Çocuklarımızı Titizlik Hastası mı Yapıyoruz? / M. Emin Karabacak

Çevremize baktığımız zaman titiz insanlarla karşılaşırız. Bunların arasında komşumuz olduğu gibi arkadaşımız, eşimiz, dostumuz da olabilir. Fakat titizlik hemen hepsinde farklı özelliktedir.
Toplumda titizlik hastalığı olarak bilinen davranışlar, aslında bir kişilik bozukluğudur. Titizlik hastalığı psikolojide, Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.
Obsesif; saplantılı düşünce, sürekli tekrarlanan düşüncedir. Kompulsif ise saplantı haline gelen, yinelenen bu düşüncelerin, davranışa dönüşmesi ve davranışların tekrar edilmesidir. Kısaca Obsesif-Kompulsif; saplantı-zorlantı demektir.
Kişinin iradesi dışında olan ve engelleyemediği düşünce yoğunluğudur. Kişinin bu davranışı istek dışı bir olaydır.
Kişi, düşüncesinin saçma olduğunu bilmesine rağmen bunu engelleyemez. Engellemeye çalıştıkça da istenmeyen düşünceler daha şiddetli olarak gelir. Bunun sonucunda ise kişi rahatlama adına istenmeyen hareketleri yapar.
Genel olarak erkek ve kadınlarda görülmekle beraber bizim kültürümüzde daha çok kadınlarda görülmektedir. Kırsal kesimde yaşayan kadınlardan daha çok şehirde yaşayan kadınlarda görülür. Ayrıca sosyoekonomik ve sosyokültürel seviyesi yüksek ailelerle “Günahtır, ayıptır…” kelimelerini fazla kullanan ailelerde daha da çok görülmektedir.
Titiz İnsanların En Belirgin Özellikleri
Titiz insanlar, kuralcı ve aşırı kontrolcüdürler. Konuşmaları aşırı derecede kibardır. Ayrıntıcılık belirgindir. İnsan ilişkilerinde kuralcıdırlar ve o derecede insanlara saygıları vardır.
Eşyaları belirli bir düzen içinde yerleştirme, yaptığı işleri hata olur korkusuyla tekrar tekrar gözden geçirme, ileride lazım olur diye bir şeyleri biriktirme gibi özellikleri vardır.
Elleri kirli olmadığı halde defalarca yıkama, temizlenen evi defalarca silip süpürme, aradığı her şeyin yerli yerinde olmasını isteme ya da birileri düzelttiklerimi bozar diye kimsenin dokunmasına izin vermeme, araba plakalarını okuma ya da apartmanların kaç kat olduğunu sayma, levhaları okumaktan kendini alamama gibi davranışlar sergilerler.
Kapıyı, pencereyi, ocağı, ışığı, musluğu kapattım mı? Elim kirlendi mi, arabayı kilitledim mi? gibi karmaşık bir düşünce içinde yaşarlar.
Nedeni tam olarak bilinmese de Obsesif Kompulsif’in oluşmasında iki önemli sebep vardır. Bunlardan biri; annenin titizliğini, davranışsal olarak çocuk eğitiminde de kullanmasıdır. Mükemmeliyetçi ve kuralcı bir anne babanın çocukları da bu hastalığa daha yatkın olmaktadır. Yani çocuğun bu konuda anne babasını model almasıdır.
“Lütfen”siz konuşturmama, “misiniz, musunuz” dışında cümle kurdurtmama, en küçük ıslaklıkta ve kirlenmede üzerini çıkartma, her şey için el yıkatma… gibi davranışlarla sürekli karşı karşıya kalan çocuk, bu davranışları kendisi de farkında olmadan içselleştirecektir.
Titizlik hastalığının yanlış tuvalet eğitiminden de kaynaklandığı düşünülmektedir. Anne babaların, çocuklarının tuvalet eğitimine erken yaşta başlamaları; çocuğun tuvalet eğitiminde katı davranmaları ve sık sık ceza uygulamaları titizlik hastalığına yol açar. Aileler çocuklara tuvalet eğitimini verirken eğitimi uygun zamanda vermek yerine çocukla inatlaşmaya girerler.
Anne kendince uygun bir zamanda çocuğu, ihtiyacını gidermesi için tuvalete götürür. Fakat çocuk o anda ihtiyacı olmadığı için tuvaletini yapamaz. Tuvaletini yapamayan çocuğa anne kızar. Daha sonra ihtiyacı gelip de annesinden korkan çocuk, bu sefer de altına yapar. Bunu gören anne çocuğa fena halde tekrar kızar. İkilem içinde kalan çocuk ne yapacağını şaşırır. Bağımsızlık davranışlarını pekiştirmek bir yana cezalandıran, aşırı kontrolcü aileler tarafından yetiştirilen bu çocuklar, ayrı bir kimlik geliştiremezler. Bu aileler çocukların yaptıkları her şeyin doğruluğundan da sürekli şüphelenirler. Yine mükemmeliyetçi anne babaların empoze ettiği katı düzen ve disiplin içinde yetişen çocuk, kendisini ona göre değerlendirip ona göre yaşar.
Çocuklukta öğretilen ya da öğrenilen bu tür davranışlar, daha çok ergenlikte ve gençlik çağında kendini gösterir.
Titizlik Hastalığı Nasıl Yenilebilir?
Bu hastalığı olan kişiler bir uzmandan yardım almalıdırlar. Öğrenilerek kazanılan bu olumsuz davranışın yine öğrenilerek terk edilmesi sağlanabilir. Kişi burada kendisinde sıkıntı oluşturan düşünce ve davranışlarının bir listesini çıkarmalıdır. Bu liste, kişiyi en az rahatsız edenden başlayarak en çok rahatsız edene doğru sıralanır.
Kişi, kendini en az rahatsız eden davranıştan başlayarak bırakma çalışmaları yapar. Belirli aralıklarla o davranışı bırakması sağlanır. Bu, kişideki diğer rahatsızlıklar için hem bir geri bildirim hem de bir pekiştireç olur.
Elini her seferde on beş kez yıkıyorsa bu sefer on dört, on üç, on iki, on bir… diyerek zamanla bu istenilen seviyeye getirilebilir. Bu davranış kişinin, titizlik davranışıyla yüzleşebilmeyi öğrenmesidir. Kişi, titizliğine neden olan davranışını yapmamayı veya bir kısmını yerine getirmeyi bırakmayı öğrenir. Tetikleyici durumla defalarca yüz yüze gelen kişi, buna karşı durmayı öğrenir. Kişi, başına olumsuzluk gelmediğini ve anksiyetesinin azaldığını görünce kendisinde bir rahatlama olur. Bu da kişide bir geri bildirim oluşturmuş olur.
Bunun yanında bunaltının artmasını isteyerek daha çok o hareketi yapma çalışmaları yapılabilir. Kapıyı kilitledim mi sorusu aklına gelen kişiye olduğu yerden kapının kilitli olup olmadığına bakması istenerek bıktırma yöntemi uygulanabilir.
Sonuçta kişinin bu davranışı bırakma konusunda istekli olması ve üzerine düşen görevi fazlasıyla yapması gerekir. Aşırılığı hâlinde uzmanından yardım alınmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.