Hamile kalınmadan önce gebelik sürecine psikolojik bir hazırlık yapılmalı mı? Hamilelikle ilgili endişeler nelerdir? Önceki hamilelikler; düşük, kürtaj ya da bebek kayıpları hamilelik endişelerini nasıl etkiliyor? Genel olarak bu konularda neler yapılabilir?
Elbette. Aslında pek çok kadın gebelikten önce hayatını bir gözden geçirir. Bir çocuğa hazır mıyım? Evliliğim buna hazır mı? Doğru bir baba adayı seçtim mi? gibi sorular sormaya, annelik ile ilgili pek çok yayınlar okumaya, uzmanları takip etmeye başlarlar. Tüm bu süreç kadını gebeliğe hazırlar. Bunun dışında pek çok kadın kendinde var olan kaygıları, korkuları bilir. Bu kaygıların bir kısmı geçmişten gelirken kimi zaman güncel bir kayıptan kaynaklanıyor olabilir. Eğer bu kaygılar anne adayında duygusal, düşünsel ve davranışsal düzeyde bir işlev bozukluğuna yol açıyorsa psikolojik bir destek almaları elzemdir.
Anne adaylarının doğumla ilgili kaygı, endişe ve korkularına dair neler söylenebilir? Bu çerçevede hamile kalındıktan sonra doğuma psikolojik hazırlık olarak neler yapılmalı?
İlk kez anne olacak bir kadın için doğum, ilk kez yaşanacak bir tecrübedir. Kendinden önce doğumu yaşamış kadınların aktardıkları ile anne adayının doğuma dair tahayyülleri değişkenlik gösterir. Bu aktarılanlar olumlu hikâyeler ise anne adayları doğuma dair bir heyecan duyarlar. Ancak olumsuz hikâyelere çokça maruz kalmış kadınların çok daha fazla kaygı ile yüklendiğini görüyoruz. Bu noktada anne adaylarına doğuma hazırlık eğitimlerini tavsiye ediyorum. Eğitim oldukça önemli. Çünkü doğru ve yeterli bilgi korkunun panzehridir. Ancak eğitimden sonra hâlâ doğuma dair baş edilemeyecek yoğunlukta bir kaygı durumu devam ediyorsa, o zaman mutlaka psikolojik destek almalarını tavsiye ederim.
Ailelerin genel olarak annelik ve babalık konusunda kaygıları var mı? Hamilelik döneminde aile içi sorunlar hamilelerin psikolojisini nasıl etkiliyor?
Bu oldukça önemli bir konu. Her ailenin bir dinamiği vardır. Ve aileye katılan her bir birey ailenin dinamiğini değiştirir. Hele ki bu kişi hem anneye hem babaya muhtaç biri ise burada anne ve babanın uyumu çok çok önemli bir hale geliyor. Eğer bebek öncesi eşler arası önemli problemler var ise bebekten sonra bu durum daha da ciddileşebiliyor. Eşler gebelik öncesi baş başa verip sorunlarına eğilmeliler. Her evlilikte irili ufaklı problemlerin olması olağandır. Önemli olan çözüm odaklı olmak ve sorunları çözmek için niyet etmektir.
Anne adayının anneliğe bakışı, kişilik yapısı ve eşi ile ilişkisi hamileliğe bakışında ne denli etkili diyebiliriz?
Her bir kadının deneyimi, bir diğer kadından farklıdır. Henüz anneliği tecrübe etmemiş anne adayının annelik algısı; kendi annesinin anneliğinden ve diğer şahit olduğu anneliklerden damıtarak oluşur. Annelere bu hususta şöyle bir tavsiyede bulunmak isterim: Her bir tecrübe biriciktir. Herkes farklı bir gebelik yaşar. Çünkü her ne kadar o çevrede büyümüş olsalar da o kişilerden farklı olarak kişilik yapıları, bulundukları zaman, ortam çok farklı. Bu sebeple kendi bedenine, ailesine odaklanıp kendi biricik süreçlerinin tadını çıkarmalılar.
Bizzat doğum ânına ait psikolojik destek çok kıymetli… Çok özel olan bu konuda düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Doğum, bir kadının hayatında en hassas anlardan birisi. Bu sebeple doğum profesyonellerinin şefkatle yaklaşımı doğum hikâyesini değiştirebiliyor. Kadınlar çoğunlukla doğumdaki zorlukları değil, kendilerine yapılan muameleleri hatırlıyor. Ve o şefkatli yaklaşım oldukça değerli. Bunun yanı sıra doğum anında bilinçdışının oldukça aktif olduğunu görüyoruz. Bu sebeple psikolojik hijyenin sağlanması, gerektiğinde psikolojik destek sunulması ortaya çıkabilecek psikolojik kaynaklı pek çok problemi önlemek ve müdahale etmek için önemli oluyor.
Gönül Dergisi | Kültür ve Medeniyet Dergisi Gönül Dergisi

