Yüreğinize Dokunan Bestekâr : Hakan Altun

28-hakan-altunHakan Altun Kimdir?

1972 İstanbul doğumlu. Aslen Siirtli olan Hafız Zeki Altun’un torunu olan Hakan Altun, ilkokulu bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na girdi. Orta, lise ve yüksek öğrenimini aynı okulda tamamlayıp İTÜ Sosyal Bilimler dalında master yaptı. 1994’de Edirne Türk Devlet Müziği Topluluğunda ud çalan sanatçı, bu işin kendisine göre olmadığını anlayıp ailesinin de iznini alarak 1997’de bu görevinden istifa etti.

Besteci ve Söz Kimliğim Ankara’da Oluştu

Sizinle şu an Ankara’da beraberiz. Ankara’da askerlik yaptığınızı biliyoruz. Bu şehir sizin dünyanızda ne tür izler bıraktı?
Ankara benim için çok enteresan bir şehirdir. 1998 yılında Etimesgut’ta 8 ay kısa dönem askerlik yaptım. İnsanların tanıdığı şarkıların çoğunu Ankara’da yazdım; besteci ve söz kimliğim Ankara’da oluştu diyebilirim. Çünkü okul yıllarımda benim şiirim dahi yoktu. Askerde ailenizden, memleketinizden uzak kalınca duygular kabarıyor ve yazmaya başlıyorsunuz. Ben de hep yaşadıklarımı yazmaya çalıştım. Bazı arkadaşlarım şarkı sözlerimin çok basit olduğunu söylüyor. Ancak ben günlük hayatımda kullandığım kelimeleri şarkılarımda kullanıyorum, söz yazmak için çok uğraşmıyorum, o an gelenleri yazıyorum. “Hani Bekleyecektin” adlı şarkımı da böyle yazdım. Hikayesi şöyle: Askere gittiğimde çok sevdiğim biri vardı. Onu bırakarak askere gittim. Günlerce telefon sıralarında aileme ve sevdiğim insana telefon etmek için sıra bekledim. Acemi birliği askerde biraz zor geçer; yemek sırası, çay sırası, telefon sırası vb. Telefon sırası bana 17. gün gelmişti. Önce ailemi aradım. Arkama baktığımda çok sıra olmadığını gördüm ve bekleyenler de devre arkadaşlarımdı. Bunun üzerine, beni bekleyeceğine dair söz veren sevdiğim kişiyi aradım ama “Şu an müsait değilim, beni daha sonra arar mısın?” dedi ve telefonu yüzüme kapadı. Ben de o duyguyla telefon kulubesinin köşesine çekilip “Hani Bekleyecektin”i yazdım. Daha sonra şunu gördüm ki benim haricimde telefon bekleyen çok insan varmış ve bunu ben dile getirmişim. İnsanların hep bir ağızdan şarkılarımı söylemesi beni çok mutlu ediyor.

Albüm çalışmanıza nasıl başladınız?
Tek başıma albüm yapmaya Ankara’da askerlik yaparken karar verdim ve ilk albümümü askerliğimi yaptıktan sonra çıkarttım. Bundan önce beste çalışmalarım vardı. Sanatçı dostlarıma şarkılar veriyordum. Daha sonra şarkılarımı bi albümde toplamak istedim ve albüm çalışmalarına başladım. Şu an 10. albüm oldu. Bu arada şunu da söyleyeyim; şarkılarımın isimlerini albüm ismi olarak pek koymuyorum, enterasan isimler bulmaya çalışıyorum. Bazı albümlerimde şarkı isimleri de var tabi.

Müzikal Hayatımda Dedemin Önemli Bir Rolü Var
Albümlerinizde ud çaldığınız şarkılarınız da var. Ud sevginizin kaynağı nedir?
Ortaokul, lise ve üniversiteyi konservatuvarda okudum. Türk Müziği bölümündeydim ve anadalım ud’du. 1994’te Kültür Bakanlığı’na bağlı Edirne Türk Devlet Müziği Topluluğunda ud sanatçısı olarak görev yaptım. Benim dedem Zeki Altun da ud çalardı, bana o sevdirdi. Dedem müzikal hayatımda çok önemlidir. Onun sayesinde tasavvuf müziğine çok düşkünüm mesela.

Tasavvuf Musikisini Çok Seviyorum ve Bu Müziğe Aşinayım
Bu yönünüzü de gösterebileceğiniz bir proje düşünüyor musunuz?
Elbette, çok ciddi ilahi ve tasavvuf müziği arşivim var. Ben bi hafız torunuyum, dedem Zeki Altun. Kendisi bestekâr, tasavvuf musikisiyle oldukça ilgilenmiş, 100’e yakın ilahisi var. Dedemin 10 tane ilahisini okudum ve bu projeyi tamamladım. Bu, dedeme olan sözümdü ve onu gerçekleştirdim. Bu ilahi albümünü en kısa zamanda çıkartmayı hedefliyorum. Ben zaten tasavvuf musikisine çok aşina olan biriyim, bu müziğe çok düşkünüm, çok seviyorum. Tabi bu, dedemin vesilesiyle oldu. Konservatuvara girmeme de dedem vesile olmuştur. Ayrıca 2014 yılında kendi yazdığım parçalardan oluşan bir albüm çıkartmak istiyorum.

Beste Yapmak, Allah’ın Verdiği Bir Yetenek
Şarkı sözlerini yazarken nelerden ilham alıyorsunuz, besleniyorsunuz?
Her şeyden… O anki ruh haliyle alakalı. Bazen müziğini yapıyorum, sözünü sonradan yazıyorum. Bazen aklıma bir söz geliyor, onu not edip üzerinden gidiyorum. Yaşadıklarımı anlatmaya çalışıyorum. Beste yapmak Allah’ın verdiği bir yetenek… Herkes beste yapamaz ama bana göre sevebilen, nefes alan ve duyguları olan herkes söz yazabilir. Babam bile “Bu sözleri sen mi yazdın. Nasıl yazıyorsun?” diye sorar.

Son olarak okurlarımızla ne paylaşmak istersiniz?
Şunu açıkça söylemek isterim ki ben; kendi yazdığım sözlerim, yaptığım müziklerim var diye şarkıcı oldum, yoksa şarkıcı olmayacaktım. Mesela TRT’de çalışmak isterdim, devlet korosunda şeflik yapmak isterdim… Tek derdim yazdığım şarkıları insanlara iletebilmek, hissettiğim şeyleri insanlarla paylaşmak. İnsanlar da o şarkılardan bi parça keyif alıyorsa kendilerinden bir şey bulabiliyorsa bu benim için önemlidir.
Bu güzel sohbet için teşekkür ederiz.
Bütün okurlarımıza sevgilerimi iletiyorum…

1 yorum

  1. Sizin sesinizi cok begeniyorum severek dinliyorum. Basarilarinin devamini dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir