Murat Bey merhaba. Lezzet Ormanda Instagram sayfasında güzel içerikler hazırlıyorsunuz. Bu sayfanın doğuşu ormanda yemek yapmak ve bunları paylaşmak fikri nasıl doğdu. Süreçten bahsedebilir misiniz?
Merhaba! Lezzet Ormanda Instagram sayfasının doğuşu, benim doğaya olan ilgim ve yemek yapma tutkumun birleşmesiyle ortaya çıktı. Çocukluğumdan beri yemek yapmayı seviyorum, ama doğaya dönme sürecim ise yaşadığım bir kayıpla başladı. Bu dönemde kendimi doğanın kollarında buldum ve orada vakit geçirdikçe, doğada yemek yapmanın hem terapi edici hem de inanılmaz keyifli olduğunu fark ettim. İnsanlara doğada basit ama lezzetli yemekler yapabileceğimi göstermek ve bu deneyimi paylaşmak istedim.
Başta sadece kendim için bir kaçıştı ama zamanla paylaştığım içeriklerin insanlara da ilham verdiğini görmek, beni daha fazla içerik üretmeye sevk etti. Bu süreç doğal bir şekilde gelişti, hem doğayla hem de yemekle olan bağımı daha da güçlendirdi. Şimdi ise her seferinde doğada yeni bir şey denemek, insanlara bunu göstermek bana büyük bir keyif veriyor.
Tokat Erbaalısınız sanırım. Çekimlerinizi nerelerde yapıyorsunuz. Mekân seçimlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Evet, Tokat Erbaalıyım. Çekimlerimin büyük bir kısmını Tokat ve çevresindeki doğa harikası yerlerde yapıyorum. Mekân seçimlerinde ise genellikle doğal, sakin ve bakir yerler olmasına dikkat ediyorum. Doğanın içinde olabildiğince az insan müdahalesi olan, sessiz yerler tercih ediyorum. Ayrıca su kaynaklarına yakın yerleri seçmek benim için önemli, çünkü suyun sesi ve doğanın verdiği huzur yemek yaparken de güzel bir atmosfer sağlıyor. Aynı zamanda mevsime uygun olarak mekân seçimi de yapıyorum, her mevsimin farklı bir güzelliği var ve bunu yansıtmaya çalışıyorum.
Tarımla, toprakla uğraşanlar bilir. Tarlada, bahçede yenen yemek daha lezzetli gelir. Sizin konseptiniz de bu paralelde. Doğada yenen yemeğin lezzetli olmasıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Kesinlikle haklısınız, tarla veya bahçede yenen yemeklerin lezzeti bambaşkadır. Doğada yenen yemek, sadece damak zevki açısından değil, ruhsal olarak da farklı bir tat bırakır. Bunu hem tarlada çalışanlar hem de doğada vakit geçirenler iyi bilir. Toprağa, havaya, suya daha yakın olduğunuzda, yediğiniz her şey daha anlamlı ve daha lezzetli gelir.
Benim konseptimde de doğada yemek yapmanın ve yemenin bu ruhunu yakalamak çok önemli. Yemek, doğada yetişen malzemelerle, doğanın ritmine uyum sağlayarak hazırlandığında, hem basit hem de derin bir tat ortaya çıkar. Sadece malzemelerin tazeliği değil, bulunduğunuz ortamın verdiği huzur, sakinlik ve doğallık da yemeğin lezzetine katkı sağlar. Doğada yemek yemek, tüm duyularınızı harekete geçirir; yemeğin kokusu, doğanın sesi, taze havanın ferahlığı bir araya gelince lezzet adeta katlanır. O yüzden doğada yediğiniz her şey, normalde olduğundan daha lezzetli gelir.
Kendi bahçeniz var mı? Eğer varsa, orada neler yetiştiriyorsunuz ve bu ürünleri yemeklerinizde nasıl kullanıyorsunuz?
Evet, kendi bahçem var ve paylaşımlarımda da bazen bahçeden topladığım ürünleri kullanıyorum. Bahçemde domates, biber, salatalık gibi sebzeler yetiştiriyorum. Ayrıca nane, maydanoz ve özellikle biberiye gibi aromatik otlar da var. Biberiye, et yemeklerine verdiği güzel aroma sayesinde mutfağımın vazgeçilmezlerinden biri. Kendi yetiştirdiğim bu doğal ürünleri yemeklerimde kullanmak lezzeti artırırken doğaya olan bağımı da güçlendiriyor. Bu ürünlerin taze olması, doğada yaptığım yemeklere ayrı bir keyif katıyor.
Doğada yemek yaparken hangi teknikleri kullanıyorsunuz ve yemeklerinizi lezzetli kılmak için neler yapıyorsunuz?
Doğada her çeşit yemeği yapmayı seviyorum ve etten tavuğa, sebzeden deniz ürünlerine kadar geniş bir yelpazede yemekler hazırlıyorum. Yemeklerin lezzetli olması için doğru malzemeler kadar doğru teknikler de çok önemli. Baharat kullanımında ise oldukça dikkatliyim, her yemeğin doğasına uygun baharatlar seçiyorum. Biberiye, kekik, karabiber, pul biber, kimyon, defne yaprağı gibi doğal ve aromatik baharatları sıkça kullanıyorum. Özellikle et ve tavuk yemeklerinde biberiyeyi çok tercih ederim, çünkü bu tür etlere mükemmel bir aroma katar.
Toprağa gömme tekniği de doğada yemek yaparken sıkça kullandığım bir yöntem. Et ya da sebzeleri doğrudan toprağa gömüp pişirmek, yemeğe eşsiz bir is kokusu ve toprak aroması katıyor. Bu yöntemde genellikle büyük bir çukur kazıp, içine köz yapıyor ve yemeği toprağın altına gömerek yavaş pişmesini sağlıyorum. Bu da yemeğin, suyu içinde hapsolmasını ve daha lezzetli olmasını sağlıyor.
Ayrıca yavaş pişirme tekniklerine de önem veriyorum. Özellikle ateş üzerinde düşük ısıda uzun süre pişirilen etler, çok daha yumuşak ve lezzetli oluyor. Marine teknikleri de önemli. Etleri ve tavukları genellikle biberiye, kekik ve sarımsakla marine ederek daha aromalı hale getiriyorum. Doğru malzemelerle ve sabırla yapılan her yemek, lezzetini doğadan alarak çok daha tatmin edici hale geliyor.
Kendinize ait özel tarifleriniz var mı? Varsa, bunlardan bahsedebilir misiniz?
Evet, kendime ait özel reçetelerim var. Özellikle uzun saatler süren, sabır ve özen gerektiren tarifler benim olmazsa olmazlarım arasında. Mesela, taşları ısıtıp toprak altında pişirdiğim kuzu kaburga, dana asado gibi tarifler en çok önem verdiklerimden. Bu tür yemekler hem doğada yetişen malzemelerle hem de geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor, bu da lezzetlerini çok özel kılıyor.
Sosyal medyadaki başarınızın sırrı nedir? Takipçilerinizle olan bağınızı nasıl kuruyorsunuz?
Başarımın temelinde samimiyet ve doğallık yatıyor. Yemek yaparken, içeriklerimi paylaşırken hep içimden geldiği gibi hareket ediyorum. Doğada yemek yapmak ve doğanın sunduğu malzemeleri kullanarak tarifler geliştirmek bana hem büyük keyif veriyor hem de takipçilerimle daha yakın bir bağ kurmamı sağlıyor. Bir diğer faktör de sabır ve özveri. Özellikle uzun süren yemek hazırlıkları gibi zahmetli işler, doğru yapıldığında takdir topluyor. Ayrıca, takipçilerimle olan etkileşimime önem veriyorum, onlara samimi bir dille yaklaşıyorum. Bu bağın da başarımda önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
Bu güzel röportaj için teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ederim, güzel sorularınız ve ilginiz için. Size ve değerli okuyucularınıza selamlar.