Duman Duman Nereye Kadar / Ahmet Sırrı Arvas


Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi olarak sigara ile mücadelede belirli bir hedefe ulaşıldığını düşünüyor musunuz?

Şimdi öncelikle şunu bilmek lazım ki Türkiye, dünyada bu yasayı en iyi uygulayan 6 ülkeden birisi. Bizden sonra otuza yakın ülke de bu yasayı meclisten geçirerek yürürlüğe koydu. Şu an toplamda otuz üç ülke var. Diğer ülkeler de buna bakarak kendi ülkelerinde yürürlüğe koymayı düşünüyorlar, diğer ülkelere de emsal teşkil etti. İşin daha enteresan tarafı dünyada “Türk gibi sigara içmek” diye bir tabir vardı. Avrupa’da çok sigara içenlere “Türk gibi sigara içiyor.” derlermiş; işte bu tabir kırılıyor. Hiç kimse bu yasanın Türkiye’de tutacağına pek inanmamıştı, ama yasa tuttu. Bunu da nereden tespit edebiliyoruz? Birçok veri var. Burada şunu da hemen hatırlayalım; mesela 15 yıl önce şehirler arası otobüslerde sigara serbestti, insanlar çok sıkıntı çekiyordu ve kimse de bunu doğrulamıyordu. Tabi onu yasakladılar, yasaklarda geçiş süreçleri vardır, bu normaldir. Adam bağımlı olmuştur, tiryakidir. Sigara içememesi onun sinirlerini bozuyor ve orada bazı taşkınlıklar olabiliyor ama onun haricinde yasa oturdu. Şimdi Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir şehirler arası otobüste sigara içilmez. Aynı şekilde bu yasada da geçiş sürecini hükümet çok güzel planladı. Kapalı mekânlarda sigara içişini iki bölüme ayırdı, cafe ve restoranlarda bir yıl geçiş süreci sağladı. Onlara bir yıl imkân tanıdı, şimdiden başlayın alışmaya diye… Bir yıl sonra onlar da hazırlıklarını zaten ona göre yaptılar. Netice itibari ile yasanın bu sene üçüncü yılı. Bu üç yıl içerisinde neler oldu? Yasaya uyum aşağı yukarı %85’lerde. İkinci husus, yasanın tutmasının en belirgin sebebi Başbakanın kendisidir; sigaraya çok karşı birisi ve olayın peşini bırakmadı. Yani hatırlarsanız 1996’da “4207” çıkmıştı, yasa vardı ama uygulanmıyordu, ilgilenen yoktu, gündemde tutan yoktu. Bu tür kanunlar çıktığı zaman kanunu beslemek lazım. Alt yapısını, devlet ayağını; işte cezaları kim kesecek, nasıl kesecek, takibi nasıl olacak, bunları yapmak lazımdı. Başbakanın kendisi ve Sağlık Bakanlığı bu işe çok ehemmiyet verdi ve vazifesi olan diğer kurumlar; İçişleri Bakanlığı, TABDK, belediyeler vs. hepsi kanunu sahiplendiler. Binlerce yer denetlendi, raporlar tutuldu, insanlar bunun ciddi olduğunu anladılar. Bu üfürükten bir yasa değil, hakikaten uygulanacak dedirtti ve uygulandı. Sağlık adına neler oldu? Bir kere, en çok kahvehaneciler “Bizim işler kesilecek, kahvehaneler kapanacak.” demişlerdi. Öyle olmadı. Şimdi tersinden bakmak lazım. Sigara içenler kahveye giriyor ama bir de içmeyenler vardı. Yasak olunca içenler de rahat etti, içen çıkıp kapıda içiyor. Bir de hayatında hiç sigara içmeyen ama oralara gidip takılmak isteyenler de kahvelere gitmeye başladı. Sanayi Bakanlığının verilerine göre mesela diyelim 5000 tane kahve kapandıysa 7000 tane açılmış. Yani şimdi kahvehaneciler bu veriyi kullanıyor, işte şu kadar kahve kapandı diyorlar. Ee bir de açılanlar var. Sadece kahvehane için değil, bütün dünyada şirketler kapanır açılır. Tutar devam eder, ticarî hayattır, dolayısıyla devreder, başka işe çevirir vs… Türkiye 70 milyonluk büyük bir ülke. 4-5 bin kahvehane her yıl, yasa olsa da olmasa da açılır kapanır, bunlar normal şeyler. Dolayısıyla yasanın kahvehaneleri ilgilendiren bölümü de tuttu; onların iddia ettiği gibi büyük bir iş kaybı olmadı.

Sağlığa olan faydasına gelince Marmara Üniversitesi bir araştırma yaptı. Dedi ki: İki yıldır sigara içilmiyor. Acaba bunun insanlar üzerindeki somut faydasını nasıl ölçeriz? Marmara Üniversitesi Araştırma Hastanesinde, sigara yasasının yürürlüğe girmesinden itibaren acil servise gelen sigaraya bağlı hastalıklarda %35 azalma var. Muazzam bir rakam, sadece bir hastanenin iki yıllık verisi… Bunu Türkiye’ye oranladığın zaman acil hastada belki bir
milyona yakın düşüş oldu. Bu da muazzam bir rakamdır, sadece sigara ile ilgili olan kısmı…

Devamı Gönül Dergisi 2.Sayımızda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir