Çocuklarda Konuşma Bozuklukları ve Kekemelik / Klinik Psikolog Leyla Arslan

gonul44-konusma-bozukluklariÇocuklarda dil ve konuşma gelişimi nasıl olur? Neden bazı çocukların konuşmasında sorunlar oluşur?
Dil ve konuşma gelişimi; çocuğun içinde yaşadığı çevrenin iletişim şeklini dinleyerek, görerek ve öğrenerek olur. Bu yüzden işitme kaybının olmaması ve çocukla olan etkileşimin yeterli olması gerekir. Bazı çocuklarda konuşma sorununun ortaya çıkması ise gelişimsel bir soruna bağlıdır. Bu yüzden çocuklardaki gelişimi; ince motor gelişimin yetersizliği, kaba motor gelişimin yetersizliği, sosyal beceri ve öz bakım becerilerinin gecikmesi de etkiler. Dolayısıyla her çocuğun dil gelişimi kendi hızında ve kendine özgündür.

Kekemeliğe sebep olan nedenler nelerdir? Konuşma bozuklukları nasıl sınıflandırılır?
Konuşmanın gelişmesinde aksamaların değişik özelliklerine göre ve tanı kriterlerine göre adlandırılır. Konuşmanın akıcılığında, seslendirmede, gramer yapısında ve konuşma organlarının yapısından kaynaklanan konuşma kusurları olarak incelenir. Konuşma bozukluğu nörolojik işleyişten olabildiği gibi, fizyolojik bazı sorunlardan dolayı da ortaya çıkabilir. İnsan konuşmaya doğuştan programlanmıştır. İçinde bulunduğu toplumun sembollerini kullanarak dil gelişimini tamamlamaktadır. Dil gelişiminin tam zamanında olabilmesi için önce işitmesi, yeterince sözlü konuşma duyması ve söz üretebilmesi gerekmektedir. Kişinin söz üretebilmesi için de sesleri doğru algılaması ve konuşma organlarını düzgün kullanabilmesi şarttır. Konuşma bozukluklarını; gecikmiş konuşma, artikülasyon bozukluğu, özgün konuşma bozuklukları ve kekemelik olarak sınıflandırabiliriz.
Gecikmiş konuşma, çocuğun kendisinden beklenen yaşına uygun dili kullanamamasıdır. Konuşma gelişimi 2,5 yaşında tamamlanmış olmalıdır. Bir çocuk 2 yaşında tek tek sözcük kullanamıyorsa 3 yaşına geldiği halde hâlâ konuşamıyorsa bu durum gecikmiş konuşma olarak adlandırılabilir. Bu durum ciddi bir sorundan kaynaklanıyor olabilir ve kesinlikle ihmal edilmemelidir. Gecikmiş konuşma bozukluğunun; aile içindeki iletişimin yetersizliği, konuşma organlarındaki kusurlar, otizm, asperger sendromu, dikkat eksikliği gibi rahatsızlıklara bağlı ortaya çıktığını gözleriz. Gecikmiş konuşma terapisinin diğer terapilerden biraz daha kapsamlı olması gerekir. Zekâyı geliştirecek, hayatı öğretecek çok yönlü çalışma yapmak önemlidir. Nesnenin kendisini göstermek, resmini göstermek, sonra yazısını göstermek, sembolünü çocuğa çizdirmek, onunla muhatap etmek gibi çalışmalar yapılmaktadır. Çok sabırlı olmak gerekiyor. Çizmek, yazmak, konuşmak, jest ve mimikler, okumak, zor gelişen dil ve ifade becerileridir.
Artikülasyon bozukluğu, sözlü sembollerin doğru kullanılamaması ve düzgün ses üretmemekle ilgilidir. Çocuk, sesleri birbiri yerine kullanabilir. Örneğin; çocuğun “r” yerine “y” sesini kullanması karşılaşılan bir durumdur. “K” , “t” sesini karıştırmak ve heceleri atlayarak kullanmak sık görülen ve okul öncesi çağda düzeltilemediği zaman okuma yazmayı güçleştiren, öğrenme sorunlarının ortaya çıkmasına neden olan bir tablodur. Artikülasyon bozukluğu; çocuğun konuşma organlarını doğru kullanmaması, uzun süre emzik emmesi, yutkunma sorunu, ağız ve yüz kaslarını doğru kullanamama, geniz eti, yarık damak, tavşan dudak gibi fiziksel sorunlara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Bazı çocuklarda dilin gramer yapısıyla ilgili sorunlar olabilir. Cümle yerine sözcük kullanır, sözcükleri arka arkaya kullanır ve bu sözcükleri tekrar eder. Cümle içinde sözcük atlamaları yapar. Ekleri ve zamanları yanlış kullanır. Bu grubu kendine özgü kusurlar olarak görürüz ve özgün konuşma bozukluğu diye isimlendiririz. Havaleler, zor doğumda beynin oksijensiz kaldığı her durum, düşmeler, başın arka kısmının çarpma sonucu zarar görmesi, nefesi bozan hastalıklardan olabildiği gibi, epilepsi gibi nörolojik sebepler de özgün konuşma bozukluklarının nedenlerindendir.
Kekemelik, konuşmadaki ritim ve akıcılıkla ilgili bir bozukluktur. Kişilerde kararsız kalma, uzatma, hece tekrarlama, duraklama şeklinde görülebilmektedir. Kekemelik; genetik bir geçişle olabildiği gibi, aile içi gerginlik yaşanan travma, zihinsel gelişimin hızlı oluşundan, bazen de gelişim dönemine bağlı olarak kısa bir süre ortaya çıkabilmektedir. Çocukların kendi dünyalarına sığdıramadıkları her durum onlarda travma etkisi yaparken, bazen konuşma bozukluğuna da sebep olabilir. 3-4 yaş arası kekemeliklerin sebeplerinden biri bu durumdan kaynaklanan kaygı bozukluklarıdır. Diğeri gelişimsel bir süreçtir.
Her çocuk 2 ay gelişimsel olarak kekeleyebilir. Bu davranışın kesinlikle pekiştirilmemesi gerekmektedir. Aksi halde, 2 aydan fazla sürmesi halinde durum alışkanlığa dönmektedir. Çocukların dil gelişimi sonra da motor gelişimini yakalarsa kekemelik kalıcı olmuyor. Çocuğun motor gelişimi yavaş olursa kekemelik kalıcı olmaktadır. Kekeme çocuğu olan aileler konuşma terapistlerinden mutlaka yardım almalıdır.

