21. Yüzyılın Gezginleri: Dijital Göçebeler / Dr. Burak İli

“Dijital göçebe” kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
Mobilite, küreselleşme ve dijitalleşme süreçleri ile bireylerin iş ve özel hayatlarında köklü değişimler yaşanmıştır. Bu değişimler sonucunda ortaya çıkan dijital göçebe fenomeni, idealize edilen bir yaşam tarzı olarak popülerliğini artırmaktadır. Günümüzde birçok iş artık dijital olarak gerçekleştirilebilmektedir ve bu durum, yeni çalışma ve yaşam tarzlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dijital göçebelik, son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle popüler bir kavram haline geldi. Sabit bir iş yeri ve eve bağlı kalmaksızın tüm işlerini dijital olarak yürütebilen ve dünyadaki farklı yerleri keşfetme isteğiyle sık seyahat eden kişileri dijital göçebe olarak tanımlayabiliriz. Ayrıca dijital göçebeler yeni bir çalışma modeli, kültürel bir fenomen ve bir yaşam tarzı gibi tanımlamaların yanı sıra iç içe geçmiş iş ve seyahate bağlı yaşam sürdüren kişiler olarak da ifade edilmektedir. Zaman ve mekâna olan bağımlılığı reddeden dijital göçebeler, kablosuz internet ve dizüstü bilgisayarları aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerinden çalışma olanağı sunan minimal bir yaşam tarzı sürdürmektedirler. Öte yandan, her uzaktan çalışan veya serbest çalışan dijital göçebe olarak tanımlanamamaktadır. Özgürlük, esneklik ve bağımsızlık arayışında olan dijital göçebeleri diğerlerinden ayıran en önemli fark, hareketli bir yaşam tarzını tercih etmeleri olarak değerlendirilebilmektedir. Genellikle ortak çalışma ve ortak yaşam alanlarını tercih etme eğilimi gösteren dijital göçebeler ise varış yerlerinin, turizm paydaşlarının, işletmelerin ve toplumsal yaşamın yeniden şekillenmesinde etkili rol oynamaktadırlar.
Dijital göçebe olma motivasyonları nelerdir? Hangi şartlarda sürdürülebilir?
İş yetiştirme ve işveren baskısı, uzun çalışma saatleri ve mobbing gibi iş hayatının getirdiği olumsuzluklardan kurtulmak ve “başka bir hayat mümkün” düşüncesiyle daha esnek ve özgür yaşama istekleri, bireylerin dijital göçebe yaşam tarzını tercih etmelerinde önemli unsurlar olarak göze çarpıyor. COVID-19 pandemisi ile neredeyse tüm dünyada çeşitli kısıtlamalar yaşanmış ve bu durum, şirketler ve çalışanlar için uzaktan ve esnek çalışma modellerinin deneyimlenmesine neden olmuştur. Bu deneyimin getirdiği fayda ve kolaylıkların farkına varan bazı şirketler, bu modellerin kalıcı hale gelmesine yönelik kararlar alarak çalışanlarına istedikleri yerden çalışma olanağı tanımışlardır. İşlerini dijital olarak sürdürebilen çalışanlar da belli bir ofise veya mesai saatlerine bağlı kalmaksızın daha özgür hareket edebilme düşüncesiyle, kendi işlerini kurma veya dijital göçebe yaşam tarzına uygun işleri tercih etme yönünde eğilimler göstermiştir. Genellikle proje bazlı işlerde çalışanların yanı sıra bir şirkete bağlı olarak aylık maaş alan dijital göçebeler de mevcuttur. Dijital göçebeler içerik üretici, yazılımcı, dijital pazarlama uzmanı, veri mühendisi, sosyal medya yöneticisi, web tasarımcısı, danışman, öğretmen ve çevirmen gibi uzaktan ve dijital olarak çalışmaya imkân tanıyan mesleklere sahiptirler. Değişen iş modelleri ve çalışma şekillerinin yanı sıra dijital teknolojilerin ve bilgi altyapılarının dünya çapında kullanımı, dijital göçebe kavramına yönelik popülaritenin artmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Yeni medya teknolojileri ve dijital göçebeler arasında nasıl bir etkileşim söz konusudur? Sosyal medyanın dijital göçebelikteki etkin rolüne dair neler söylenebilir?
Son yıllarda yeni medya teknolojileri ve mobil cihazlarda yaşanan gelişmeler, bireylerin ve toplumların günlük yaşamlarında büyük değişikliklere neden olmuştur. Bu teknolojiler aracılığıyla yeni yaşam tarzları, yeni meslekler ve iş modelleri ortaya çıkmıştır. Dijital göçebeler gerek iş gerekse özel hayatlarında yeni medya teknolojilerinden sıkça yararlanırlar. Seyahat edecekleri yerleri belirlemek, bulundukları yerdeki kültürel aktivitelere katılmak, konaklayacakları yerleri seçmek, yeni iş ve arkadaşlık bağlantıları kurmak gibi birçok durumun yanı sıra işlerinin neredeyse tamamını yeni medya teknolojileri aracılığıyla yürütürler. Çoğu dijital göçebe hem iş hem de özel hayatlarını mümkün olduğunca avantajlı bir şekilde konumlandırmak adına yapay zekâ, nesnelerin interneti, blok zincir teknolojileri gibi yeni medya teknolojilerden yararlanan ve genellikle genç bireylerden oluşmaktadır.
Dijital göçebe olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir? Ekonomi ve turizme etkisi bakımından etkin bir rolü var mı?
Dijital göçebe yaşam tarzı yeni yerler, kültürler ve insanlar keşfetme olanağının yanı sıra, sabit bir mekâna ve işverene bağlı kalmaksızın daha özgür ve esnek bir yaşam tarzı sunması gibi çeşitli avantajlara sahiptir. Yeni bir girişimcilik modeli ve gezgin türü olarak da nitelendirebileceğimiz dijital göçebeliğin getirdiği bazı dezavantajlar da mevcuttur. Çoğunlukla tek başlarına seyahat eden dijital göçebeler, yalnızlık duygusunun yanı sıra iş-özel hayatları arasındaki dengeyi kurma ve motive olma gibi konularda da sıkıntı çekebilmektedirler. Ayrıca, genellikle sabit bir şirkete bağlı olmadan ve proje bazlı çalıştıkları için normal bir çalışana göre daha düşük bir ücret kazanmaları ve sabit bir gelire sahip olmamaları gibi durumlar, dijital göçebeliğin dezavantajları arasında sayılabilmektedir. Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte tüm dünya, uzaktan ve esnek çalışma gibi yeni çalışma modellerini zorunlu da olsa deneyimlemek durumunda kalmış ve bu çalışma modelinin birçok avantaja sahip olduğu görülmüştür. Dijital göçebelere yönelik bugün Portekiz’den Gürcistan’a, Barbados’tan Endonezya’ya birçok ülke dijital göçebelerin potansiyelini keşfederek vize ve vergi kolaylıkları, ortak çalışma ve yaşam alanları gibi çeşitli olanaklar sunmaktadır. Onları çekmek adına adeta rekabet eden ülkeler, bu sayede yerel ve ulusal ekonomilerini kalkındırmayı amaçlamaktadırlar.
Dijital göçebelerin günümüzdeki ve gelecekteki önemi nelerdir? Yerellik ve küresellik açısından da konuyu değerlendirir misiniz? Bir kozmopolitleşme söz konusu olabilir mi?
Dijital göçebeler ulusal kimliklerinin ötesinde adeta bir dünya vatandaşı biçiminde hareket etmektedirler. Onlar için önemli olan, yeni dil öğrenmek, hobiler edinmek, arkadaşlıklar kurmak ve yeni kültürler keşfetmektir. Yeni medya teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, gelecekte çok daha fazla işin ve imkânın dijital olarak gerçekleştirileceğine işaret etmektedir. Büyük kentlerdeki aylık ortalama yaşam maliyetlerinin dünya genelinde artış göstermesi ve dijitalleşmenin sunduğu girişimcilik fırsatları, gelecekte daha fazla insanın dijital göçebe yaşam tarzını tercih etmelerinde önemli rol oynayacaktır. Yerelin küreseli, küreselin de yereli etkilediği günümüz dünyasında dijital göçebeler, seyahat ettikleri yerlere ekonominin yanı sıra aynı zamanda sosyal ve kültürel olarak da katkıda bulunmaktadırlar. Dijital göçebeler, sosyal ve kültürel kimlikleri sürdürülebilir kılmanın bir örneği olarak da karşımıza çıkmaktadır (Eriksen ve Schober, 2016: 3). Konumdan bağımsız hareket eden dijital göçebeler, önceden belirlenmiş sınırlayıcı kavramlar ve kimliklerin dışında, kendilerine özgü yeni bir kimlik inşa etmektedirler. Profesyonel bir kimlik olmanın yanı sıra sosyal bir kimlik olarak da değerlendirilen dijital göçebe kimliği, farklı milletlere ve mesleklere sahip olmaları gibi özellikleri sebebiyle ulusötesi bir kimlik konumundadır. Topluluk, dünyanın herhangi bir noktasından uzaktan çalışan ve kalıcı bir seyahate dayalı yaşam tarzı sürdürmek adına çevrim içi emek ve bireysel hareketliliği birleştirmenin yanı sıra çok kültürlü yapıları ve girişimci ruhları ile yeni bir kimlik olarak da nitelendirilebilmektedir. Mevcut dünya gibi standartlaştırılmış ve küreselleşmiş bir dünyanın sunduğu rutini, kalıpları ve dayatılanları reddeden dijital göçebelerin karakteristik özellikleri zamansal, mekânsal ve finansal olarak özgürlük arayışı içerisinde olmalarıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir