Böbrek Taşlarının Oluşumu / Opr. Osman Gül

Böbrek taşı sorunu olan hastalar ne tür şikâyetlerle üroloji polikliniklerine başvururlar genellikle?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Taş hastaları genellikle çok şiddetli yan (böğür) ağrısı ile acil servislere ya da üroloji polikliniklerine başvururlar. Bunun yanında; yüksek ateş, idrarda kanama ve sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ile başvuran hastaların incelemesinde taş teşhisi konulabilir.

Bazı zamanlar hiçbir şikâyeti olmayan hastalar başka nedenlerle araştırılırken, böbrek ya da idrar yollarında taş olduğu anlaşılabilir. Yıllarca hiçbir belirti vermeden büyüyebilir. Hatta böbreğin tamamen çürümesine ve alınmasına yol açabilir. Bundan dolayı biz doktorlar, hastayı acil olarak doktora getiren ve erken teşhise imkân sağlayan ağrıyı seviyoruz.

Peki böbrek taşlarına teşhis kolay konulabiliyor mu?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Taş hastalarında teşhis için öncelikle tam bir fizik muayene yapılmalıdır. Sağ ya da sol lomber bölgeye (böğür boşluğu) vurmakla künt ya da keskin şiddetli bir ağrı varlığı ve bu ağrının kasığa doğru vurması taşı akla getirir. Tam idrar tahlili (TİT) hastalarımızın düz film dedikleri direk üriner sistem grafisi (DÜSG) ve ultrasonograf (USG) genellikle taş teşhisi için yeterlidir. Nadiren yine hastalarımızın yağlı film ya da renkli film dedikleri intravenöz pyelografi  (IVP) ve bilgisayarlı tomograf (CT) taş teşhisinde kullanılan görüntüleme yöntemleridir. Yüksek oranda radyasyona maruz kalınmaması için mecbur kalmadıkça bu son iki yöntemi rutin olarak yaptırmamaktayız.

Hangi durumlarda araştırma ya da ileri tetkik ihtiyacı duyulur?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Ailevi taş hastalığı öyküsü bulunanlar, aynı aile bireylerinin birden fazlasında taş hastalığı bulunanlar ve tekrarlayıcı taş hastalığı bulunan hastalara ayrıntılı bir biyokimyasal ve metabolik laboratuar araştırması yapılmalıdır.

Taş oluşumunun nedenleri nelerdir?

OPR. DR. OSMAN GÜL:  Taş oluşumunda genetik faktörler, çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları ve meslekler önemlidir. Bazı ülkeler ve bölgelerde yoğun şekilde taş hastalığı mevcutken, bazı ülkeler ve bölgelerde hiç taş hastalığı gözükmez. Ülkemiz ve özellikle doğu bölgelerimizde taş hastalığı yoğundur. Fırıncılar, dökümhanelerde çalışanlar  ve sıcakta tarlada çalışan işçiler ve çiftçiler gibi yoğun sıvı kaybı yaşayan işlek gruplarında taş oluşumu riski yüksektir.Proteinden ve süt ürünlerinden zengin diyetle beslenenlerde de taş oluşum riski yüksektir.

Tekrarlayıcı taşlar söz konusu mudur?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Taş hastalığının temel özelliği %50-80 oranında tekrarlayıcı olmasıdır. Yani bir kişi taş hastalığı teşhisi almışsa o kişi artık ömür boyu taş hastasıdır. Bundan dolayı hiçbir şikayeti olmasa bile kişi yılda en az bir kere rutin kontrollerini yaptırmalıdır.

Bebeklerde böbrek taşı olur mu, niçin taş oluşur?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Bebeklerde hatta doğum öncesi ana rahmindeyken bile böbrek taşı oluşumu görülebilir. Bunun nedeni, iç organların ana rahmindeyken oluşumu esnasında böbreklerin süzme kanallarının bozuk oluşumudur. Ana rahmindeyken rutin gebelik takibi nedeniyle ultrasonografi  yapılırken böbrek taşı teşhisi konulan ve doğum sonu üçüncü ayda böbrek taşı ameliyatı yapmak zorunda kaldığımız bebek hastalarımız olmuştur.

Taş oluşumunu önlemek mümkün mü? Ne tür yaşam biçimi değişiklikleri önerirsiniz? Koruyucu hekimlik bakımından değerlendirir misiniz?

OPR. DR. OSMAN GÜL: Taş tedavisinin ve taş oluşumunu önleyici, koruyucu hekimlik uygulamasının ana unsuru bol su içilmesidir. Günde ortalama üç litre su içilmesini öneriyorum. Esas olan sıvının bol içilmesi ve alınmasıdır. Taş yaptığı bilinen gıdalar mümkün olduğunca az tüketilmeli, bunlar tüketilince ekstradan fazla sıvı alınmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir