İyi İnsan Olmak Her Şeyden Daha Önemli / Ali Buhara Mete

32-ali-buhara-meteÇocukluğunuzdan beri sinema oyuncusu olmak istediğinizi söylüyorsunuz ama siyaset mezunusunuz. Oyunculuğu tercih etmenizin nedeni nedir? Sinemayı tercih etmenizde babanızın etkisi var mı?
Üniversiteyi amaçtan çok araç olarak gördüm. Reklamcılık ya da siyaset bilimi arasında bir seçim yapmam gerekiyordu. Entelektüel bir adam olma iddiam vardı. Tercihimi bu yüzden siyaset biliminden yana kullandım. Dolayısıyla dünyayı daha iyi anlamaya başladım. Hem zaten oyunculuk ve siyaset bir noktada benzer meslekler. İkimiz de seyirciye oynuyoruz!..
Şaka bir yana, bilgi cehaleti alabilir ancak bilgelik esastır. Bilmek bir şeydir ancak marifet onu yaşayabilmekte. Bu da öğretimle olmaz eğitimle olur. İlim, satırdan değil sadırdan öğrenilir demiş büyüklerimiz. Ömür, beşikten mezara kadar sınava tâbi; bazen kazanır bazen öğreniriz… Ama hayatta edindiğimiz tecrübeler en büyük eğitmen…
Babamın, sinemayı tercihimde muhakkak etkisi olmuştur. Çünkü yönetmen, yazar ve oyuncu ahbapları vardı. Bu çevrede yetişmek, sinema ve televizyon hakkında fikir sahibi olmamda ciddi bir etkendi diyebilirim…
Mezun olduğum okula gelirsek; dönüp baktığımda doğru bir karar verdiğimi düşünüyorum. Çünkü oyunculukta kişisel gayretlerim dışında kendimi geliştirebileceğim fırsat ve şanslarım oldu…

Merhum babanız Ömer Lütfi Mete gönül ehli, entelektüel bir insandı. Size, hayata dair insana dair tavsiyeleri nasihatleri olmuştur. Paylaşır mısınız?
Babamın en güzel nasihati yaşam biçimiydi. Onunla ense karartamazdınız. Ömer Lütfi Mete demek umut demekti. Ömer Lütfi Mete sevgi demekti… Sadece benim için değil yediden yetmişe bir toplum için. Samimiyetin ve doğruluğun sesiydi… “Farklılıklarımız birbirimizi sevmeye engel değil ki.” diyordu… Bunca karşıtlığın içinde ayrı bir devletti Ömer Lütfi Mete… Onun gölgesinde çok insan buluştu, yetişti ve birleşti… Sevdi, sevildi ve sevdirdi…
Babanın malı miras kalır derler; ancak o bize kemalini de miras bıraktı. Onun izinden gideceksek genç kardeşlerime umutvar olmalarını tavsiye ederim. Umut iyi bir şeydir ve iyi olan asla ölmez. Hayatta her an umduğunuzu bulamayabilirsiniz ama umudunuzu asla kaybetmemelisiniz… Çünkü yaşadığımız sürece daima bir çıkış yolu var. Sadece aramaya devam edin ve vazgeçmeyin.

