Bir Nakavt Ustası: İsmail Uzuner

Bize kendinizden bahseder misin? İsmail Uzuner kimdir?
1985 yılında Yozgat’ın Şefaatli ilçesinde doğdum. Dört kardeşin en büyük çocuğuyum. İki yaşında ailecek İstanbul’a geldik. Spor hayatım 1995 yılında Kung Fu branşı ile başladı. Evli 3 çocuk babasıyım. Şu an İstanbul Pendik’te spor salonum var; hem dövüşmeye devam ediyorum hem de öğrenci yetiştiriyorum ve Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunuyum.
İlham kaynağı olarak gördüğünüz biri var mı?
Benim tek ilham kaynağım hayallerim oldu; Türkiye’de tek ve en iyi olmaktı. Çok şükür bunu başardım, daha da hedeflerim var ve başaracağım da. Kimseyi örnek almıyorum ama herkesten bir şeyler öğreniyorum ve kendimi geliştiriyorum. İsmail Uzuner’i her gün biraz daha geliştiriyorum.
Spor kariyerinizde başarılarınız nelerdir?
Wushu 2000-2001-2002-2003-2004-2005-2006-2012-2013-2014-2015-2018 ve 2019 yılları Türkiye şampiyonu.
Kick Boks
2011-2012-2013-2014 Türkiye şampiyonu
Muaythai
2009-2010-2011-2012 Türkiye şampiyonu
Uluslararası Başarılarım
2007 Avrupa 2.si Wushu
2010 Avrupa 3.sü Muaythai
2012 Avrupa 2.si Wushu
2013 dünya 3.sü Wushu
2014 Avrupa şampiyonu Wushu
2014 Avrupa 3.sü Kick Boks
2015 dünya kupası 3.sü Wushu
2018 Balkan şampiyonu
Fight Club Exxen şampiyonu oldum.
Profesyonel kariyerim 59 maç, 52 galibiyet, 7 mağlubiyetim var. 25’i nakavt.
Profesyonel anlamda Türkiye’nin en çok maç yapan sporcusuyum.
Bugüne kadar kaç müsabakaya çıktınız ve kaçını kazandınız?
300’den fazla amatör maçım var. Profesyonel alanda 59 maç yaptım 52 sini kazandım, sadece 7 defa yenildim. 25 kez rakiplerimi nakavt yaptım.
Bir müsabakaya nasıl hazırlanırsınız? Nasıl bir antrenman programı yapıyorsunuz?
Bir gün tek, bir gün çift idman yaparak hazırlanıyorum. Çift antrenman yaptığım günler sabah kuvvet antrenmanı yapıyorum, akşam koşu yapıyorum. Tek antrenman yaptığım günler Kick Boks antrenmanı yapıyorum.
Genelde vücudumu dinlerim yani bu antrenman programına uymadığım günlerde oluyor; eğer kendimi yorgun hissediyorsam kesinlikle antrenman yapmıyorum, dinleniyorum.
Maçlar öncesi beslenmenizde özel bir program izliyor musunuz? Bu beslenme programında neler yiyorsunuz?
Bizim yaptığımız branşlarda genelde kilo problemi yaşıyor sporcular ama benim kilo problemim olmadığı için karbonhidratlı beslenebiliyorum. Antrenman öncesi karbonhidrat ağırlıklı besleniyorum, antrenman sonrası protein ağırlıklı besleniyorum. Ve tabi olmazsa olmazımız suplement kullanımına da dikkat ediyorum.
Ringte nasıl bir ruh hali ile dövüşürsünüz?
Ben normal hayatta sakin bir kişiliğe sahibim, ringte de çok sakin dövüşüyor fazla heyecan yapmıyorum, iyi odaklanıyorum.
Hiç unutamayacağım dediğiniz maç hangisidir?
Wushu Avrupa Şampiyonası Yarı Final Müsabakasını hiç unutamıyorum, rakibim Rus’tu. Bir, iki kişi haricinde tüm takım arkadaşlarım ve hocalarım yeneceğime gerçekten inanmıyorlardı. Ama benim için hiçbir önemi yoktu, benim kendime inancım sonsuzdu ve o maçı teknik nakavtla kazandım.
Türkiye’de Kick Boks ve Muaythai’ın gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Profesyonel organizasyonların artması ve gerçekten örnek alınması gereken sporcuları dövüştürmeleri gerekiyor.
Organizasyonlarda bedavaya dövüştürmek isteyen ve hatta sporculardan para isteyen organizatörlere hiçbir şekilde izin verilmemesi gerekiyor, maalesef böyle şahsiyetler olduğu sürece gelişim biraz zor olur.
Hedefleriniz nelerdir?
Kendimi daha çok tanıtıp beni idol ve örnek alacak sporcuların çoğalmasını istiyorum. Kendi çocuklarımı yetiştirip, onların isimlerini dünyaya duyurmak istiyorum. Sporculara gerçekten iyi bir örnek olduğumu biliyorum.
Kick Boks’çu olmak isteyen gençlere ne söylemek istersiniz?