Konuşma sorunu yaşayan çocukların ailelerine ne önerirsiniz?
Çocuğun dil ve konuşma gelişimi aileyi kaygılandırıyorsa yaşıtlarından farklı seyrediyorsa mutlaka profesyonel bir yardım alınmalıdır.
Çocuk eğer konuşurken bazı sesleri yanlış çıkarıyor ve bu durum 5 yaşını geçtiği halde düzelmediyse çocukta öğrenme güçlüğü riskinin söz konusu olduğuna dikkat edilmeli. Her ses için yapılması gereken konuşma egzersizleri vardır. Konuşma bozukluğu yaşayan çocuklar zihinsel yönden kusur göstermemelerine rağmen çekingen kişilik sergilemektedirler. Konuşma kaygısı yaşayan kişilerde, sosyal fobi ve okul fobisi de gelişebilir.

Anaokulunda konuşma bozukluklarının giderilmesine yönelik bir çalışma yapılıyor mu? Anaokulunda konuşma bozukluğuyla ilgili neler yapılabilir?
Mesleğe ilk başladığım seksenli yıllarda, üniversitelerde dil ve konuşma bozuklukları ile ilgili bir bölüm yoktu. Psikoloji bölümü içinde konuşma bozuklukları dersi okutuluyordu. Konuşma sorunları da yaygındı. Ben de üniversitede bu dersi almış bir psikolog olarak milli eğitimde rehberlik ve araştırma merkezinde görev yaparken, bölgemdeki bütün okulları gezmek ve anaokulu programlarını takip etmek gibi bir sorumluluğum vardı.
Anaokulundaki en temel amaç; dili doğru kullandırmak, kavramları (aşağı yukarı, sağ sol, toplama çıkartma) doğru öğretmek ve çocukları eğlendirerek hayatın bilgisini çocuklara kazandırmak, okuma yazmaya hazır hale getirmektir. Konuşmayı etkin ve düzgün kullanabilmeleri için tekerlemeleri öğrenmeleri çok önemlidir. Gördüm ki fonetikte kullanılan 30 sesle ilgili sayısız tekerleme var ve bu tekerlemeler o seslerle ilgili egzersizlerin de yapılmasını sağlıyor.
Okulları ziyaret ettiğim dönemlerde çocukların dil gelişimini ölçüp sorun olan çocukları ayırdıktan sonra o çocuklara uygun tekerlemeleri seçerek ve koro halinde çalıştırarak, öğretmenlerin çocukların konuşma sorunlarının düzelmesinde çok etkin olduklarını izledim. Terapist olarak sadece seslerin çıkış egzersizlerini göstermek ve hangi tekerlemenin dil ucuna, dilin yukarı hareketine ve dudakların düzgün kullanmasına katkısı olacağını göstermek bana kalıyordu.
Şöyle bir bağlantıyı kurmak, konuşma sorunlarının çözümü anlamında kolaylık sağlayacaktır: İyi bir konuşma terapisti her sesle ilgili şarkı, türkü, tekerleme, bilmece, bulmaca çok bilmeli, iyi bir öğretmen de bu bildiklerinin etkisini bilmeli ve neyi niçin yaptığının farkında olmalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.