Kurtlar Vadisi Pusu’ya girişiniz nasıl oldu? Nerede eğitim aldınız?
Oyunculuk eğitimim profesyonel manada Kurtlar Vadisi ile başladı. Öncesinde oynamış olduğum dizilerdeki tecrübelerim de elbette bu sürece dahil. Doğal bir yeteneğim olduğu söyleniyordu ancak yeterli değildi. Kendinizi sürekli geliştirmeniz ve güncellemeniz gerekiyor. Öğrenebilmek için doğru kişilerle karşılaşmak istedim. Neticede daha önceki setlerde çalıştığım oyuncu arkadaşımdan destek aldım. Bütün bir yıl boyunca beraber sabahlara kadar gece gündüz demeden çalıştık. Diğer sezon profesyonel olarak başka bir oyuncu koçuyla çalışmaya başladım. Bütün bu çalışmalarla, okul okumamanın verdiği eksikleri gidermeye çalıştık. Hala da öğreneceğim çok şey var. Ancak çalıştığım setin de bir okul olduğu unutulmamalı. Biraz uyanık olursanız etrafınızdaki kıymetli oyunculardan çok şey öğrenebilirsiniz. Bu noktada asla kapalı davranmadım. Öğrenmeye aç, yeniliklere açık biriyim.
Kurtlar Vadisi’ne girişim, senaristlerin teklifiyle gerçekleşti. Sağolsunlar bana inandılar ben de onları mahçup etmediğimi umuyorum.

Akif karakterinin özelliklerinden bahseder misiniz? Gerçek hayatta Akif olmak ister miydiniz?
Akif; hızlı düşünen, analitik zekâya sahip aynı zamanda cesaretiyle ön plana çıkan bir karakter. Soğukkanlı ve Arnavut olmasının getirdiği başına buyrukluğuyla birlikte sorumluluktan kaçınmayan tavrı onu KGT’de liderliğe taşıdı. Gerçek hayatta Akif’in özgüven ve soğukkanlılığına sahip olmak isterdim. Akif tabi bana göre biraz daha Avrupalı bir adam. Orada yetişmiş olması onu gelenekselciden çok yenilikçi biri yapıyor. Açıkçası Akif’teki “özgüven” ve “netliği” isterdim.

İleriye dönük planlarınızdan bahseder misiniz? Oyunculukta kalıcı olmak istiyor musunuz? Kimi oynamak istersiniz?
Oyunculukta elbette kalıcı olmak istiyorum. Şeyh Şamil ya da Cahar Dudayev’i oynamak isterdim. Gerçek bir kahramanlık hikâyesi… Sinemaya uyarlanabilir bir biyografisi var. Özellikle bir sözü beni çok etkilemişti. “Bütün dünya bir araya gelse Çeçenistan dağlarını yıkabilir ancak inancımızı yıkamaz.” Böyle bir karakteri canlandırmak ve yeniden yaşatmak şahsım adına büyük bir iftihar vesilesi olurdu…
Yüze yakın şarkım var… İleride bir müzik albümü yapabilirim. Şarkı yazmayı ve söylemeyi çok seviyorum. Şu an için zaman yok, ancak ileride insanlarla paylaşmayı ümit ediyorum.

“Ahlak o kadar güzeldir ki kötü sıfatların hepsini kapatır.” diye ifadenize rastladık. İmtihan penceresinden baktığımızda hayatı güzel ahlakla yaşamanın önemi sizce nedir?
Çok güzel ya da yakışıklı olabilirsiniz. Ancak bir kaza sonucu bunları kaybedebilirsiniz. Çok zengin olabilirsiniz fakat onun da garantisi yok. Mevkiiniz olabilir ancak o da kalıcı değil. Dolayısıyla hayatta baki kalan tek bir şey var, o da salih amel yani güzel davranış. Mezardan sonra dahi bizimle gelecek olan geride bıraktığımız hayırlar, iyi davranışlar olacak. İyi insan olmak her şeyden daha önemli. İyi bir insan olamadıktan sonra iyi bir oyuncu olmanın hiçbir ehemmiyeti yok. Bu kadar insanın sevgisine nail olmuşsak bunu hak etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu hak etmenin yolu da iyi insan olmaktan geçiyor. Bu kadar insan bizi boş yere seviyor olmamalı. Gerçekten bir nedeni olmalı. Öyleyse gerçekten iyi olmak için çabalamamız gerekiyor.

1 yorum

  1. Ben Ali Buhara Mete’nin düşüncelerine katılıyorum bence çok gerçekçi konuşuyor bu arada bende siyasal bilimler okuyorum meslektaş sayılırız:)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.