Kızılay görev yetki ve sorumlulukları nelerdir?
Kızılay, savaş alanında yaralanan askerlere hiçbir ayrım gözetmeksizin yardım etmek arzusundan doğdu. Bu amaç günümüzde ise öncelikle ülkemizde ardından ise dünyanın neresinde olursa olsun insan acısını, insan ızdırabını dindirmek halini aldı.
Toplumsal dayanışmayı sağlamak, sosyal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara barınma, beslenme ve sağlık yardımı ulaştırmak gibi önemli görevler üstlenen ve birçok konuda da öncü olan Kızılay; kan, afet müdahale, sağlık, sosyal yardım, gençlik ve eğitim alanlarında hizmetler sunuyor.
Birçok alanda faaliyet gösteren, milyonların yarasına merhem olan Kızılay, üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaptığı için bugünkü gücüne ulaştı. Yurtiçinde ve yurtdışında insani yardım operasyonları yürütüyoruz. İhtiyaç sahibi milyonlarca insana sosyal yardımda bulunuyoruz. Ülkemizin ihtiyacı olan kanın tamamını karşılamak için titiz bir çalışma yürütüyoruz. Gençlerimize yurt hizmeti veriyoruz, kamplarımızda misafir ediyoruz. Yaşlılarımıza, engelli kardeşlerimize, kimsesizlere destek oluyoruz. Hastanelerimizde şifa dağıtmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin alanında en köklü markası Kızılay Madensuyunu yurtiçi ve yurtdışı pazarlarına gönderiyoruz. Yurt geneline yayılmış 700’e yakın şubemiz sayesinde daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşıyoruz. Halkımızın kurban vekâletlerini sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da fakirin sofrasına taşıyoruz. İhtiyaç sahiplerine ulaşmak ve gözyaşlarını dindirmek için yeni projeler geliştiriyoruz, gece gündüz demeden çalışıyoruz.
Kızılay genellikle kan ve kan ürünlerine dayalı hizmetleriyle tanınır. Bu konunun öneminden bahseder misiniz?
Kızılay olarak yürüttüğümüz çalışmalardan biri de “Ulusal Güvenli Kan Temini” programı. 2005 yılından bu yana yürüttüğümüz bu hayati çalışmanın sonuçları bizi gururlandırıyor, umutlandırıyor, motive ediyor. 342 bin 146 ünite kan bağışının alındığı 2005 yılından bu yana çok ciddi mesafeler aldık ve 2016 yılı sonu itibariyle 2 milyon 141 bin 762 ünite kan bağışına ulaştık. Önümüzdeki birkaç yıl içinde ise ülkemizin ihtiyacı olan kanın tamamını karşılamış olacağız. Yapılanmamızı bu hedefe ulaşmak için güçlendirdik. Şu an 17 bölge kan merkezi, 65 kan bağış merkezi ve mobil kan bağışı araçlarıyla ülkemizin dört bir tarafında kan bağışı alımı çalışmaları yürütüyoruz.
Sadece teknik anlamda değil insan kapasitesi anlamında da önemli mesafeler aldık. Bölge kan ve kan bağış merkezlerimizin sayısı arttıkça personel sayımızı artırdık. Kurum içi eğitimlerimizi ise günün şartlarına göre düzenledik. Ayrıca vatandaşlarımızın kan bağışına daha fazla ilgi göstermeleri, bağışta bulunmaları için tanıtım çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Tüm bunların sonucunda kan bağışı konusunda dünyanın en iyi kuruluşlarından biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.
Ramazan ayında ve yaz mevsiminde kan bağışı sayılarında düşüş yaşanıyor. Bu nedenle ülke genelinde Ramazan ayına özel ekip saatleri düzenliyoruz. Oruç olan vatandaşlardan gündüz vakti kan bağışı kabul etmiyoruz. Bağışçının sağlığını tehlikeye atmamak için bunu yapıyoruz. Onlardan iftar sonrasında kan bağışı kabul ediyoruz.
Ramazan aylarında kan bağışında bulunmanın tıbben ve dinen hiçbir sakıncası yok. Unutulmamalıdır ki, Ramazan ayında kan ihtiyacı azalmamakta, aksine artmaktadır. Bu nedenle vatandaşlarımızı Ramazan ayında ve yaz mevsiminde de kan bağışına davet ediyoruz.
Yapmış olduğumuz kan bağışı ile tanımadığımız üç kişinin hayatını kurtarmak en güzel mutluluktur. Üretilemeyen tek ilaç olan kanı vermek, bağışçısına manevi olarak tatmin sağlar. Unutmayalım ki bir gün bizim de kana ihtiyacımız olabilir. Düzenli olarak kan bağışında bulunursak ve bunu görev edinirsek ülkemizde kan ihtiyacı konusunda hiçbir sorun kalmaz. Yani kan bağışlamanın kana ihtiyacı olan hastalara faydası vardır. Hayat kurtarıcıdır. 18-65 yaş aralığında ve 50 kilogram üzerindeki her sağlıklı birey kan bağışçısı olabilir. Düzenli kan bağışçıları ise 70 yaşına kadar kan bağışlayabilir.
Kök hücre nakli tedavisi bekleyen hastalar için Sağlık Bakanlığı ile önemli bir projeye imza attık: TÜRKÖK. 2014 yılının son birkaç ayında başlangıcını yaptığımız proje kapsamında kan bağışında bulunan vatandaşlarımıza TÜRKÖK bünyesindeki Kemik İliği Bankası için kan örneği bağışlamak isteyip istemedikleri sorusunu yöneltiyoruz. Cevabı “evet” olan vatandaşlardan aldığımız numune kanı Sağlık Bakanlığı’nın merkezi laboratuvarlara göndermeye başladık. Şu ana kadar 216.000 hayırsever kemik iliği vericisi olmayı kabul etti. Proje süresince ise gönüllü verici adayı kazanımı çalışmaları kapsamında 500.000 bağışçı adayı hedefliyoruz. Gönüllü verici adaylarının kazanımında, Kan ve Kan Ürünleri Kanunu çerçevesinde mevcut yaklaşık 4.500.000 kişilik bağışçı veri tabanından da yararlanacağız.
Gönüllülük esasına göre olan çalışmalarda geri dönüşleri anlamlı buluyor musunuz? Halkın katılımı ve ilgisi nasıl? Bu hizmete dâhil olmanın erdemler açısından insanı hangi boyutlarda beslediğini düşünüyorsunuz?
Dünyada ve Türkiye’de gönüllülük kavramı gün geçtikçe daha da büyük önem kazanıyor. 1860’larda gönüllüler tarafından temeli atılan Kızılhaç-Kızılay hareketi bilinci, aradan geçen sürede dünya genelinde gönüllülerin verdiği destekle varlığını sürdürmeye devam ediyor. Hareketin temelinde “gönüllülük” ilkesi bulunurken, günümüzde de hareket içindeki gönüllü katkısı yadsınamaz bir noktaya ulaştı.
Gönüllü hizmetin önemi, devletin ve özel sektör kuruluşlarının yetişemediği veya yeterli olamadığı alanlarda daha da artıyor. Kızılay Genel Merkez Kurulu, Yönetim Kurulu, Denetçiler Kurulu ve Şube kurullarında görev alan kişiler hizmetlerini gönüllü olarak yürütüyor.
Kızılay gönüllüleri afet, ilkyardım ve gençlik hizmetlerinde görev alıyor. Bu çerçevede özellikle okullardaki gençlik kollarının geliştirilmesi, şubelerde ise kadın kollarının kurulup etkinleştirilmesi çalışmaları sürdürülüyor.
Gönüllülük bir üst bilinç işidir. İnsanların zamanlarından, paralarından, emeklerinden bir kısmını hiç tanımadıkları insanların hizmetlerine sunma biçimidir. Bu yanıyla erdemlerin en büyüğüdür. Kızılayımız gönüllülük esasına göre kurulmuştur ve 148 yıldır neredeyse tüm hizmetlerini gönüllülerin destekleriyle yerine getirmektedir. Kızılay’ın ilk kurucuları gönüllü kişilerdir. Ben de dâhil hali hazırdaki yönetimi de hiçbir ücret almadan bu kutsal görevi gönüllü olarak yerine getirmektedir. Bizim için tek motivasyon, bir ihtiyaç sahibinin daha yüzünü güldürmek ve onun hayır duasını alabilmektir. Halkımız gönüllülük konusunda çok duyarlı. Belki bu konuda bizim gibi yardım kuruluşlarının eksikliklerinden bahsetmek mümkün halkımızın duyarlılığından çok. Yardım kuruluşları son yıllarda yeni yeni öğrenmeye başladılar gönüllülerin katkısının nasıl olabileceğini. Yeni yeni gönüllüleri sınıflandırmaya ve onların niteliklerinden maksimum faydayı nasıl alabileceklerini çalışmaya başladılar. Bu manada gençlik hizmetleri de gönüllülüğün dinamosu niteliğinde. Binlerce gencimiz şubelerimizde yardım dağıtım çalışmalarına katılıyor. Bu bizim için daha fazla insana ulaşabilmek anlamına geliyor.
Uluslararası arenada Kızılay nasıl bir itibara sahip? Temsil kabiliyeti nasıl ve imkânları yurtdışı hizmetlerde hangi kaliteye sahip?
Her nerede insan ızdırabı varsa Kızılay orada olmaya çalışıyor. Bu bizim için bir zorunluluk değil, çalışma sistemimizin bel kemiğidir. Somali’de, Filistin’de, Myanmar’da, Nepal’de, Bangladeş’te, Pakistan’da, Filipinler’de, Afganistan’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok coğrafyada yürüttüğümüz insani yardım operasyonları dil, din, ırk, millet, cinsiyet ayrımı gözetmeme, ilkemizin bir gereğidir.
Kısacası, bu coğrafyalarda bizim varlığımızın bir anlamı var. Bağışçılarımızın, destekçilerimizin ve devletimizin beklentisi de bu yönde. Değişen dünyada Kızılay olarak biz de yeni kapılar aralamalıyız, uluslararası yardımları daha çok arttırmalıyız. Son yıllarda bizi gündeme daha çok taşıyan bu insani yardım çalışmaları bu düşüncenin eseri. Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum: Kızılay önümüzdeki yıllarda daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşmak için çalışacak. Buna hem gücümüz hem de operasyonel kabiliyetimiz imkân verir durumda.
Sağlık ve eğitim hizmetlerinde Kızılay, son dönemde yeni açılımlara gebe mi? Doktor, hastane, hemşire yetiştirmek gibi bir çalışması var mı?
Açlık ve kıtlıkla mücadele eden ülkelerde Beslenme Sağlığı Merkezleri kurulacak. Bu alanda global işbirlikleri artırılacak. Yine bu ülkelere yönelik beslenme personeli yetiştirilecek. Uluslararası Kızılay Hemşirelik ve Halk Sağlığı Okulları açılacak. Burada yetişen hemşireler Afrika ülkeleri ve benzeri durumdaki ülkelerde istihdam edilecek.
Ülkemizde ise ölmek üzere olan hastanın acılarını hafifleterek, onurlu ve huzurlu bir şekilde ölmesi için gerekli hizmetlerin sağlandığı Destek Evleri (Hospis) açılacak. Bu merkezler Türkiye’de ilk olacak. Hasta ve ailesine, ölüm ve yas süreçlerinde tıbbi, sosyal, psikolojik ve dini destek sağlanmış olacak. Ayrıca Geriatri (Yaşlı Bakım Merkezi) merkezleri açılacak.
