Ramazan ve Çocuk / Uzman Klinik Psikolog İrem Oturaklıoğlu

Çocuklarla kurduğumuz iletişim dili ve Ramazan ayı çocuklara nasıl anlatılmalı?
Çocuklarla iletişim kurarken dikkat etmemiz gereken çok fazla husus var. Bir olayı çocuğun nasıl anladığı kadar, çocuğa bizim nasıl anlattığımız da bir o kadar önemlidir. Dini değerler eğitimi de aynı şekilde dikkat etmemiz gereken hassas bir noktayı bizlere gösterir.
İlişkilerin temeli iletişimle kurulur. Bir sorunumuz olduğunda, yeni bir şey öğrendiğimizde, sevindiğimizde, hüzünlendiğimizde sevdiklerimizle paylaşmak isteriz. Bazen sözel iletişim dediğimiz konuşma diliyle, bazen sözel olmayan iletişim aracı olan beden hareketleri, jest ve mimikle hissettiğimiz duyguları ve zihnimizden geçen düşünceleri karşı tarafa yansıtabiliriz.
İlişkilerin temeli iletişim dedik ama söz konusu çocuklarsa bazen anlatırken zorlanıyoruz. Çocuklarımız anlattıklarımızın ne kadarını nasıl anlayabilir?
Burada şunu bilmemiz gerekiyor, çocukların soyut kavramları 11 yaşından sonra gelişmektedir.
Şimdi de akıllara şu soru gelebilir, peki İrem Hanım biz soyut kavramları gelişmeden çocuğun sorduğu soruları yanıtsız mı bırakacağız?
Hayır tabii ki. Çocuğu hayal dünyasıyla baş başa bırakıp gelişmesini sağlamalıyız ama zihnindeki düşüncelerle boğuşup anlam karmaşası yaşamaması için çocuğumuzu yalnız bırakmamalıyız.
Bu noktada ben de sizinle şu altın soruyu paylaşabilirim.
Çocuklara ne anlatırsak anlatalım ilk olarak çocuğun o konu hakkında ne bildiğini sormalıyız.
“Sen bu konu hakkında ne biliyorsun?”
Çocuktan aldığımız dönüt sonrasında bilgilerimizi yine çocuğumuzun anlayabileceği ölçüde, yaşına uygun, soyut kavramları düşleyebileceği ölçüde anlatmalıyız.
Peki, çocuğumuz bizim Ramazan ayında oruç tutmamızı (aç kalmamızı), gece uyanıp sahur yapmamızı (uykumuzu bölmeyi), ezanla birlikte iftar açmamızı (öncesinde hiçbir şey yemememizi), gündüz mukabele okunmasını, gece teravih namazı kılınmasını anlamlandıramayabilir. Çocuk, parantezlerde ifade ettiğim gibi Ramazan ayına farklı anlamlar yüklemeden ya da yaptıklarımızı anlamlandıramadan biz çocuklarımızla Ramazan ayını ve vecibelerini konuşmalıyız.
Çocuklarımızla iletişime geçerken bazen her şeyi nasihat eder gibi anlatıyoruz. Baştan sona paragraflarca açıklıyoruz. Çocuklarımız Ramazan, oruç, iftar, sahur, mukabele, teravih gibi hayatlarına yeni giren kavramları ilk olarak bizlerden sosyal öğrenme dediğimiz gözlem yöntemiyle öğrenmelidir. Çocuklar şiddet gibi kötü alışkanlıkları bizden öğrenebileceği gibi, kitap okuma, ibadet etme gibi davranışları da yine bizlerden gözlemleyerek öğrenecektir.
Çocuklarımıza ne anlatırsak anlatalım kısa, net ifadeler kullanmalıyız. Özellikle 3-5 yaş dönemindeki çocukların odaklanma süresi kısadır. Göstererek anlatabilirsiniz, çocuğunuzu da kendi ibadetlerinize dâhil ederek Ramazan’ı ve Ramazan ibadetlerini anlatıp yaşayabilirsiniz. Mesela süreç şu şekilde ilerleyebilir: Sahura kalktığınızda çocuğunuz uyandıysa, ertesi gün yemek yemeyip su içmeyeceğinizi böylelikle oruç tutma ibadetini gerçekleştireceğinizi anlatabilirsiniz. Eğer bunun sebebini sorarsa, vücudumuzun böylelikle dinlendiğini ya da gününü aç geçiren insanları daha fazla anlayabileceğimizi anlatabiliriz. Sahurun başlangıcının sabah ezanı, bir sonraki yemek yeme vaktinin ise akşam ezanı olduğunu belirterek akşam ezanı vaktine iftar adının verildiğini sabah ezanı vaktine de sahur adının verildiğini anlatabiliriz. Ramazan ayının her yıl bir ay, 30 gün kadar oruç tutulacağını ve bu bir ayda bir kez toplanılıp Kur’an-ı Kerim okunmasına mukabele adının verildiği anlatılabilir. Pandemi dönemiyle birlikte mukabele online ortamda gerçekleştiği için çocuğunuzun dilerse dinleyebileceğini ifade edebilirsiniz.
