını fark edecek ve daha yapıcı iletişime zemin hazırlamış olacaktır.
DÖRDÜNCÜ EVRE “DUVAR ÇEKME”
Eşler eleştirinin, aşağılanmanın ve savunmacılığın hüküm sürmesine izin verirlerse duvar çekmeyle karşılanması an meselesidir. Duvar çekme dediğimiz, konuşma gereğinden şiddetli hale geldiğinde eşlerden birinin kendini tamamen kapatması ve diğer eşle tüm bağlantıyı kesmesi, araya duvar çekmesidir. Eşlerin ikisi de konuşmadığı sürece sorunlar çözülmeden kalır ve soyutlanma daha ciddi boyutlara ulaşır. Duvar çektiğini fark eden ve değişmek isteyen bireylere önerim; tartışmalar sırasında eşlerine daha fazla geribildirimde bulunmak için bilinçli çabalar göstermeleridir. Basitçe baş sallamak veya hı hı diye mırıldanmak bile konuşan kişinin kendisine kulak verildiğini bilmesi için yeterli olacaktır. Bunu, bir onay biçiminde algılayacaktır, böylece ilişkide de düzelmeler görülecektir. Duvar çeken bireyler bundan sonra etkili dinlemeye de (işittiklerini eşlerine geri yansıtmaya) başlayabilirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.