Fonksiyonel Gıdalar ve Sağlığımız / Gıda Mühendisi Derya Toksöz

“Fonksiyonel gıda” terimi besinlerin yanı sıra, sağlığa bir fayda sağlayan gıdaları tanımlar. Bütün gıdalardan, kuvvetlendirilmiş, zenginleştirilmiş, geliştirilmiş gıdalara ve diyet takviyelerine kadar hepsiyle ilgilidir ve bu gıdalar zihinsel ve bedensel durumu iyileştirmede potansiyele sahiptir ve hastalık risklerini azaltmaktadır. Fonksiyonel gıda üretiminde en temel nokta aslında negatif fizyolojik etkinliği olan bileşenin gıdadan uzaklaştırarak yerine yararlı bileşenlerin eklenmesiyle elde edilmesidir.

Bu faydalara sahip bileşenler, gıdanın içerisinde doğal olarak bulunabilir ya da işleme sırasında gıdaya eklenebilir. Gıdalardaki besin elementleri miktarı, doğal miktarlarından daha fazlaya çıkarılarak zenginleştirilmiş gıdalar elde edilebilir. Kuvvetlendirilmiş gıdalar ise orijinal gıdada bulunmayan besin elementleri veya bileşenleri içermektedirler. Fonksiyonel gıdaların bazıları da probiyotik ve prebiyotik olarak gıdaya eklenmesiyle elde edilir. Prebiyotik: Kalın bağırsaktaki durumların faydalı bir şekilde gelişmesini sağlayan gıda bileşenidir.

Probiyotik: İnsan vücudunu faydalı bir şekilde etkileyen tek veya karışık mikroorganizma kültürüdür.

Kolik gıda: Genellikle, sindirilemeyen karbonhidrat formunda olan bağırsaklardaki mikroflora için besin elementi sağlayan ve kolona sindirilmemiş formda ulaşan gıdalardır. Örneğin gıdaya bazı fitokimyasalların eklenmesi (bitki ekstratı) kanser riskini ve tansiyonu düşürmekte, biyoaktif peptitlerin eklenmesi, bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve minerallerin biyolojik olarak kullanılabilirliğini arttırmaktadır.

Bu sektör, tüketicilerin diyet/hastalık ilişkisini kavramaları, nüfusun yaşlanması, tedavi giderlerinin artmasıyla birlikte hızla gelişmektedir. Kısaca fonksiyonel gıdalar ve yararları hakkında bilgi vermek gerekirse:

Omega-3 ve Omega-6 yağları: Gerek Omega-3 gerekse Omega-6 yağ asitlerinin dengeli alımı, sağlığımız için temel olan ideal kan dolaşımını sağlıyor. Ayrıca beynin gelişimine, sağlıklı büyümeye ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. Cildin nemlenmesini sağlayarak, genç görünmesine ve tüm cilt hücrelerinin işlevlerini düzenlenmesine yardımcı oluyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilen ideal denge, her 5-10 gram Omega-6 yağ asidine karşılık 1 gram Omega-3 yağ asidi şeklinde.

Omega-6, büyüme ve cilt için gerekli, Omega-3 ise sağlıklı ve uzun bir ömür için.

Yapılan son araştırmalarla balıkta bulunan Omega-3 yağ asitlerinin insülinin işlevini artırarak ve diyabette özellikle de tip II diyabetlilerde hastalığı geciktirdiği ortaya çıktı.

Omega yağ asitleri serbest radikallere karşı savaşarak cilt hücrelerinin yaşlanmasını engelliyor. Hücreleri yenileyip cildi güzelleştiriyor. Migrene iyi geliyor. Kanın beyin damarlarında rahatça dolaşmasını sağlayarak migren tipi ağrıları önlüyor. İltihabi hastalıkları önlüyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi için omega yağları çok önemli. Başta gribal enfeksiyonlar olmak üzere, sedef, romatoit artrit, astım ve alerji gibi hastalıkların tedavisinde önemli rol oynuyor.

En çok bulunan gıdalar: Balıkta, cevizde, ayçiçeği yağı ve mısır özü yağında bulunur.

Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, brokoli ve kereviz gibi sebzeler, yüksek oranda antioksidanlar ile (yaşlanmayı geciktiren ve çevre kirliliğinin etkisini azaltan vitaminler) cildin esnek kalmasını sağlayan C vitamini, yaraların iyileşmesine yardımcı olan A vitamini ve hücrelerin oksijeni kullanmasını sağlayan E vitamini içerir.