Kick Boks gerçekten çok sert bir spor, sert bir branş, müsabık olarak herkes yapamayabilir. Stres atmak, kalori yakmak ve fit bir vücuda sahip olabilmek için yapabilirler. Hiç darbe almadan çok güzel bir antrenman yapabilirler. Bence dünyanın en güzel sporu.
Hayatınızın dönüm noktası neresi oldu?
Ben hayatım boyunca her zaman kendime bir hedef koydum ve o hedefime ulaşabilmek için tüm çabamla ilerlemeye devam ettim ve hedeflerime tek tek ulaştım. Hayatımda herhangi bir dönüm noktası olduğunu düşünmüyorum. Azim ve çabalarımın ekmeğini yiyorum.
Neden sporcu olmayı seçtiniz?
Aslında sporcu olmayı seçmemiştim. Ben varoş bir mahallede büyüdüm ve her gün mahallede kavga ediyordum. Babam ve annem de şu çocuğu spora verelim de enerjisini atsın sokakta kavga etmesin demiş ve üst komşumuzun çocuğu o sıralar Kung Fu sporuna gidiyormuş. Babam İsmail’i de spora vereceğim deyince arkadaşı Kung Fu’ya ver demiş. Şansa başladık sizin anlayacağınız. Ama spora başladıktan sonra hayattaki en sevdiğim şeyler arasına girdi, hatta tek mutlu olduğum yer oldu. Daha sonra severek yaptığım sporu bırakmak zorunda kaldım ve yaz tatilinde çalışmaya başladım. Henüz 9 yaşındaydım, hayat şartı işte. Sonra tabi ki hocam benim eksikliğimi anlamış ve benimle ve ailemle konuşmak için evimize gelmiş. Ne kadar yetenekli olduğumdan bahsetmiş, gelecek vaat eden sporcu olduğumu söylemiş, maddi durumdan dolayı gidemediğim sporuma ücretsiz gelsin demiş ve bu vesileyle tekrar başladım. Başladıktan 3 ay sonra Türkiye 3.sü oldum ve kendime aşırı bir öz güven geldi. Zaten sevdiğim sporu aşık olarak yapmaya başladım. Yani Her Şeyin Başı Severek Yapmak.
Çok fazla başarıya imza attınız ve kendinizi kanıtlamış bir sporcusunuz. Bu size yetiyor mu yoksa bunu yaparsam tamamlanacağım dediğiniz hedefleriniz var mı?
Ben spora 1995 yılında başladım, spor yaparken çok mutlu oluyordum. Bir de üzerine derece yapmaya başladım ve spor hayatımda çok büyük bir yere sahip oldu. Başarılı oldukça daha da çok başarılı olmaya çalıştım ve her zaman başarıma başarı kattım. Yetenekli bir sporcuyum. Çabuk kavrıyorum, motorik özelliklerim çok yüksek ama mücadele sporlarında bu ilk sırada gelmiyor; ilk sırada gelen şey yürekli olmaktır. Bende yürek de var. Bizim atalarımız bu ülkeyi savaşarak kazandı. Bizim ruhumuzda, kanımızca savaşçı ruhu var. Şans eseri dövüş sporunu seçmiştik ama tam bana göre bir spor olduğunu anladım.
Tabi ki yapmış olduğum başarılar çok fazla ama ben hiçbir zaman azla yetinmem, daha iyisi varsa bir şeyin ben en iyisini yapmak isterim. En büyük rakibim her zaman kendimdir. Sporculuk kariyerim bitene kadar hep daha iyisini yapmak isterim.
Bu sporu meslek haline getirmek isteyenlere neler söylemek istersiniz?
Öncelikle sevdikleri işi yapmalarını öneririm. Çünkü bu spor çok zor, o zorluklarla mücadele etmek ve en önemlisi küsmemek istiyorsan ilk önce sevmen gerekir. Seversen her zorluğun üstesinden gelir ve göğüs gerersin ve başarılı olman kaçınılmaz olur.
Ülkemizi temsil etmek bayrağımızı dalgalandırmak nasıl bir duygu?
Müthiş bir duygu. Düşünsenize; ülkende en iyisin ve Türk bayrağını temsil edeceksin, o gururu düşünebiliyor musun? Müthiş bir duygu. Ülken için savaşıyorsun, atalarımızın verdiği mücadeleyi bir nebze olsun dolaylı yoldan yaşıyorsun ve ülken için bir şeyler yapıyorsun, daha ne olsun, müthiş bir duygu. Eğer gerçekten menfaat için bir şey yapmıyorsan sana çok şey getiriyor. Seviliyorsun, saygı duyuluyorsun, insanlar seni benimsiyor, örnek oluyorsun, sana hayran oluyorlar. Bunlar da sporcunun karşılaştığı zorlukları aşmasına yardımcı oluyor. Duruşuna, oturmana, kalkmana, her şeye dikkat ediyorsun, çünkü seni örnek alan insanlar var. Onlara iyi bir örnek olmak istersin. Ben iyi bir örnek olduğumu biliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir