Zor İnsanlarla Nasıl Başa Çıkılır ? / Uzman Psikolog Zehra Erol

60-zor-insanlarZor kişilik dediğimizde ne anlamalıyız? Karakteristik özellikleri nelerdir?

Zor kişilik dediğimizde tek tip kişilerden bahsetmiyoruz. Farklı özelliklere sahip olanları vardır.

Duygu ve dürtü kontrol güçlüğü olanlar: Duygusal dalgalanmalar ile açığa çıkarlar. Çok iyi hissederken, birdenbire kendini kötü hissedebilir. Kendini algılayışında da aynı değişimler vardır. Bazen kendine çok güvenli davranır. Birden çok güçsüz hisseder. Yakınları “tutarsız veya değişkenliğine” vurgu yapar.

Agresifler: Bu kişiler genellikle “mağdur” olduklarına inanırlar. Rahatsız oldukları durum ve olaylara ilişkin yoğun eleştiriler yaparlar. Kendilerinin de istemedikleri durumlarla karşılaşmaları nedeniyle mağdur olmamak adına süreci veya karşı tarafı kendi istediği şekilde manipule etme çabasına girerler. Bu kişiler farklı şekilde tepki verebilirler. Kontrolsüz bağırıp tepki gösterme, insanları değersizleştirme, hakaret etme, aşağılama, alay etme davranışları gösterirler.

Sürekli şikâyet edenler / Yargılayıcılar: Bu kişiler çevresindekilerin her şeyi en iyi şekilde ve tam yapmasını isterler. Günlük rutin içindeki en ufak olumsuzluklara karşı aşırı hassastırlar. Hemen fark edip düzeltilmesini isterler. Bu kişilerle birlikte yaşayan kişiler zamanla durumu tolere etmekte zorlanır. Bu durum tekrarlanırsa sonuç getirmeyen tartışmalara neden olabilir veya diğer kişi bir müddet sonra eleştirilmemek adına aşırı çaba göstermeye başlar ve zamanla kaygıları artar. Bu kişilerin yakınları onları “ne yapsam mutlu olmuyor” sözleri ile tarif eder.

Sessizler: Sözlü ve davranışsal geri bildirimi çok az kullanırlar. Yaşanan olaylar sonrasında çok kısa net “evet, hayır” kullanırlar. İlişkilerde sorunlar açığa çıktığında problem üzerinde konuşmak bu kişilerle oldukça zordur. Evet, hayır, tamam gibi çok kısa cevaplar verirler. Ne istedikleri, neden hayır dedikleri konusunda açıklama yapmazlar. Bu tutumları da yakınlarının öfkelenmesine neden olur. Bu kişilerin eşlerinde ve çocuklarında sıklıkla “ne istiyor anlamadım, ne düşündüğünü bilmiyorum ki” sözlerini sıklıkla duyarız.

Kendi merkezliler: Kendilerinin özel ve farklı olduğuna inanırlar. Bu nedenle de insanlardan farklı muamele beklerler. Ayrıcalıklı olduklarına inandıkları için özel ilgi beklerler, kendi istek ve ihtiyaçlarının giderilmesine odaklıdırlar. Bu kişiler için empati yapmak oldukça zordur. Samimi, içten, yakın ilişki kurmakta oldukça zorlanırlar.

Alışılagelmişin dışında, düşünce ve davranışlara sahip olan kişiler: Sosyal ilişkileri sınırlı, arkadaşlık kurmakta zorlanan kişilerdir. Alışılagelmişin dışında duygu ve düşünceleri nedeniyle toplumdan uzaklaşmışlardır. Çevresindeki kişiler tarafından; uzak, mesafeli veya soğuk kişiler olarak tanımlanırlar. İnsanlarla bir aradayken rahat değildirler. Bu nedenle yakın ilişki kurmak veya evlenmek bu kişiler için oldukça zordur. Evlenseler dahi eşleri tarafından da “duygusuz, soğuk, mesafeli” olarak tanımlanırlar.

Bir yetişme bozukluğu mudur? Mizaç ya da huy ile alakası var mıdır? Çocukluktan belli olur mu?

Mizaç, genetik temeli olan özelliklerimizdir. Kişiliğinde zorlayıcı özelliklere sahip bireylerin bu niteliklerinin genetik faktörlerle de alakalı olduğu söylenmekle beraber kesin bir veri yoktur. Genetik faktörler, çevresel faktörler ve özellikle çocukluk çağındaki travmalar bu özelliklerin gelişiminde rol oynar. Bu bireylerin aile öyküsünde aile içi sorunlar, travmalar, ilgisizlik, şiddet, parçalanmış aile, ihmal sık görülür. Bu özellikler çocukluk döneminde görülse dahi daha belirgin olarak açığa çıkması ergenlik çağının sonudur.

Ahlaki bir sorun diyebilir miyiz? Değiştirilip dönüştürülebilir mi? Zor kişileri değiştirmeye uğraşmalı mıyız? Zor insanlarla zorlanmadan baş etmek mümkün mü?

Bahsettiğimiz durum psikolojik bir sorundur. Birey, düşünce biçimi, duyguları ve davranışları ile bir bütündür. Bu bütünü etkileyen unsurlar kişinin değer yargıları, inançları, toplumun yapısı, kurallarını da içerdiğinden ahlaki boyutu da vardır. Zorlayıcı kişilik özelliklerine sahip bireylerin davranışları genellikle katı ve dirençlidir. Kişilik özellikleri üzerinde çalışmak, bu soruna sahip bireyin kendisinin iş birliği ile mümkündür. Kendi davranışlarını veya tutumlarının kendisini ve çevresini nasıl etkilediğini anlamaya çalışması en önemli adımdır. Kişinin iş birliği olmadığında zorlamak bir sonuç getirmez. Özellikle zorlayıcı davranışların ilk aşamada hemen fark edilip yardım alınması oldukça önemlidir. Bu özelliklerle esneme ve değişim uzun soluklu ve düzenli terapi ile mümkündür. Yakınlarının bu anlamda yapabileceği, nasıl iletişim kurulacağı veya nasıl tepki vereceği konusunda destek almak ve baş etme yöntemleri geliştirmektir. Zor kişilik dememizin nedeni bu kişiler çevresi için oldukça zorlayıcıdırlar. Baş etme sürecinde de güçlükler mevcuttur.

Öfke kontrolü ile ilgili problemleri var mıdır? Pasif agresif kişilik ya da narsist diyebilir miyiz? Zor insanların uyum sorunlarına dair neler söyleyebiliriz?

Bu kişiler psikiyatrik sınıflamada kişilik bozuklukları olarak değerlendirilir. Kişilik bozukluklarının farklı türleri vardır.

A kümesi: Bu kümede tuhaf, alışılagelmişin dışında, farklı düşünce ve davranışlar belirgindir. Paranoid kişilik bozukluğu, şizotipal kişilik bozukluğu, şizoid kişilik bozukluğu.

B kümesi: Duygusal değişimler, duygu ve dürtü kontrol güçlükleri ile birlikte öngörülemeyen düşünce ve davranışların ön planda olduğu kişilik örgütlenmeleridir. Antisosyal, borderline, histrionik ve narsistik kişilik örgütlenmeleri.

C kümesi: Endişe, korkunun ön planda olduğu düşünce ve davranışa yansıdığı kişilik bozukluklarıdır. Çekingen: Bağımlı ve obsesif-kompülsif kişilik bozukluğu bu küme altındadır.

Ancak bazı durumlarda kişilik bozukluğu olarak belirgin tanımlanmasa da yukarıda bahsettiğimiz tekrarlayıcı özelliklere sahip kişiler de ilişkide zor kişiliklerdir. Antisosyal, borderline, histrionik ve narsistik kişiler de öfke kontrol dorumları veya duygusal hızda değişimler mevcuttur.

Zor kişilerle birlikte yaşayan insanları bekleyen genel durumlar nelerdir? “İnsan başka davranışları başkadır.” yaklaşımıyla zor kişilerle baş edilebilir mi? “Zor” kişiliklerle nasıl iyi geçinebilirsiniz?

Zor kişilerle yaşayan kişileri bekleyen en önemli sorunlar uzun vadede depresyon veya kaygı ile ilgili problemlerdir. Tekrarlayıcı ve zorlayıcı davranışların yarattığı huzursuzlukla başa çıkmak kolay değildir. Bu kişiler, karşısındaki kişinin ihtiyaçlarına ve duygularına yeteri kadar duyarlı olmadıklarından yakın ilişki içinde oldukları kişiler; kendilerini zorlanmış, sınırları işgal edilmiş veya ihmal edilmiş hissedebilirler. İnsan davranışları ile de bir bütündür. Uyumu bozan erken yaşta öğrenilmiş davranışların dönüştürülmesi veya daha uyumlu hale getirilmesi önemlidir, bu da profesyonel destek gerektirir. Uzun süreli ve düzenli terapi ile mümkündür.

Bu kişilerle ilişkide dikkat edilmesi gereken unsurlar:

-Öncelikle iyi dinlemek ancak sözleri kadar davranışlarına da dikkat etmek gerekir. Beklentilerinizi oluştururken sözlerle davranışları birlikte ele almak iletişiminizi kolaylaştırır. İlişki ile ilgili farkındalığınız artar.

-Karşınızdaki kişinin size mantıksız gelen uyumlu olmayan davranışları için hemen hızla karar vermeyin. Bu davranışların altında endişe, korku vb. duygular yatıyor olabilir. Ne yapması gerektiğini, nasıl uyumlu davranabileceğini anlatmak yerine davranışların nedenini anlamaya çalışın.

-Sizden istedikleri, sınırlarınızı zorluyor ise “hayır” demeyi geliştirin.

-Yaptıklarınızla ilgili eleştiriyor, beğenmiyorsa savunmaya geçmeyin.

-İddialaşmak, haklılığınızı ispatlamak çabası ile iletişim kurmamak. Siz yaptığınız davranışınızdan eminseniz kararlı kalmalısınız.

-Siz de zorlanabilir, hata yapabilirsiniz, bu konuda kendinize toleranslı olun.

Haklılık-güçlülük ilişkisi açısından zor kişileri değerlendirir misiniz?

Bu kişilerin uyum sorunları, ilişki problemleri yaşamalarının en önemli nedenlerinden biri, yaptıkları davranışları çoğunlukla haklı görmeleridir. Davranışları için hep haklı bir nedenlerinin olmasıdır. Kendilerini güçlü görmek adına haklı olduklarını kendileri ifade etmek yanında çevreden de duymak isterler. Eleştirilmek, yanlış yapmak veya bazı zor kişiliklerde olduğu gibi duygularını göstermek zayıflık olarak algılanır. Bunun için sürekli mücadele ederler.

Zor kişiliğin evlilik hayatına yansımaları nasıldır?

Zor kişiliklerle evliliğin en zor yanlarından biri davranışlarının, düşüncelerinin sadece size yönelik olmadığını bilseniz de bir süre sonra kişisel almaya başlarsınız. Size kendi fikirlerini ifade ederken bunların gerçekte ne kadar uygulanabilir olduğunu ayırt etmediği için sizden beklentileri gerçekçi olmayabilir. Bu yaklaşımları partneri için oldukça zorlayıcıdır. Zor kişiler evlilikte yaşanan sorunları eşinin çözmesini beklerler. Kişisel sorumluluk kavramının gelişmemiş olmasının nedeni, sorumluluk tanımını kendine göre yorumlamasıdır. Hal böyle olunca da ilişkide sorumluluk dengesini de sarsmaktadır. Çatışmanın dozunda artışa sebep olur. Bazen bu yüksek tonda ses ve davranışlarla bazen de derin bir sessizlikle sürer. Sorunların çözümü bir taraftan gelmeyince, eş, sorunun çözümü adına da fazla sorumluluk alabilir. Ancak bu noktada bu uzun vadede kişinin tükenmesine, depresyona veya gelecekle ilgili endişelere neden olabilir. Bu noktada evlilik terapisi desteği alabilir. Ancak zor kişilik “benim sorunum yok” diyerek katılım göstermek konusunda da direnç gösterebilir. Bu noktada yorulan eşin bireysel bir yardımla kendisini güçlendirmesi oldukça önemlidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.