Çocuğunuz oruç tutmak isterse bu durum karşısında çocukluk döneminde büyümeye özendirilen “Sen daha küçüksün, olmaz, büyüyünce tutarsın, senin miden ne kadar ki sanki yok oruç falan, sana daha günah yok, tutma, büyüyünce zaten tutacaksın.” şeklinde ifadeler kullanmayın. Çocuklarda bu tarz ifadeler yalnızca yetişkin olmaya dair duyulan arzuyu geliştirir. Bunun yerine çocukların uygulayabileceği şekilde oruç kavramını çocuklara işleyebilirsiniz. Öğle ezanı okunduğunda, ikindi ezanı okunduğunda çocuğunuza tıpkı iftar sofrası gibi sofra kurup çocuk orucu diyebilirsiniz. Bu sofrada da akşam iftarda olan hurma ve ramazan pidesi ile çocuğunuza yetişkin iftarı tadını yaşatabilirsiniz. Çocuklarınıza kendi çocukluğunuzun Ramazan aylarından bahsedebilirsiniz. Horozlu şeker, macun, pamuk şeker ve Karagöz Hacivat gösterilerinden bahsedebilirsiniz. Bu noktada ailelere özellikle pandemi döneminde evde geçirilen dakikaları can sıkıntısından eğlenceli hale dönüştürebilme adına Hacivat Karagöz oyununu gölge halinde, kuklalarla, çubuklarla evde canlandırarak oyun oynanabileceğini önermek isterim. Ses değişikliği, ritim algısı, Karagöz ve Hacivat gösterilerinin revize edilmiş halini canlandırarak evin tüm fertleri değişerek oynanılabilir. Dilerseniz metni iyileştirici öykü şeklinde Ramazan’ı anlatan bir metin haline de getirebilirsiniz. Evde birlikte horozlu şeker yapabilir, iftardan sonra birlikte yiyebilirsiniz. Ramazan ayında verdiğiniz zekât, sadakaların hükmünü küçük iyilikler eşliğinde çocuklarınıza anlatabilirsiniz.
Unutulmaması gereken bir şey, yaşımız kaç olursa olsun dinde zorlama yoktur. Mantığımızın almadığı bir şeyi hiçbirimizin uygulamadığı gibi, çocuklarımız da uygulamayacaktır. Oruç tutarken veya hiçbir ibadet noktasında çocuklarınızı lütfen zorlamayın. Anlatın, mantığına yatırmaya çalışın. Sorularını emin bir şekilde yanıtlayın. Eğer çocuğunuzun sorduğu soruları bilmiyorsanız, “Bu konu hakkında yeterli bilgim yok, araştırıp sana anlatmak isterim.” diyerek bilmediğinizi cesurca ifade etmelisiniz. Yine de yazımın başında da belirttiğim gibi her şeyden evvel uygulamadığınız bir şeyi çocuğunuzdan beklemeniz en büyük haksızlık olacaktır. Kendi yapmadığınız ibadeti, iyi çocuk, uslu çocuk yetiştireceğim düşüncesiyle çocuklarınıza dayatmamalısınız. Çocukluk çağında uygulanan baskılar yetişkinlik dönemde ruhta ciddi hasarlar oluşturmaktadır. Eğer Ramazan ayımızı çocuğunuza anlatmak için en öncelikli neye dikkat etmem gerek diye soracak olursanız, çocuğunuzla muhabbetinizi sıkı tutun. Çocuğunuz eğer size güvenirse, söylediklerinize de itimat edecektir.
Hepimizin Ramazan ayı mübarek olsun. Çocuklarımızın kendisi için doğru olanı kendi ruhu, yüreği ve zihniyle seçip yaşayabileceği güzel bir ayı ve ömrü olmasını dilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.