Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1979 yılında Zonguldak’ta doğdum. Çocukluk yıllarından bu yana Muğla Dalaman’da yaşıyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme Bölümü lisans, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Ana Bilim Dalı yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 1989 yılında sporcu olarak başladığım spor yaşamıma, uzun zamandır antrenör olarak devam ediyorum. Özel spor salonlarında sözleşmeli antrenör, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde antrenör ve özel spor salonu işletmeciliği gibi birçok farklı tecrübem bulunuyor. 2008 yılından bu yana Kick Boks, Taekwondo, Vücut Geliştirme ve Fitness branşlarında birçok sporcu yetiştirdim. İnternet gazetesinde sporla ilgili köşe yazıları yazıyorum. Şu an itibariyle antrenör olarak faal olduğum spor branşı Kick Boks.
“Ebeveyn Spor Rehberi” adlı kitabınız var. Öncelikle “Çocuklar niçin spor yapmalı?” sorusunun cevabını vermeliyiz. Neler söylemek istersiniz?
İnanılmaz bir enerjiye sahip bir çocuğun enerjisiyle baş edemeyen aileler, ellerine bir telefon ya da tablet veriyorlar. Elinde telefon ya da tablet olan bir çocuk saatlerce hiç hareket etmeden öylece koltukta oturup video seyrediyor ya da uygulamalardan oyun oynuyor. Bu durum aile için en başta avantaj sağlayabilir ancak sonrası hiç de iç açıcı olmayacak. Hareketsiz yaşayan çocuklar şişmanlıyor, toplumla bütünleşemiyor, kabiliyetlerinin farkına varamıyor, özgüven eksikliği yaşıyor, stresle baş edemiyor, depresyon eğilimli oluyor, kendini tanımakta zorluk çekiyor ve bunların dışında daha nice problemle baş başa kalıyor. Hareketsizliğin bir salgın gibi yayıldığını ve ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını mutlaka siz de fark ediyorsunuzdur. Çocuğu ev ile okul arasına sıkışmaktan kurtarıp hareketsiz yaşamdan uzaklaştırabilecek en iyi aktivite olarak sporu görüyorum. Ayrıca spor sadece hareket kazandırmakla kalmaz, sayısız olumlu özelliği de çocuk kendisine katmış olur. Hatta benim sayabileceklerimin ötesinde, her çocuk kendi özelinde daha da farklı faydalar sağlayacaktır. Dünya Sağlık Örgütü, fiziksel aktivitelerden yoksun çocuklarla alâkalı olarak yapmış olduğu araştırmalarda; çocukların fiziksel sağlığının, beyin gelişiminin ve sosyal becerilerinin zarar gördüğünü ifade ediyor. Bu görüşle paralel olan pek çok araştırma da mevcut. Maalesef kız çocuklarının spora katılımı, erkek çocuklara göre daha zayıf. Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü verileri incelendiğinde, kız sporcu sayısının erkek sporcuların yarısı kadar olduğu görülüyor. Bu durum ülkemize has olmamakla beraber, dünya genelinde de çok farklı olduğu iddia edilemez. Sporda kızlarımızı asla erkeklerden geri bırakmamalıyız. Eğer çocuklar “spor yapmalı” diye düşünüyorsak, neden yapması gerektiğinin de altını doldurmalıyız. Aksini düşünüyor olmanın da izah edilebilir mantıklı bir yanı yok zaten. Eğer çocuklarımızı sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetiştirebilmek istiyorsak, sporun sunacağı katkılardan faydalanmalıyız. Çocuklar zihinsel ve fiziksel olarak gelişim sürecinden geçerken, spor onları doğru yöne iter. Aktif bir yaşam tarzıyla beraber kilolarını kontrol altında tutmalarına destek olur. Daha güçlü ve esnek bir vücuda sahip olurlar. Sporun içinde çocuklar için son derece değerli yaşam dersleri vardır. İleride karşılaşacakları birçok farklı durumla baş edebilmeye hazırlıklı hale gelirler. Sporun en iyi yanlarından bir tanesi eğlenceli oluşudur. Üstelik sporcu, eğlenmek için kazanmak zorunda değildir. Arkadaşlarla vakit geçirmek, yeni arkadaşlar edinmek, yeni yerlere seyahat etmek ve antrenmandaki aktiviteler eğlenmek için yeterlidir. Spor, onlara ekip çalışmasını öğretir. Ekip çalışmasıysa liderlik etme, iletişim kurma ve çatışma yönetimi gibi birçok konuda yardımcı olur. Bireyin yaşamında oldukça mühim bir yere sahip olan sosyal beceriler gelişir. Spordan elde edilen olumlu sonuçlar, başarı duygusunu yaşamalarını sağlar ve özgüven gelişir. Bunun yanında, başarısızlık karşısında dersler çıkarabilmeyi öğrenir. Spor, çocuklara ahlak ve disiplini telkin eder. Zamanı yönetebilme konusunda önemli deneyimler kazandırır. Sportif aktiviteler, çocuklara enerjilerini doğru istikamette kullanmaları için fırsatlar sunar. Çocukların sporla meşgul olması, yaramazlığa daha az zaman kalması anlamına gelir. Sporla gelen kazançların, saymakla bitirilemeyeceğini söyleyebilirim. Çocukların sporla elde edeceği sayısız kazançlar göz önünde bulundurulduğunda, kesinlikle spor yapmaları gerektiğini net bir şekilde söyleyebilirim.
Çocuklar hangi sporu yapmalı? Hangi spor dalına ilgisi olduğunu nasıl anlayacağız?
