Dijital ebeveynliğin en temel görevi sizce nedir? Ebeveynler hangi konularda bilgi sahibi olmalılar?
Dijital ebeveynliğin temelinde beş basamak vardır; dijital okuryazarlık, farkında olma, kontrol, etik, yenilikçilik. Ebeveynlerden bu alanlarda bilinçlenmeleri ve olgunlaşmaları beklenir. Kendimize şu soruları soralım: “Dijital okuryazarlık konusunda herhangi bir eğitime katıldım mı? Bu konuda çocuğumla açık bir konuşma yaptım mı? Dijital etik deyince aklıma gelen net ilkelerim var mı, yoksa genel-geçer kurallarla mı yetiniyorum?”
Bu sorular, dijital ebeveynliğin sadece bir kavram değil, aynı zamanda günlük hayatımıza yerleşmesi gereken bir bilinç hali olduğunu hatırlatır. Ebeveynliğimizin dijital yönünü geliştirmek, çocuğumuzun dijital dünyada daha güvenli ve bilinçli bir birey olmasının temelidir.
Ekran süreleri konusunda yaş gruplarına göre nasıl sınırlamalar öneriyorsunuz? Küçük yaş grupları ve ergenler için yaklaşımlar nasıl farklılaşmalı?
Yaş grupları için uzmanların dünyada ve Türkiye’deki ekran süresi sınırları değişkenlik gösteriyor. Sabit bir kural varsa 3 yaş öncesinde sıfır ekran olması kuralıdır. Genel olarak günlük ekran süresi çocuğun yaşı çarpı 10 dakika olarak hesaplanır. Örneğin, 4 yaşındaki çocuk için 40 dakika olmasını isteriz. Tabii bu sürenin tamamını da tek başına ve tek seferde tüketmesin diyoruz. Günün farklı saatlerinde, ebeveyn eşliğinde 10-15’er dakikalar olacak şekilde izlenmeli. Ancak yine de ekranı hiç vermeme gibi bir ortam sağlanıyorsa öylece devam edilmeli. Fransız araştırmacı Desmurget, 7 yaşın öncesinde ekran vermeyin diyor. Ekrandaki süre kadar içerikler de bir başka dikkat bekleyen konudur. Dengelemek bu konuda önemlidir.
Dijital dünyayı kuranların niyetlerini bilmek neden önemli? Bu konuda ebeveynler çocuklara nasıl bir bakış açısı kazandırmalı?
Tüketici ve üretici olmayı anlayabilmek dahası dijital dünyaya karşı irademizi daha etkin kullanabilmemiz için bu dünyayı kuranların amaçlarını bilmememiz önemli. Kasti bir kötülük aramaksızın öğrenmektir bu. Mesela, “Benim tek düşmanım uykudur.” diyen bir sosyal medya platformu kurucusu acaba neyi hedeflemektedir diye düşünmeliyiz. Çocuklarımıza dijital dünyanın da üretilen bir konu olduğunu anlatalım. Saç kurutma makinesi saçımızın daha hızlı kurumasını sağlarken radyasyon yayarak bizi elektronik zehire maruz bırakıyor. Saç kurutma makinesini gerekli olduğu kadar kullanmayı öğreniriz o zaman. Dijital dünyaya karşı yaklaşımımıza da böyle somutlaştırarak çocuklara aktarabiliriz.
Günümüzde çocukların dil gelişiminde karşılaştığımız sorunlar nelerdir ve ekran kullanımı bunu nasıl etkiliyor?
Çocukların dil gelişimi doğum öncesinden başlar aslında. Dil iletişim yoluyla aktarılır ve iletişim yalnızca kelimelerle olmaz. Bazen sesler (önce babıldama dönemi vardır çocukların) bazen mimikler (duygu içeren ifadeleri okur) bazense kelimeleri tekrar eder. Bu öğrenmeleri gerçek yaşamla kazanabilir. Tek kelimelerle ifadeye başladığı bir yaştan, cümle düzenini kurabildiği 5-6 yaşlara kadar artarak devam eder bu öğrenme. Ancak birebir iletişim kurduğu zaman ilerleme kaydeder. Ekranın karşısındaki çocuk öğrenmez, sadece ezberler. Dolayısıyla dil gelişimine birebir zarar verir. Beklenen dil gelişimini gösteren çocuktan 4 kat daha gerilerde kalır ekrana maruz kalan çocuk. Bu da düşünme becerilerini zayıflatır. Yani ekran uyuşturur ve beyin fonksiyonlarını da olumsuz yönde etkiler.
Ebeveynlerin kendi ekran kullanımlarını düzenlemeleri neden önemli? Rol model olmak için neler yapılabilir?
Çünkü görgülü kuşlar gördüğünü işler. Çocuklar sözlerimize değil, davranışlarımıza bakarlar. Çocuğumuzun söz konusu olduğu her alanda bu düstur geçerlidir. O sebeple çocuğu yetiştirmekle değil, kendimizi yetiştirmekle meşgul olacağız. Dijital ebeveynlik konusunu bu yüzden anlatmaya çalışıyorum. Öncelikle ebeveynler dijitali zihinlerinde ve yaşamlarında anlayıp pratikleştirecekler, daha sonra çocukları onlardan görecek. Okumalar yapmaya, fırsat bulduğumuzda eğitimlere katılmaya, aile ilişkilerini sıkılaştırmaya ve dengeli olmaya özen göstererek rol modelliklerini inşa edebilir dijital ebeveynler.
Yatmadan önce ekran kullanımının sınırlandırılması neden önemli? Bu konuda nasıl bir düzen kurulabilir?
Uyku öncesinde bedenimizin gevşemeye ihtiyacı vardır. Mavi ekran ışığı uykumuzu getirecek olan melatonin hormonunun vücudumuzda salınmasını geciktirir. Yani gözlerimiz karanlıkta kalmayı ve uykuya geçmeyi isterken biz ona gündüz olduğunu hissettirecek mavi bir ışık tutmuş oluruz. Ekranda meşgul olduğumuz konuyla ilgili düşündüğümüz için de beynimiz rahatlayamaz ve vücudumuza gevşeme komutu veremez. Böylece uykuya geçiş süremiz uzar. Bunlardan sakınmak için akşam olduğunda telefonlarımızın night shift ekran ışığını açmalıyız. Yatmadan bir saat önce ekran kullanımını sonlandırmalıyız ve telefonlarımızı uyku moduna ayarlamalıyız.
Çocukların kullandığı uygulamaları bilmek neden önemli?
Her insanda iyi özellikler ve kötü özellikler olduğu gibi her platformun da iyi ve kötü yanları vardır. Önemli olan bizlerin uygulamayı hangi amaç ile nasıl kullandığımızdır. Kullanma biçimlerimizi yeniden gözden geçirebiliriz. Her uygulamanın ayarlarına ve gizlilik bilgilerine göz atabilirsiniz. Ailenizin mahremiyetini koruyacak şekilde şifrelemeler yapıp kurallar koyabilirsiniz.
Çocuklarla dijital güvenlik konusunda nasıl konuşabiliriz? Konumu kapatmak, çerezleri temizlemek gibi alışkanlıkları nasıl kazandırabiliriz?
Dijital yerli olan çocuklarımız dijital kullanımlar konusunda hızlı öğrenebilirler. Bu sebeple düzenli aralıklarla belirlediğiniz konuda çocuğunuza eğitimler verin. Yanınıza çağırın ve şifre koymanın detaylarını önce cihaz üzerinden gösterin, daha sonra uygulamasına müsaade edin. Bunu neden yaptığınıza dair açıklamalar yapın. Kendi cihazı olana kadar bu tür güvenlik denetimlerini tek başına yapabilecek yetkinliği kazandırmanız siz ebeveynlere yardım edecektir. Zaten temelde beklenilen şey çocuğu sürekli kontrol etmek yerine bir süre sonra onun kendini koruyabileceği bir yetkinlik kazandırmaktır.
Ekran süresini kısıtlamak için yasaklar koymak yerine nelere dikkat edilmeli? Pozitif yaklaşım nasıl kurulabilir?
Çocuklar sınırları sever. Aile içindeki işlevsel sınırlar da bir sevgi göstergesidir. Ekran ile ilgili süre ve içerik konusunda ebeveynler ortak bir dil oluşturmalıdır. Bir ebeveynin kısıtladığını diğeri aşmamalıdır. Tutarsız olunursa çocuk sınır açıklarını hemen kullanır. Belli olan kuralları belki yazılı belki sözlü olarak çocuklara anlatırlar. Çocukların itiraz ettikleri yerlerde “Seni korumak bizim görevimiz, bu da bir korumadır.” diyerek kızmadan ama net bir şekilde söylerler. Çocukların anlam veremedikleri kuralları açıklarlar ve onların da eklemek istedikleri kurallar olup olmadıklarını sorarak üzerine konuşurlar. Bazen çocuklar da anne babalarının ekran kullanımlarına kısıtlama getirmek isterler. “Beraber oyun oynarken, yemek yerken siz de telefona bakmayın o zaman.” diyebilirler. Bu konuda haklılar. Çocukların da bu tür kurallar koymalarına izin vererek kuralları uygulamaya daha çok gönüllü olmalarına teşvik edebilirsiniz. Siz de kurallara uymalısınız!
Çocuklar internette uygunsuz içeriklerle karşılaştığında nasıl bir yaklaşım sergilemeliyiz?
Sakin olmalı ve anlamaya çalışmalısınız. Durumun nasıl gerçekleştiğini sakince dinlemeli, bir yetişkin olarak çocuğu koruyabileceğiz önlemleri almalısınız. Güvenlik önlemi, kısıtlama girişimi ve benzeri ne yapıyorsanız çocuğunuzun göreceği şekilde yapmalısınız ki çözüm sürecini bizzat gözlemleyebilsin. Bu süreçleri tamamladıktan sonra çocuğunuzun duygularını dinleyin. Eğer kızdıysanız veya korktuysanız bunu siz de dile getirin ve sonraki süreçte nelerin olmasını istemiyorsanız kurallarınızı yeniden çocuğa hatırlatın. Hata yapılabilir. Çok hızlı olan dijital dünyanın hayatımıza çok hızlı giren uygunsuzlukları oluyor. Her birine sinirlenemeyiz. Önlem almalı, sorun karşısında sakinlikle çözüm aramalı ve uygulamalıyız.
Türkiye’deki çocukların internet kullanım oranları ve alışkanlıkları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Rakamlara baktığımızda Türkiye eğlence amaçlı içerik tüketimi konusunda maalesef ki az gelişmiş ülkelerle yarışacak düzeyde bir seyir göstermektedir. Üzücü olanıysa bundan rahatsızlık duyulmaması.
Dijital detoks nedir ve ailece nasıl uygulanabilir?
Yoğun kullandığımız ekranların psikososyal olarak biriken toksinleri atmak adına yaptığımız kısa süreli ara vermelere dijital detoks diyoruz. Gün içinde bir saat ekrana bakmamak, haftada bir gün ekran kullanımını sıfıra indirmek, ayın bazı haftalarında sosyal medya hesaplarını dondurmak gibi eylemleri dijital detoks olarak nitelendiririz. Akşam vakitlerinde aile bireylerinin bir arada olduğu saatlerdir. Bu zamanlarda 2 saat televizyon izlememek, telefon kullanmamak veya dijital oyun oynamamak gibi dijital detokslar uygulanabilir. Evimizin bir köşesini teknoloji durağı yapabiliriz. Yemek saatlerinde veya uyumadan bir saat önce aile bireylerinin her biri teknolojik cihazlarını oraya park eder.
Okullarda dijital okuryazarlık eğitimi konusunda neler yapılmalı? Ailelerin bu süreçteki rolü ne olmalı?
Veli eğitimleri kapsamında yapılan eğitimler çok değerli. Ancak ebeveynlerin katılımlarının az olduğunu biliyorum. Öncelikle bir şeylere isteğimiz olmalı. Eğer bilgi almak için isteğimiz olursa pek çok yaygın eğitimden de faydalanabiliriz. Çevrim içi verilen eğitimler de var. Kendi deneyimlerim neticesinde hazırladığım bir modül eğitim hazırlığım var. Hem teori anlatacağım hem de ebeveynlere uygulama yaptırarak dijital ebeveynlik konusunda yetkinlik kazanacakları bir süreç oluşturmaya çalışıyorum. Bununla birlikte Dijiveyn podcast kanalımdaki her bir bölüm dijital okuryazarlığı detaylandıracak içeriktedir.
Siber zorbalık hakkında ailelere ne gibi önerileriniz var? Çocuklar siber zorbalıkla karşılaştığında neler yapılmalı?
Siber zorbalıkla karşılaşmamak için önleyici çalışma olarak çocuklarıyla iletişimlerini kuvvetlendirmeli ebeveynler. Sen dili yerine ben dili kullanarak, açık bir iletişim biçimiyle, aktif dinleyici olarak iletişimlerine seviye atlatabilirler. Siber zorbalığı anlamak için çocuğunuzu iyi gözleyebilmeniz gerekir. Normalde davrandığından farklı davranmaya başladığında, akademik başarısında düşmeler olduğunda, hareketli bir çocukken sakin davranmaya başladıysa, sessizken daha sessizleşmişse, içine kapanma davranışı gösteriyor ve daha korku dolu bakıyorsa; tüm bu belirtilerin bir taneden fazlasını aynı zamanda gösteriyorsa o zaman çocuğunuzla konuşmanızın tam zamanı. Detaylar için Dijiveyn podcast kanalında “siber zorbalık” isimli bölü dinleyebilir, “Siberay” ve “Güvenliweb” sitelerinin içeriklerini takip edebilirler.