Her türlü afet senaryolarına yeterince hazırlıklı mısınız? Bu konuda halk eğitimi gerekli değil mi? Kim yapıyor? Koordinasyon içinde olduğunuz başka kurumlar var mı?
Kızılay yurdumuzda meydana gelen doğal afetlerde, felaketzedelerin acılarına ortak olur; afetzedelere acil barınma ve beslenme olanağı sağlar. Kuruluşundan bu yana afete hazırlık ve afetlerde halkın gereksinimlerini karşılamaya yönelik çalışmalar yürüten Kızılay, ulusal ve uluslararası alanda bütün bu çalışmalarıyla saygınlık kazanmıştır. Bölgesel ve Yerel Afet Müdahale ve Lojistik Merkezleri ile afete hazırlık, afet müdahale ve afet lojistik sistemini, ülke çapında yaygınlaştıran Kızılay, bu ağ ile dünyanın en iyi örgütlenmiş afet sistemlerinden birisine sahiptir. Kızılay’ın, 300 bin kişiye ulaşan acil barınma ve beslenme kapasitenin temel malzemeleri olan çadır, battaniye, uyku tulumu, katalitik soba ve mutfak araç gereçleri 8 bölgeye dağıtılarak, afetzedelere daha hızlı hizmet götürme anlayışı hayata geçirilmiştir. Her türlü afete hazır bir Kızılay için, depoların modernizasyonu, malzeme standardizasyonu ve uluslararası stoklama koşulları oluşturulmuş ve malzemeler afete sevk edilecek duruma getirilmiştir.
Ayrıca geçici yerleşim alanında afetzedelerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesine yönelik modeller hayata geçirilmiştir. Beslenme alanında ise ‘Mobil Ekmek Fırını’, ‘Mobil Mutfak’ ve ‘Mobil İkram Araçları’ ile daha kaliteli ve hızlı hizmet sağlanmaktadır.
Toplumu afetler konusunda bilinçlendirmek, güvenli yaşam için edinilmesi gereken temel bilgileri, bunlardan korunma yöntemleri ile Kızılay’ın hizmetleri konusunda farkındalık yaratmak amacıyla hazırladığımız “Kızılay İle Güvenli Yaşamı Öğreniyorum” kitabını, yüzbinlerce öğrenci ve öğretmene ulaştırdık. Öğretmen, muhtar ve din görevlisi gibi doğal liderlerin toplumsal yaşantı üzerindeki etkilerinden yola çıkılarak toplum liderleri aracılığıyla olası afet risklerini azaltmak ve afetlere karşı hazırlıklı olmak amacıyla ise “Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi” başarılı bir şekilde yürütülmüştür. TLT, önemli bir sosyal çalışma olmakla beraber, aynı zamanda Kızılay Şubelerinin yerelde çeşitli alanlarda kurumlar arası işbirliği geliştirmesinin de önünü açmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından desteklenen “Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi” ile yüzlerce şube eğiticisi yetiştirilmiştir. Profesyonel ve gönüllü olan eğitmenlerle yüz bini aşkın toplum liderine; cuma hutbe ve vaazları ile de milyonlarca Müslüman vatandaşımıza ulaşılmıştır.
İnsana dair çalışmak, nesnesi insan olan bir hizmet veriyor olmak nasıl bir duygu?
Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, yapılan işin lafla anlatılması da hoş karşılanmaz ya, işte o yüzden genelde gizli kahramanlardır Kızılaycılar. Kendi ihtiyaçlarını hiçe sayarak ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan Kızılaycıların isimleri, bir yardım destanının satırlarına altın harflerle yazılır. Çatı olur, battaniye olur, yemek olur, ihtiyaç duyduğunda dayanacak dost bir omuz olur Kızılaycılar. Beraber ağlarlar, beraber gülerler. Bir insana yardımcı olabilmek onu hayata bağlamak Kızılaycıların yaşadığı bütün zorlukları alır gider.