Ebeveynler çocuklarını hangi spora yönlendireceği konusunda kararsız. Ancak ebeveynlerin bu konuda yol gösterici olmaları da şart. Çocuklar, kendileri için neyin doğru olduğuna karar verebilecek yaşta değiller. Yol göstermek için ise öncelikle yolu biliyor olmak lazım. Doğru sporu seçmek için bazı sorular sorulmalı ve verilecek cevaplara göre bir analiz yapılmalı. Çocuğun herhangi bir spor dalına karşı ilgisi fark edildi mi? Sosyal bir kişilik mi, yoksa içine kapanık mı? Yaşı kaç ve fiziksel yapısı nasıl? Aile çocuğun sporuna zaman ayırmaya ve emek harcamaya hazır mı? Bu ve buna benzer başka soruların cevaplarına göre bir fikir oluştuktan sonra, spor tesisinin konumu ve maliyetinin uygunluğu değerlendirilerek çeşitli seçenekleri denemek gerekiyor. Ancak spor ile çocuğun okul durumunda bir uyuşmazlık olmaması lazım. Seçilen spor dalını çocuk sevmiş olmalı, yetenekleriyle örtüşmeli ve sağlığı müsaade etmeli. Tüm bunların yanında, çocuk kendisine uygun olmayan bir spor dalını isteyebilir veya hiç spor yapmak istemeyebilir. Her çocuğu kendi özelinde değerlendirmek ve içinde bulunulan şartlara göre davranmak gerek. Bu nedenle ben veya bir başkası “Çocuklar şu sporu yapsın.” diyemeyiz. Kitaptaki bilgiler ışığında herkes çocuğunun hangi sporu yapması gerektiğini kolayca kendisi bulacak. Kitabın rehberliğinde son derece keyifli bir keşif süreci okurları bekliyor. Beş yaş ve altındaki çocuklara özel kısa bir değerlendirmede bulunmak istiyorum. Sürekli koşan, hoplayan, zıplayan ve takla atan bu yaş grubunun enerjisi bir başkadır. Bazı becerilerin kazandırılması için henüz erken olduğunu ifade etmek lazım. Ayrıca anne veya babanın refakat etmesi yerinde olacaktır çünkü beş yaş altı çocukları disipline etmek güçtür ve güvenlik duyguları zayıftır. Takım sporlarına uyum göstermeleri zor olabilir. Bu durumda bireysel sporlara yönelmek en mantıklısıdır. Bu yaş gurubundaki çocuklara; yükleme ve toparlanma aralıkları iyi hesaplanmış, karmaşıklıktan uzak, beden farkındalığını artıran sporlar yaptırılmalıdır.
Çocuk spor yapmak istemiyorsa bu direnci nasıl yorumlarsınız, nasıl aşabiliriz?
Çocuk spor yapmak istemiyorsa, öncelikle belirtmem gereken şey şu ki asla çocuğu bunun için suçlamasınlar. Çocuğu suçlamak iki tarafa da bir şey kazandırmaz. Öncelikle çocuğa karşı nasıl bir örnek teşkil ettiklerini düşünsünler. Tabii ki spor alışkanlığı olan ebeveynler iyi örnek teşkil ediyor. Ancak ebeveynler spora son derece uzak olabilirler ve bu durumda iyi bir örnek olunduğu iddia edilemez. Belki de anne babaların tüm suçu kendileri üstlenmesi gerekecek. Her ne olursa olsun, onu bir şekilde ikna etmeleri gerektiği gerçeğiyle baş başalar. İyi ve kötü örnek derken, sadece spora teşvik etmekte model olmayı kastediyorum. İyi ve kötüden bunun dışında bir kastım yok. Spor yapmak istemeyen bir çocuğu, onun onayı olmadan gidip bir spor dalına başlatırlarsa, onun bağımsızlık duygusu gelişimini zedelemiş olurlar. Çocuğa sporun faydalarından bahsetmek de çok etkili olmayabilir. Sakın sporun fiziksel ve zihinsel faydaları gibi konuları anlatmaya çalışmasınlar. Hiçbir işe yaramaz. Bunun yerine, duygulara odaklansınlar. Mesela spora başladığında, onunla gurur duyacaklarından bahsetsinler. O sporcu olduğunda, kendilerinin sporcu annesi ve sporcu babası olacaklarını ve bundan dolayı kendilerini çok iyi hissedeceklerini anlatsınlar. Sadece denemek için bir spor dalı seçebileceğini ve bu seçimin çok eğlenceli olacağını söylesinler. Artık çocuk büyük ihtimalle bir spor dalını seçmeye heveslenmiş olacak. Bundan sonra sadece ona danışmanlık yapsınlar. Ona spor dallarını tanıtsınlar ve seçimi çocuğa bıraksınlar. Ebeveynlerin danışmanlığında patronun o olmasında hiçbir sakınca yok.
Çocuk, spora hangi yaşta başlamalı?
Çocuğun ne zaman spora başlaması gerektiği hususunda standart bir cevap olamaz. Çünkü spor denilen şey, standart bir aktivite değildir. Sporun birçok farklı dalı var. Spor dalına göre, spora başlama yaşı değişkenlik gösterir. 2023 yılı itibariyle Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı 66 spor federasyonu var. Ancak resmî olarak 66 spor dalı var diyemeyiz. Resmî spor dalı sayısı çok daha fazladır. Çünkü bazı spor federasyonları tek bir spor dalında faaliyet gösterirken, bazıları birden fazla spor dalında faaliyet gösterir. Örneğin vücut geliştirme, fitness ve bilek güreşi spor dalları birleşerek TVGFBF (Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu) çatısı altında toplanmıştır. Tek bir federasyon olan TVGFBF’de üç ayrı spor dalı faaliyet göstermektedir. Spora başlama yaşını spor federasyonları belirlemekte ve yönetmeliklerinde belirtmekteler.