Maydonoz: Dünyadaki en besleyici yiyeceklerden birisi ve bir demir deposu durumunda. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum, kükürt ve A vitamini bulunuyor. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılıyor. Böbrekleri, karaciğeri ve idrar yollarınını temizlemeye yardım ediyor. Kan şekerini normal seviyede tutuyor ve kansere karşı da koruyucu.

Marul: Bol miktarda çeşitli mineralleri ve özellikle demir içeren marul, sinirleri teskin edip iyi uyku verir. Yemekten önce salata şeklinde yenen marul, şeker hastalarının kandaki şeker seviyesini düşürür. Marul bol idrar söktürür ve kanı pisliklerden temizler, karaciğer ve dalak şişliğini, sarılığı giderir. Kadınlarda adet dönemlerinin, zamanında ve ağrısız olmasına yardımcı olur.

Roka: Çeşitli esansları, P ve K vitaminleri, çok faydalı mineralleri içeren roka; karaciğerin dostu, mideyi kuvvetlendiren, kansızlığı gideren, cinsel gücü çok arttıran bir yeşilliktir. Yeşil salata şeklinde yenen roka, tadı ve asitleri ile mideyi çalıştırır, hazmı arttırır, iştahı açar, böbrekleri çalıştırır, idrar söktürür ve karında toplanan suyu boşaltır.

Tere: Çiğ salatalara lezzet ve canlılık katar, çeşitli vitaminler ve özellikle C vitamini, bazı faydalı esanslar ve mineralleri ile çok tesirli ve faydalıdır. Tere; karaciğer, böbrek ve bronşları çalıştırır, gribi geçirir, kanda şekeri düşürür, kansızlığı giderir, acı tadı ve diğer maddeleriyle mideyi çalıştırıp hazmı arttırır, bol demiri ile kanı tazeler, kansere karşı korur ve bağırsaklardaki çeşitli solucanları dökmeye yardımcı olur.

Turp: İçinde bol miktarda C vitamini, iyot ve kükürt vardır. Karaciğere çok faydalı bir gıda olan turp, karaciğeri kuvvetlendirir ve şişliğini azaltır. Sarılığa, böbrek kum ve safra taşlarını dökmeye, romatizmaya karşı yararlıdır. Astım ve bronşite iyi gelir, öksürüğü keser. İdrar söktürücü ve kabızlığı giderici, iştah açıcı, mikrop öldürücü etkileri vardır. Kalp ve damar sağlığına, şeker hastalarına faydalıdır. Turp, sivilce ve egzamayı iyileştirici özellikleri ile cilde canlılık ve tazelik verir.

Yoğurt: Sabahleyin kahvaltıdan sonra yenen yoğurt, sindirimi kolaylaştırıp bağırsakların çalışmasına yardım eder. Her yaşta hemen hemen herkes için uygundur. Ancak, midesi çok duyarlı olanlara, onikiparmak bağırsağı ülseri olanlara dokunur. Yoğurt, hastalar ve zayıf bünyeler için sütten daha besleyici, sindirimi kolay bir gıdadır. Aynı zamanda bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların (Amiplerin) çoğalmalarına ve hatta yaşamalarına engel olan bir besindir. Bu sebepten tifo ve ishal zamanlarında yoğurt âdeta bir ilaç gibi tavsiye edilmektedir. Tüberkülozlu hastalar üzerinde de antibiyotik etki gösterir.

Yoğurt aynı zamanda bulaşıcı hastalıkların tedavisinde de oldukça öneme sahiptir. Çocukların bulaşıcı karaciğer iltihâbı (hepatit) hastalıklarının dietik tedavilerinde kullanılır.

Ayrıca, yüze ve boyna sürülürse cildi canlandırır. Rahat bir uyku için de yoğurt yiyebilirsiniz.

Özellikle kış aylarında yeşil sebzelere ulaşmak hiç de zor değilken yediğimiz gıdaların bize sağladığı yararları da göz önünde bulunduralım. Kolaylıkla ulaşabildiğimiz yeşil sebzelerin fonksiyonel özellikleri de göz önünde bulundurulduğunda bu nimetler hepimiz için altın değerinde. Bize düşen hakkıyla şükredip doğru beslenmeye özen göstermek.

Sağlıklı ve bol şükürlü günler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.